Aile YaÅŸam
Kapitalizmin En Kutsal Ayini: Anneler Günü-Ali Osman Aydın
Yine bir anneler günü… Medya aygıtları tepeden tırnağa, çoktan ticarileşmiş bu günün kutlamalarıyla çalkalanıyor…Kapitalizmin en kutsal, en mistik ayini büyük bir debdebeyle icra ediliyor. Modern dünya, 23 Nisan çocuklarına yapıldığı gibi anneleri de bir günlüğüne yozlaştırdığı yaşamın zirvesinde ağırlıyor…
“Beni bir sardunya büyüttü belki…” (Edip Cansever)
Yine bir anneler günü…
Medya aygıtları tepeden tırnaÄŸa, çoktan ticarileÅŸmiÅŸ bu günün kutlamalarıyla çalkalanıyor…Kapitalizmin en kutsal, en mistik ayini büyük bir debdebeyle icra ediliyor. Modern dünya, 23 Nisan çocuklarına yapıldığı gibi anneleri de bir günlüğüne yozlaÅŸtırdığı yaÅŸamın zirvesinde ağırlıyor…
Radyoda reklamı dönen bir firma “Anneniz her ÅŸeyin en güzelini hak ediyor.” diyor… Bu konuda
sigorta ÅŸirketleri,
kredi kartı satmak isteyen bankalar,
araba lastiği üreten firmalar,
iletişim operatörleri,
giyim sektörü,
mutfak eşyası imalatçıları,
kuyumcular da aynı fikirdeler…
Her reklamda gülümseyen annelerin hemen yanında çılgın taksit avantajları ve özel anneler günü indirimlerine dair sloganlar yer alıyor.
Bir firma “Annenizi şımartın.” diyor mesela… Asıl anlatmak istediÄŸi annenizi sevindirecek herhangi bir hediye alın deÄŸil elbette. Aslında firma, “Annenizi ancak bizim ürünümüzle şımartabilirsiniz.” demek istiyor.
Anneler, her yerde karşımıza çıkan reklam filmlerinin de baş kösesindeler.
Tüm markalar erotik göndermeli reklam yıldızlarını, anne figürleriyle değiştirmiş görünüyor.
Bütün bunları anneleri umursadıkları için yapıyor deÄŸiller. Kampanyaların tek amacı anne figürünü istismar ederek maksimum kârelde etmek.Ha bir mikro dalga fırın ha bir anne… Kar elde edildiÄŸi sürece kâr’a konu olan ÅŸeyin ne önemi var ki! Ãœstelik kitlelerin, özellikle de annelerin rızası varsa…
Kâfi oranda reklamla hediye seferberliÄŸinde “sürü”den ayrılmanın tekinsizliÄŸine katlanamayacak kiÅŸiyi maÄŸazaya göndermek mümkün. Aynı ÅŸey ilahi bir emir olsa “Ä°ÅŸte hep hurafe bunlar. ”diyecek bir dünya aydınlanmış yurttaşımız, kapitalizmin “Annene hediye al!” emrine sorgusuzca itaat ediyor. Konu anne olunca, çeliÅŸki teferruat oluyor…
Markalar ve Anneler
Markalar yıl boyunca yaptıkları ticari kampanyalara zıt bir yöntem izliyorlar anneler gününde. Çünkü normalde annelik kapitalizmin piyasa değer yargıları içinde bir yere oturmuyor. Hele de Türk tipi annelik... Aksine, kapitalizm ve markalar, annelik, aile gibi değerleri yozlaştıran bir dünya görüşüyle ayakta duruyor.
Bencilleştirdikleri kadınları beden üzerindeki koşulsuz iktidarlarıyla rehin alarak anneliği, güzellik ve kariyerin arasına sıkıştırılmış bir hobiye dönüştürüyorlar.
Kapitalizm varlığını tahkim ederken anneyi ait olduğu geleneksel dünyasından koparıyor. Lütfen bir düşünün, o firmaların arka planında bebeğinden ayrı 12 saat çalışmak zorunda kalan ne kadar anne vardır kim bilir?
Annemin okul dönüşü beni beklerken yaÅŸadığı tatlı kalp çarpıntısını, fabrika gürültüsü içinde bastırmak zorunda olan kaç anne…
Makineler arasında ihtiyarlayan o anneler de şımartılmalı mıdır mesela?
Veya annesini asla şımartamayacak işçi çocuklar için ne önerilir?
Şımartacak annesi olmayan kalbi kırık çocuklar için portföylerinde bir teselli bulunur mu?
Reklamlarda tasvir edilen anne tipine bakarsak, hayır!
Anneler günü bu kez 24 cenazenin gölgesinde geçiriliyor. Ama bu kapitalizmin kutsal bayramını sekteye uÄŸratmayacak. O, anneniz üzerinden size ürün sattığında iÅŸin bir kısmını, siz ve anneniz hediyelerinizle selfie çekilip o fotoÄŸraf intagram’a düşünce iÅŸin kalan kısmını halletmiÅŸ olacak.
Henüz yorum yapılmamış.