Erdoğan-Trump zirvesi: Ortaklık mı, ayrışma mı?-İbrahim Karagül

Bugünkü ErdoÄŸan-Trump görüşmesi, Türk-Amerikan iliÅŸkilerinde yeni bir dönemin baÅŸlangıcı olur mu? Ä°ki ülke iliÅŸkilerinde tarihin en derin güven bunalımı, biz buna niteliÄŸi itibariyle “büyük kriz”diyelim, aşılabilir mi?

Dar ölçekte “kurucu” Ã¼lkelerin bugünlerde yoklama çektiÄŸi o yeni güç haritasında Türkiye ve Amerika beraber yoluna devam edebilir mi? Yoksa Ankara-Washington hattındaki bütün ortaklık geleneÄŸini topraÄŸa gömer, Türkiye'yi yükselen yeni güçlerle “farklı” ortaklıklar arayışına mı iter?

'Yerel güçler' formülü Türkiye'yi tehdit ediyor

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın; “virgül deÄŸil nokta konulacak bir görüşme” olarak tanımladığı bu ilk temas, iki lider arasında bir “kurucu irade” mi ortaya koyacak yoksa savaÅŸ lobisi aşırılartarafından, küresel ölçekte “yerel güçlerle ortaklık” formülüne kurban mı edilecek?

Daha net ifadeyle, ABD'nin artık, Türkiye için bile tehdit haline gelen, yeni doktrini Ã¼zerinden (biz buna teröre desteÄŸe kılıf bulmak diyelim) Türk-Amerikan iliÅŸkilerinde köprüler atılacak mı?

Washington geleneksel müttefiklerini mi tercih edecek, devletten devlete iliÅŸkileri mi önceleyecek yoksa her ülkenin terör örgütünü ortak ilan ederek mi yola devam edecek?

Bir Neocon fantezisi, bu da çöpe gidecek..

Şüphesiz kaba bir kibir ve aşırı özgüven Ã¼rünü olan ve ABD karşısına onlarca yeni düşman ülke kazandıracak bu Ã§Ä±lgın formül, hem siyasi tarihi hem de milletlerin derin gücünü hiçe saymaktır. ABD bundan çok zarar görecek, bu açık.

Zaten uluslararası ölçekte kredisi dip yapan ABD'nin en yakın müttefikleri tarafından bile terkedilmesiyle sonuçlanacak bu yaklaşım, neoconların “tek yanlı dünya düzenini biz kurarız”, “dünya bizim tarlamız, istediÄŸimiz gibi süreriz” ÅŸeklindeki fantastik hayallerinden hiç de farklı deÄŸil.

Bu yüzden, bizim için PKK/PYD'yi silahlandırmak olan ama birçok ülke için benzer tehditler içeren bu doktrinin de büyük bir fiyaskoyla sona ereceÄŸini ÅŸimdiden bir yere yazalım. 1990'lardan bu yana benzer bütün projelerin çöpe gittiÄŸini de hatırlatalım ve bu çılgınlığı da aynı akıbetin beklediÄŸini not erelim.

Müttefik ülkeye karşı iki terör örgütü 'ortak'

ABD basınında yer alan yorumlara bakılırsa, bu zirve Trump'ın iktidara geldikten sonraki en zor görüşmesi. Öyle, çünkü masada çok zor konular var. 15 Temmuz darbe ve iç savaÅŸ müdahalesine ABD istihbaratının desteÄŸi var. FETÖ var, bir terör yapılanmasının ABD tarafından korunması var.

CumhurbaÅŸkanı'na suikast dahil, ABD istihbaratının kontrolünde uygulanan bir proje var. O çevrelerin hala korunması, hala Türkiye'yi tehdit etmesi var. PKK/PYD'ye aktarılan ve açık bir ÅŸekilde Türkiye'nin geleceÄŸini hedef alan silahlar var. Her ne kadar birbirinden ayrı görsek de, 15 Temmuz'da hem FETÖ'ye hem PKK'ya verilen talimatlarvar.

ABD yönetiminin, iki terör örgütünü de “müttefik bir ülkeye karşı ortak” ilan etme gibi son derece rahatsız edici bir durumvar. Ve bu politikanın, ortaklık iliÅŸkilerine raÄŸmen devam ettirilmesi ve Türkiye'yi ikna etmeye dönük isteksizlik var.

