Sosyal Medya

Güncel

Tankların önüne savunmasız çıkan insanların hakkını ve hukukunu kim savunacak?

Paralel yapıyla iş tutmak, onların imkânlarından faydalanmak için sıraya girenler, şimdi, olmadık isimleri zan altında bırakıyorlar. Ne diyebiliriz? Son günlerde gereksiz tartışma çıkaran, gerginlik oluşturan isimlerin yakın tarihe kadar nerede ve kimlerle beraber durduklarına iyi bakalım. Bu bize bir fikir verecektir.




 

Ä°brahim Tenekeci
 
Kurgu iyi işliyor. Darbeciler ve destekçileri mağdur olmaya, mazlum görünmeye doğru gidiyorlar. Bu gidişata her gün küçük ve yeni katkılar ekleniyor. Böyle devam ederse, kanlı işgal girişimine direnen insanların yanlış yaptığına dair yorumlar da okuyacağız.
 

Çok sık duyduÄŸumuz tembihlerden biridir: “Herkes kendini kurtarır, olan sana olur.” Hayatım boyunca birkaç kez bu durumu yaÅŸadığımı söylemeliyim. Tecrübeyle sabit ki ÅŸaÅŸkınlık hali uzun sürüyor.

Paralel ihanet ÅŸebekesinin azılı mensupları birer ikiÅŸer kendilerini kurtarmaya baÅŸladılar. Sözde raporlar, hatırlı dostlar, kirli iliÅŸkiler vs. O halde soralım: Tankların önüne savunmasız çıkan insanların hakkını ve hukukunu kim savunacak? Åžehit ve gazilerin hatrı ne olacak?

Adaletsiz kalkınmanın neye karşılık geldiğini damadın tahliyesinde gördük. İşin içinde ne var, bilmiyoruz. Onurlu insanların kabul edemeyeceği, savunamayacağı bir tahliyeden bahsediyoruz.

Nihayetinde hep aynı yere geliyoruz: Dünyalıların adaletine değil, hesap gününe inanıyoruz. Allah adildir.

Milletimize ve memleketimize kötülük edenlerin önemli bir kısmı zerre bedel ödemiyor. Hiçbir ÅŸey olmamış gibi hayatlarına devam edebiliyorlar. Bu bizi huylandırıyor.

Böyle korkunç büyüklükte bir oluşumun medya, yargı, ekonomi, bürokrasi ve askeri ayağı olacak, fakat siyaset ayağı olmayacak. Buna kim inanır? Dışardan birkaç isme işaret etmekle, bu hakikatten kaçabilir miyiz? Damadı tahliye ettiren Meral Akşener midir?

Mesela kültür sanat politikaları hâlâ 'orada' bulunmuş isimlere teslim ediliyor. İtiraz ettiğiniz vakit, kendiniz için bir şey istediğinizi sanıyorlar. Hayır, istemiyoruz.

Sistemli bir hareket seziyoruz. Neredeyse her gün bir grubu veya kesimi Sayın ErdoÄŸan'ın ÅŸahsında hepimize düşman hale getiriyorlar. BirleÅŸtirmek yerine ayırmaya gayret ediyorlar. Bunun sonu nereye varır, bilemeyiz.

Tesellimiz ve tek güvencemiz: Vatanı kurtaran ve gerekirse yine kurtaracak olan insanlar, küsmek nedir bilmezler. Kiminin altını, kiminin de üstünü çizerler sadece. Ãœstü çizilenlerden olmayı kim ister?

***



Kritik zamanlarda herkesi zor durumda bırakan çıkışları, esas meseleyi sulandıran açıklamaları hep aynı isimler yapıyor.Toplumda tereddüt ve kafa karışıklığı oluşturuyorlar. Eyalet tartışmasını hatırlayalım. Yirmi yıl boyunca hiç değişmedi bu. Peki, bu tür isimlerde ısrar etmenin, hatta bunları ödüllendirmenin anlamı nedir? Sus payı mı?

İyi niyetli bazı kardeşlerimiz, 'siz karışmayın' diyorlar. Kimi de yaşananların bir kısmını rant veya güç kavgası olarak görüyor. İşin o kısmına geçmek bize nasip olmasın.

Nasıl karışmayalım? Sırasıyla: Terör örgütü mensupları cinnet geçirmiÅŸ, yargı üzerinden devlete kumpas kurulmuÅŸ, aÄŸaç bahanesiyle kalkışma teÅŸebbüsü olmuÅŸ, darbe giriÅŸiminde bulunmuÅŸlar. Åžimdi de ihanetlerini hafifletmeye, dikkatleri dağıtmaya çalışıyorlar. Karışmamak, tavır almamak, safını belli etmemek mümkün müdür? Bu aziz milletin bir ferdi deÄŸil miyiz? Åžimdi susacaksak ne zaman konuÅŸacağız?

***

Yazımızı, kendimizi tekrar ederek bitirelim: Nerelerden geldiğimizi ve hangi felâketlerin eşiğinden döndüğümüzü bazen unutuyoruz. Unutmayalım.

Kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.