Güncel
Yeni Bir Kadife Darbe Süreci- 4-Prof. Dr. Burhanettin Can
Follow @dusuncemektebi2
Kadife darbenin beyin takımı, gelecek iki yıl boyunca her fırsatta gerilimi artırmak için çalışacaktır. Gerekli psikolojik zemin hazırdır. O nedenle başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, siyasi iktidarın, gerilimi düşürmesi ve ülke içindeki “kardeşlik” ortamını tesis etmeye gayret etmesi, sadece gelecek iki yıl için değil, ülkenin geleceği için de çok önemlidir. Bunun için kullanılan dil ve söylem mutlaka değiştirilmelidir.
16 Nisan referandum sürecinde kullanılan dilin etkisi
“Göz odur ki, dağın arkasını göre,
Akıl odur ki, baÅŸa geleceÄŸi bile.”
15 Temmuz sosyolojik savaÅŸ amaçlı askeri darbe giriÅŸiminden sonra toplumun her kesimi, birlik ve beraberlik içerisinde “Ya Allah-Bismillah -Allahuekber” nidaları ile bayrak sallayarak darbecilere karşı ÅŸanlı bir direniÅŸ gösterip bütünleÅŸmiÅŸ iken; ne oldu da, 16 Nisan referandum sürecinde toplum, neredeyse tam ortadan “birbirine kin ve nefretle bakan iki kampa” bölündü? Bu analizin çok geniÅŸ kapsamlı bir ÅŸekilde yapılması gerekmektedir.
Burada, toplumdaki bölünmenin sadece siyasilerin kullandığı dil ve üslup boyutu üzerinde durulacaktır.
AKP’nin “Gerilim Stratejisine” KarşıCHP’nin “Barış Stratejisi”
Sosyal hadiseleri incelerken iç, bölgesel ve küresel dinamikler mutlaka göz önüne alınmalıdır. Dış dinamikler, ancak iç dinamiklerle uyum sağlamışsa etkili olabilir. Bu nedenle her olumsuz işi, suçu, sadece dış dinamiklere bağlayarak izah etmek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Eğer Kadife Darbeciler, bu ülkede uygun zemin bulabiliyorsa, bunun nedeni, iç dinamiklerin buna uygun olmasıdır. Bu noktada ana sorumlu, siyasal iktidarlardır; onların yaptıkları hatalardır.
Tüm Kadife Darbelerde izlenen stratejide, seçime doÄŸru gerilim ortamı inÅŸa edilip gerilim kademeli bir ÅŸekilde yükseltilmiÅŸtir. Türkiye’de Kadife Darbeciler, Oslo Görüşmelerinin deÅŸifre edilmesinden 7 Haziran 2015 Milletvekili seçimine kadar kontrollü gerilim stratejisi uygulamışlardır. Kontrollü Gerilim Stratejisi tabirini kullanmamızın nedeni, kendi iÅŸlerine geldiÄŸi zaman, gerilimi yükseltmeye, AKP’nin iÅŸine geldiÄŸi zaman da, gerilimi düşürmeye çalışmışlardır. Taksim Gezi Parkı operasyonundan mahalli seçimler sonuna kadar Kadife Darbeciler, gerilimin yükselmesinden fayda ummuÅŸlar; fakat süreç, AKP’nin iÅŸine yaramıştır. CumhurbaÅŸkanı seçim sürecinin baÅŸlamasından 7 Haziran 2015 genel seçimleri sonuna kadar Kadife Darbeciler, AKP’nin aksine, gerilimi düşürmeye çalışmışlardır.
Bunun iki temel nedeni vardır: 1- Seçim sürecinde gerilim, AKP’nin iÅŸine yaramaktadır. 2- Genel olarak halk, özel olarak gençlik, gerilimli ortamda yaÅŸamaktan yorulmaya baÅŸlamıştır. Bundan dolayı Kadife Darbenin beyin takımı, CumhurbaÅŸkanlığı seçiminden 16 Nisan Referandumu sonuna kadar AKP’nin gerilimi yükseltmek istemesine raÄŸmen, gerilimi düşürmeye çalışmıştır. Adalet Bakanı BozdaÄŸ’ın tabiri ile “CHP ErdoÄŸan düşmanlığı orucu tutmuÅŸtur.” “Hayır” kampanyasını yürüten liderlerin hemen hemen hepsi, barışçıl bir dil ve üslup kullanmışlardır.