Zamana oynayıp Türkiye'yi PYD ile uzlaştırma hesapları

Bütün bunları topladığımızda ABD'nin Türkiye ile iliÅŸkileri gözden çıkarmış görüntüsü var. Böyle bir resim ortadayken, NATO'dan ya da Pentagon'dan gelen “güvence” açıklamalarının saçmalığı, anlamsızlığı, güvensizliÄŸi var.

Her ne kadar Türkiye, ABD ile yola devam etme eÄŸiliminde ise de, iki ülke iliÅŸkilerinde bence tarihin en büyük kırılması yaÅŸanıyor, en zor dönemden geçiliyor. Dünyanın yeni güç paylaşımına hazırlandığı, yeni güçler denkleminin öne çıktığı, ABD dışında bazı merkez ülkelerin alabildiÄŸine öne çıktığı bir dönemde Türkiye, Washington'ın her çılgınlığına teslim olacak mı, boyun eÄŸecek mi?

Bence hayır! Ã–yle bir Türkiye olmayacak. Ãœlkesini, sınırlarını, bütünlüğünü, güvenliÄŸini ABD veya ittifak iliÅŸkilerine rehin verecekbir Türkiye olmayacak. Bugün PKK/PYD'yi silahlandıranlar yarın Türkiye'yi bu örgütlerle uzlaÅŸma zeminine itmeye çalışacaklar. Fiili durumlar oluÅŸturacaklar.

Bu yüzden Türkiye'nin bugünkü net tutumunu, duruÅŸunu ciddiye alıyorlar ama iÅŸi sulandırıp zamana yaymaya, Türkiye'nin direncini kırmaya Ã§alışıyorlar. Oysa planlar apaçık ortada artık.

Devletlerin değil, liderlerin yönettiği bir dünyaya doğru..

Dünyada yeni bir durum, eÄŸilim öne çıkıyor. Artık devletlerin, siyasi söylemlerin, yerleÅŸik sistemin deÄŸil, liderlerin belirleyici olduÄŸu bir dönem baÅŸladı. Trump, Putin, ErdoÄŸan modeli yakında baÅŸka ülkelerde de kendiniz gösterecek. Bu yüzden ErdoÄŸan-Trump birçok konuyu çözüme kavuÅŸturabilir, bir ortak dil oluÅŸturabilir.

Ancak ABD yerleÅŸik sistemi bu ihtimali boÅŸa çıkarmak için olaÄŸanüstü bir çaba harcıyor. Bu konuda ErdoÄŸan'ın eli güçlü, Trump ise daha bağımlı durumda. Çünkü Trump yerleÅŸik sisteme hakim olabilmiÅŸ deÄŸil henüz.

Görünürde oyun Türkiye'ye karşı oynanıyor ama aynı oyunun belki daha büyüğü ABD'ye ve Trump'a karşı oynanıyor. Onu rehin alıp, müttefiklerinin öfkesine yatırım yapıp ABD'nin karşısına yeni düşmanlar inÅŸa ediyorlar.

ABD'ye başka tür bir '11 Eylül' tuzağı kuruluyor!

Bence, 11 Eylül saldırıları benzeri yeni bir komplonun ön hazırlıkları bunlar. Bu sefer terör üzerinden deÄŸil, ABD'nin müttefiklerini de yabancılaÅŸtırarak yapacaklar bunu.

Bugünkü görüşme, sanıyorum dünya baÅŸkentlerinde de çok dikkatli takip edilecek. Türk-Amerikan iliÅŸkilerinde yaÅŸanacak bir kopuÅŸ, küresel güç haritası üzerinden derin bir sarsıntıya neden olabilir?

Türkiye, öyle PKK ile, FETÖ ile yolundan çevrilecek bir ülke deÄŸil artık. Ya beraber hareket ederiz ya da kendi yolumuza gideriz. Örgütler üzerinden korkutup boyun eÄŸdirmek, zayıflatmak, yeniden vesayet altına almak…

O dönem bizim için kapandı. Ä°ÅŸler yolunda gidecekse önce ABD'nin Türkiye'yi tehdit etmekten vaz geçmesi gerekiyor!

Sanırım bugünkü zirveden sonra çok ÅŸey konuÅŸulacak…