Sosyal Medya

Kürsü

Batı Medeniyeti ve Demokrasi / Cafer Günaydın



Demokrasiyi sahiplenen Batı kadar, Ä°slam dünyası da Ä°slam’ı bir yönetim düzeni olarak benimseyip sahip çıksa iÅŸte o zaman günümüzde Ä°slam ve Müslüman gerçek kimliÄŸine dönmüş olacaktır. Batı dünyası demokrasinin Ä°slam dünyasında gerçek anlamda yaÅŸanmasını, demokrasinin buralarda kendilerinde olduÄŸu gibi tezahürünü istemiyor. Çünkü Batı Ä°slam’a ve müslümana güvenemiyor. Bu deÄŸerlendirmenin günümüz Müslüman kimliÄŸiyle aslında bir ilgisi yok . Bu durum tamamen Kur’an’ın ve Rasül (s)’ün tanımladığı “Ä°slam” ve “Müslüman” ile ilgili bir durum. Yoksa acı ama gerçek bugünün müslümanı güç olarak dünya konjektüründe pek önemli bir yer tutmuyor. Müslümanın bugünün dünya kamuoyunu meÅŸgul etmesinin en önemli sebebi belki bir gün, bugünün müslümanın Kur’an’da ki Müslüman kimliÄŸine evrilebilme potansiyelini taşıması... Bir diÄŸer sebebi ise Ä°slam coÄŸrafyasındaki müslümanların jeopolitik konumları ve sahip oldukları yer altı kaynakları…

 

Aslında ikinci sebep birinci sebebe baÄŸlı. Zira Batı’nın ürettiÄŸi Ä°slamfobia aslında Ä°slam’dan korkma deÄŸil, Ä°slam’la, Kur’an’la evrilebilecek Müslümanların sahip olduklarının ve olacaklarının farkına varma ihtimalinin bulunması… Ancak bu sayede çok iyi biliyorlar ki, emperyalizm önce kelimelerle baÅŸlar. Onlar önce sömürdükleri ülkelerin dillerinin içini boÅŸaltmışlar sonrada o ülke halkının cebini boÅŸaltmışlardır.

 

Bunu yaparken günümüzde çok iyi sistemlerle çok ince kelime oyunlarıyla dünya kamuoyunu kandırarak, yönlendirerek, algı operasyonlarıyla sömürülerine devam etmektedirler.

Demokraside halkın iradesi ve gücü “Hakk” ile buluÅŸtuÄŸu zaman batı patentli demokrasi çıkmaza giriveriyor. Batı istiyor ki, yönlendirilen ve kandırılan tüm dünya halkının aynı zamanda gücünün ve de iradesinin de bu sayede Batı’nın çıkarları doÄŸrultusunda, tamamen Batı patentli, Batı deÄŸerleriyle bezenmiÅŸ, allanmış pullanmış bir demokrasiyi dünyaya pazarlamaya devam etmek…

 

Batı’ya göre, Batı deÄŸerleriyle ÅŸekillendirilen insan ve toplum tam anlamıyla “medeni” demokratik insan ve toplumdur. Batının bu aldatılmış, birileri tarafından yönlendirilmiÅŸ deÄŸerlerinden nasibini almamış insan ve toplumlar medeni sayılamazlar.

Batı’ya göre hayat, yaÅŸam sadece kendi deÄŸerleriyle bir anlam kazanıyor. Batı dünya toplumların irade ve gücünü ellerinde tutarak böylece dünyaya  yön verme ve de akabinde “pasta”ya sahip çıkma ve sahip olma derdinde.

 

Batı, dünya halkının irade ve özgürlüğüne ipotek koyma yüzsüzlüğünü gösterme, bu hakkı elinde bulundurma iddiasını ve gücünü nerden buluyor?

 

Aynı zihniyettir ki, Allah (cc)’ın  gönderdiÄŸi dinleri de bu sebeplerle ve gerekçelerle tahrif (deÄŸiÅŸtirme) ederek gücü ele geçirme kavgasından baÅŸka nedir ki? Ä°slam’ın hakim olduÄŸu devirlerde peygamberler ve müminler “Hakk”la oldukları için izzet, ÅŸeref, hak ve güç onlarlaydı. Ve insanlarla bir olan birliklerine ve kardeÅŸliklerini tesis eden bu hakikat tahrif edilince hak ÅŸekil deÄŸiÅŸtirerek saf deÄŸiÅŸtirdi. Haklı olan deÄŸil, güçlü olan haklı olur oldu. Allah (cc)’ın mümin kullarına verdiÄŸi meÅŸru “Hakk” gücünü müminler, “Sezar”lara kaptırdılar. Ä°ÅŸte demokrasi böyle hortladı aslında, tıpkı bir FrankeÅŸtayn gibi…Ve yine bir kısır döngü içine giriverdi tüm dünya halkı; ne yaptıklarını bilmeden dirilttikleri FrankeÅŸtayn’a aşık oluverdiler.

 

Ve yeryüzünde bir slogan yükseliverdi:

“Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya, Sezar’ın Hakkı Sezar’a”

Evet Batı, tanrısının hakkını koruyamayıp “Hakk”ı  Sezar’a çaldırmıştır. Böylece yüzyıllar sürecek bir kaosun temelini de böylelikle atmışlardır. Artık bir insan olan Sezar, kendini yeryüzünün Tanrısı ilan etmiÅŸ, ve imparatorluÄŸunun ve meÅŸruiyetinin sebep ve temelini tesis etmiÅŸtir. Sezar bu yeni insanlık dini (demokrasi)nin ilk peygamberi olmuÅŸtur. ÇaÄŸdaÅŸ havarileri ise onu günümüzde ÅŸevk ve heyecanla takip etmektedirler.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.