Buna karşılık baÅŸta CumhurbaÅŸkanı ve BaÅŸbakan olmak üzere, AKP kadroları ve AKP’ye destek vermiÅŸ bazı medya ve STK’lar, referandum boyunca gerilimi yükselterek kendi tabanını bütünleÅŸtirip oylarını artırmayı ve bloke etmeyi strateji olarak benimsemiÅŸlerdir. Referandum sonuçları üzerine yaptıkları yorum ve deÄŸerlendirmelerde de, aynı gerilim artırıcı ve kutuplaÅŸtırıcı dili kullanmışlardır.
Sonuç: Tek Tercihli Bir Referandum (!)
Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi teklifini hem Meclise, hem de milletin önüne getiren AKP ve MHP, milletvekillerine ve millete, teorik olarak, “Evet” ve “Hayır” olmak üzere iki farklı alternatif sunmuÅŸtur. Halk da kendisine sunulan bu iki alternatiften birini düşünüp taşınıp tercih edecektir. DoÄŸal olarak olması gereken buydu.
Ancak halkın önüne tercih yapma hakkı konulurken, iÅŸin özüne ve ruhuna aykırı olarak bir de özel bir ÅŸerh düşülmüştür. “PKK”, “DAEÅž”, “FETO”, “Ä°mralı” ve “Batı”, “Hayır” demektedir. Dolaylı olarak “Hayır diyenler”, “terörist”, “hain”, “iÅŸbirlikçi”, “PKK’cı”, “DAEÅž’çi” ve “FETO’cu” olarak nitelendirilmiÅŸtir. “KiÅŸi sevdikleri ile beraberdir”, “söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduÄŸunu” tarzında ifadelerin kullanılması ile “Hayır” demek, “suç” olarak ilan edilmiÅŸtir.
Bu nedenle AKP ve MHP, halkın önüne iki deÄŸil, “tek bir tercih” yapma hakkı koymuÅŸtur. Böyle bir yaklaşım, toplumun belli bir kesimi ile gençliÄŸin çoÄŸunluÄŸunun tepkisine neden olmuÅŸtur. Referandum sürecinde yapılmış en büyük hatalardan biri budur.
Referandum sürecinde medyada çok öne çıkmayan, çıkamayan çok önemli bir nokta da ÅŸudur: Kandil, Ä°mralı, PKK, DAEÅž, FETÖ, ABD ve AB, açık ve aleni olarak “Hayır” diyerek milliyetçi duyguların harekete geçirilmesine ve de “Evet” oylarının artmasına imkân verecek bir politikayı niçin benimsemiÅŸ olsun ve de ısrarla sürdürsün? Bu örgütlerin mensupları, tabanda bunu sessiz sedasız yaparak AKP kurmaylarına propaganda yapma imkânı saÄŸlamayabilirlerdi. Buna raÄŸmen bu örgütlerin lider kadrosu, niçin “Hayır” Kampanyası açmış olsun? Yabancı istihbaratların hükmettiÄŸi bu örgütlere yabancı istihbaratçılar ve stratejistler niçin mani olmasın?
Tüm bu kesimler, 18 maddelik anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinin halk tarafından “kabul edilmesi” için mi çalışmakta ve sürece dolaylı katkı mı saÄŸlamaktadırlar? Toplumun belli bir kesiminde bu sorgulama yapılmaya baÅŸlamış ve referandumun sonuna doÄŸru bu örgütlerin yürüttüğü “Hayır Kampanyası”, “Evet’e” dolaylı destek olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Son hafta içerisinde baÅŸlatılan “eyalet tartışması” da, bu kanaati daha da pekiÅŸtirmiÅŸtir. OluÅŸan ve gittikçe yaygınlaÅŸan bu kanaat, 7 Haziran seçimlerinden sonra HDP’li bazı belediye baÅŸkanlarının “Özerklik ilanları” ile KCK’nın “Sınırları belli olmayan Federasyon” çaÄŸrıları (14-16) dolayısıyla toplumda oluÅŸmuÅŸ olan bir ÅŸuur altını harekete geçirmiÅŸtir. Bu da, Anayasa deÄŸiÅŸiklikleri konusunda kararsız kalmış olan belli bir kesimin, “hayır oyu” vermesine neden olmuÅŸtur.
AKP kadroları, “Hayır” diyen ve oy veren herkesi, dolaylı bir ÅŸekilde de olsa “ PKK’cı”, “DAEÅž’cı”, “FETO’cu”, “Ä°mralı’cı”, “Kandil’ci”, “terörist”, “hain” ve “iÅŸbirlikçi” olarak nitelendirmiÅŸlerdir. Referandum sonuçlarına göre toplumun %49’u “Hayır oyu” vermiÅŸtir. AKP kadrolarının dil ve üsluplarını göz önüne aldığımızda; toplumun %49’u, “ PKK’cı”, “DAEÅž’cı”, “FETO’cu”, “Ä°mralı’cı”, “Kandil’ci”, “terörist”, “hain” ve “iÅŸbirlikçi” midir? “Yapılan iÅŸ, ürkütülen kurbaÄŸaya deÄŸmiÅŸ midir”?
AKP kadroları ve benzer dili kullanan herkes/her yapı, bu tahribatı düzeltmek zorundadır.
Gerek CumhurbaÅŸkanı ve BaÅŸbakan, gerekse AKP kadroları, bir kısım medya ve bazı STK’lar, hem referandum öncesi, hem de referandum sonrasında kullandıkları dilden dolayı gerilim ortamının doÄŸmasına önemli katkıda bulunmuÅŸlardır. Kadife Darbecilerin, kendilerine zarar vereceÄŸini düşündükleri için yapmadıklarını CumhurbaÅŸkanı, BaÅŸbakan, AKP kadroları, bir kısım medya ve bazı STK’lar yaparak, Kadife Darbecilerin ekmeÄŸine yaÄŸ sürmüşlerdir.
“Kampanya sırasında söylenenler geride kaldı” demek, sorunu çözmeyecektir. Bu dil ve üslup mutlaka deÄŸiÅŸtirilmelidir. Yoksa ülke olarak ödeyeceÄŸimiz bedel çok daha ağır olacaktır. Kadife darbenin beyin takımı, gelecek iki yıl boyunca her fırsatta gerilimi artırmak için çalışacaktır. Gerekli psikolojik zemin hazırdır. O nedenle baÅŸta CumhurbaÅŸkanı olmak üzere, siyasi iktidarın, gerilimi düşürmesi ve ülke içindeki “kardeÅŸlik” ortamını tesis etmeye gayret etmesi, sadece gelecek iki yıl için deÄŸil, ülkenin geleceÄŸi için de çok önemlidir. Bunun için kullanılan dil ve söylem mutlaka deÄŸiÅŸtirilmelidir.
Ve;
“Resûlullah (sas)’ın: “Allah’ım! Senden …doÄŸruyu konuÅŸan bir dil, eÄŸriliklerden uzak bir kalb diliyorum.” (17)
duası akıldan çıkarılmamalıdır.
Referandumda Kullanılanİki Farklı Dil ve Üslup
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, referandum sürecinde değişik zaman ve mekânlarda, yaptığı konuşmalarda, gerilimi artırıcı, kutuplaşmaya fırsat verici bir dil ve üslup kullanılmasına karşı çıkmıştır (1):
“Çalışmalarımızı yaparken kutuplaÅŸtırıcı söylemlerden uzak duracağız. Neden hayır dediÄŸimizi, halka sakin, düzgün ve ilgili bir anlayışla anlatacağız. Neden hayır diyoruz, çocuklarımızı düşündüğümüz için, bayrağımızı düşündüğümüz için, Türkiye’yi düşündüğümüz için, terör istemediÄŸimiz için, hep birlikte yaÅŸamak için, …” (1).
“CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi› yerine ‘BaÅŸkanlık sistemi›, ‘diktatör, padiÅŸah, hükümdar’ ifadeleri yerine otoriteyi vurgulamak için ‘Tek adam’ denecek, ‘ErdoÄŸan’ veya ‘Tayyip’ yerine saygıyı dile getirmek amacıyla ‘Sayın CumhurbaÅŸkanı› hitabı kullanılacak.” (2).
“Soru ÅŸu; niye uzlaÅŸamıyoruz? Söz konusu vatansa niye uzlaÅŸamıyoruz, niye kavga ediyoruz? Bir uzlaÅŸma kültürünü eÄŸer kendi ülkemizde, kendi topraklarımızda yaÅŸatmazsak, yeÅŸertmezsek nasıl yaÅŸayacağız kavga ederek?… Bu dil toplumu ayırmıyor mu? Neden bundan vazgeçmiyoruz?” (3).
(CHP’li bir milletvekilinin “Evet diyenleri denize dökeceÄŸiz” beyanı ile ilgili kendisine sorulan bir soruya, KılıçdaroÄŸlu “Bu süreçte kullanılacak dilin kucaklayıcı bir dil olması lâzım. Ben, denize dökmek gibi, vurmak gibi, dövmek gibi ifadeleri asla doÄŸru bulmadım ve doÄŸru bulmadığımı da her ortamda ifade ettim. … Hepimizin dikkatli bir dil kullanması lazım. …Ben, AKP’li bir vatandaÅŸla da, CHP’li bir vatandaÅŸla da, MHP’li bir vatandaÅŸla da aynı masanın etrafında aynı sofrada oturup yemek yemeliyim… Sevgiyi, hoÅŸgörüyü, güzel dili, empatiyi kullanmalıyız.”(4)
CHP liderinin bu diline karşılık, baÅŸta CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan olmak üzere, BaÅŸbakan, AKP kadroları, bazı medya ve STK’lar, çok ağır, sert bir dil ve üslup kullanmışlardır. Referandum sürecinde deÄŸiÅŸik zamanlarda, deÄŸiÅŸik yerlerde yapılan konuÅŸmalardan alınan aÅŸağıdaki örneklerde bunu görebilmek mümkündür:
«CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan: ‘hayır’ demek, ÅŸu anda bölücü terör örgütüne destek vermektir. Kandil ne diyor? ‘Hayır’ diyor. Kandil’deki bu terör örgütünün liderleri ne diyor? ‘Hayır’ diyor. Ä°mralı’daki terör örgütünün başı ne diyor? ‘Hayır’ diyor. Ä°ÅŸte ÅŸu anda ‘hayır’ demek, bunlarla beraber aynı istikamette yürümek demektir. …Bu ülkeyi bölmek, parçalamak isteyenler, ÅŸu anda bölücü terör örgütüyle beraber ‹hayır› kampanyasında buluÅŸanlardır.” (5).
“Kandil’in, Ä°mralı’nın sesi nasıl çıktı? ‘Hayır’ dedi. Pensilvanya, FETÖ ‘hayır’ dedi. …’Hayır’ bloÄŸunun başında teröristler var, terör koordinatörleri var, Kandil var, Ä°mralı var, FETÖ’nün başı var.” (6).
“EÄŸer bu teröristler, bizim ülkemizi bölmeye gayret edenler, milletimizi bölmeye gayret edenler ‘Hayır’ diyorsa, burada bir düşünmemiz lazım. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduÄŸunu. İçerideki ve dışarıdaki ‘Hayır›cılar bir oldu…” (7,8).
“… Diyorum ki, kiÅŸi sevdikleriyle beraberdir. EÄŸer Kandil’deki bu ülkemizi bölmeye, milletimizi parçalamaya çalışanlarla beraber hareket edeceksen, var hareket et.” (9)
“Hayır’ın gideceÄŸi yer, Kandil; ‘Hayır’, eÅŸittir çukurdur.” (10).
“BaÅŸbakan Yıldırım: “…Kim ‘hayır’ diyor? Fetö’cüler, 15 Temmuz’un teröristleri, darbecileri de ‘hayır’ diyor. Avrupa’daki bazı ülkeler de ‘hayır’ diyor. … Bir de milliyetçi maskesi takmış fetö’nün maÅŸaları, onlar da ‘hayır’ diyor. Bunlar milliyetçi deÄŸil, bunlar fetö’nün oyuncağıdır.” (11).
“‘Hayır’cıların bindiÄŸi HDP-PKK-FETÖ gemisi hiç yürümez. PKK ‘Hayır’ diyor, FETÖ ‘Hayır’ diyor, DEAÅž ‘Hayır’ diyor. Terör örgütleri hep beraber koro halinde ‘Hayır’ propagandası yapıyorsa bunun milletimiz için, ülkemiz için bir iÅŸareti var.”(12)
“Ana Muhalefet Partisi CHP, onun yanındaki HDP ÅŸimdi kol-kola girmiÅŸler tekrar hayır ÅŸarkısını söylemeye baÅŸladılar. Sadece onlar deÄŸil, ne tesadüf ki bölücü terör örgütleri de hayır diyor; FETÖ de hayır diyor, PKK da hayır diyor.” (13).
Kaynaklar
CHP 03 Mart 2017; http://www.chp.org.tr/Haberler/38/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-chp-istanbul-genisletilmis-1bolge-toplantisinda-konustu-54131.aspx
2- Sputnik 02 Mart 2017; https://tr.sputniknews.com/turkiye/201703021027452615-chp-referandum-erdogan-sayin-cumhurbaskani/
3- CHP 12 Mart 2017; http://www.chp.org.tr/Haberler/38/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-ankarada-muhtarlarla-bir-araya-geldi-54748.aspx
4- CHP 13.04.2017; chp.org.tr/Haberler/42/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-kanal-d-cnn-turk-ortak-yayininda-dogan-tv-ankara-temsilcisi-hakan-celikin-sorularini-yanitladi-gundeme-iliskin-degerlendirmelerde-bulundu-58209.aspx
5- Sabah, 13 Mart 2017; sabah.com.tr/gundem/2017/03/13/cumhurbaskani-atv-ve-a-haber-ortay-yayininda-gundemi-degerlendirecek
6- Cumhurbaşkanlığı 14.04.2017; http://www.tccb.gov.tr/haberler/410/74759/darbecilerin-degil-sivil-iradenin-hazirladigi-anayasa-ile-devam-edelim.html
7- Dha 25.03.2017; http://www.dha.com.tr/erdogandan-kilicdarogluna-kuzu-kuzu-geldi_1484737.html
8- Cumhurbaşkanlığı 25.03.2017; http://www.tccb.gov.tr/haberler/410/73471/uzun-hizmet-ve-mucadele-yolculugumuzda-16-nisan-onemli-bir-kavsak.html
9- Cumhurbaşkanlığı 25.03.2017; http://www.tccb.gov.tr/haberler/410/73467/yeni-sistem-cift-basliligi-ortadan-kaldiriyor.html
10- Diken 02 Mart 2017.
11- akparti.org.tr/site/haberler/basbakan-yildirim-isparta-evet-diyor-mitinginde-konustu/89194
12- Diken 14 Åžubat 2017; http://www.diken.com.tr/basbakan-yildirim-hayir-kokteyline-isidi-de-ekledi/
13- AK Parti 04 mart 2017; http://www.akparti.org.tr/site/haberler/basbakan-yildirimin-nevsehir-mitinginde-yaptigi-konusmanin-tam-metni/88673#1
14- Çiçek, N., PKK›NIN Yeni Stratejisi: ‹Åžehir Gerillacılığı›, Timetürk 08.09.2015
15- SDE Raporu, KCK Örgütlenme Modeli ve Amacı, Ankara, Temmuz 2011
16- Takan, A., PKK’nın ilk Kantonu; AÄŸrı-IÄŸdır-Kars-Ardahan Hattı, YeniçaÄŸ, 23.07.2015.
17- Tirmizî, Daavât 22, (3404); Nesâî, Sehv 61.
Henüz yorum yapılmamış.