Güncel
'Yeni ittihad-ı İslam'a muhtacız'
Yeni Şafak yazarı Ergün Yıldırım bugün ki yazısında Yeni ittihad-ı İslam'a ihtiyacımız olduğunu yazdı. Osmanlı döneminin geniş ufkunun bugünde ihtiyaç duyulan en önemli özellik olduğunu ifade etti ve ekledi 'Bütün İslam beldeleri, bütün İslam toplumları İstanbul'a bakmaktadır. Işığın orada yanacağı, nurun oraya yağacağı, sur'a oradan üfürüleceği beklenmektedir.' İşte o yazı...
Yeni ittihad-ı Ä°slam'a muhtacız. Yüzyıl önce bir Osmanlı siyaseti ve fikriyatı olarak doÄŸan bu akım, ÅŸimdi yeni bir ruhla dirilmeli. Ä°mparatorluÄŸun geniÅŸ coÄŸrafyasına ve geniÅŸ ufkuna hitap eden bu fikriyat, büyük düşünürler ve devlet adamları ile coÄŸrafyaya katkı saÄŸladı. Tasfiye edilen Osmanlı ile beraber ondan doÄŸan bu fikriyat da tasfiye edildi. Çünkü Anadolu sınırlarına hapsedilen bir ufuk hâkim olsun istendi. Böylece Batı'ya bağımlı bir düşüncenin resmi tarzı tek seçenek haline geldi. Birinci meclisin tasfiye edilmesinin anlamı budur. Akifler, Hüseyin Avniler ve … yeni mecliste yer bulamamaları bunu gösterir. Nurettin Topçu'nun ilham aldığı kayınpederi Hüseyin UlaÅŸ, Erzurum'da takibata uÄŸrar iken baÅŸka bir ilham adamı olan Akif de aynı takibat etkisiyle Mısır'a hicret etmek zorunda kaldı.
Osmanlı fikir akımlarından Anadolu ötesine kanatlanan aydınlar ya sürgün edildi ya ipe gönderildi ya da hapse atıldı. Batı'ya eklemlenmeyen ve Anadolu sınırlarına sıkışmayan tüm idealler reddedildi. Ä°mparatorluk reddi kadar, geniÅŸ ufuklu düşünmeler de reddedildi. Osmanlı hem devleti hem kurumları hem de akımlarıyla tasfiyeye uÄŸradı. Ä°ttihad-ı Ä°slam da Turancılık da bundan nasiplendi. Hatta Ä°ttihatçılık'ın tasfiyesi bile bunun bir ürünü. Çünkü Ä°ttihatçılık da bir Osmanlı akımıydı. Emperyaldi; DoÄŸu'yla Kafkasya'yla ve Ä°slam alemiyle ilgileniyordu. Türklere Anadolu ötesi bir vizyon öneriyordu. Post-Osmanlı dönemiyle beraber devlet bütün emperyal ve cihanşümul karakterinden uzaklaÅŸmaya zorlandı. Akif'in AbdürreÅŸid Ä°brahim aÄŸzıyla Süleymaniye Kürsüsünde ortaya koyduÄŸu “Ä°slam alemi” ufku inkar edildi ve yasaklandı.
Hakikaten Akif Süleymaniye Kürsüsü şiirinde İttihad-ı islam'ın miraçnamesini yazar. Bizi İslam toplumları alemlerinde seyahate çıkarır. Doğu Türkistan'ı, Hint beldesini, Kafkasya'yı dolaşırız. İslam toplumlarının meseleleriyle hemhal oluruz. Cihanşümul bir İslam idrakiyle dolarsınız. Hissiyatınız, aklınız ve kalbinizle İslam'ın ümmeti kuşatan ufkunda konumlanırsınız. Yeniden uyanışın akışına katılırsınız. Bütün İslam beldeleri, bütün İslam toplumları İstanbul'a bakmaktadır. Işığın orada yanacağı, nurun oraya yağacağı, sur'a oradan üfürüleceği beklenmektedir.
Yeni Ä°ttihad-ı Ä°slam, yeniden Ä°stanbul'daki bir cami kürsüsünün muhayyilesinden doÄŸacak. Ontolojik ittihad, farklı cihetlerden Mescidi Haram'a yönelen Müslüman toplumları Allah'ın cem etmesiyle oluÅŸur( Kur'an). Bu cem idraki (bir araya gelerek ortaklaÅŸa olma), Ä°slam'ın ontolojik cemiyetidir. Bütün Müslüman toplumların ortak bir muhayyile içinde yer almasıdır. Bu ortak muhayyile etrafında oluÅŸan bilinç, bütün sınırları ve devletleri aÅŸar. Siyasal bilinç ikincil, cemiyet bilinci birincildir. Ãœmmet toplumunun anlamı budur. Nitekim Allah kitabında ümmete, kavimlere, insanlara ve toplumlara sesleniyor. Ä°nananları aynı toplumsal varlık bilincinde cemiyet yapıyor. Onun toplama sıfatı bir politik gövdede deÄŸil, sosyal varlığın ruhunda tezahür ediyor. Müminler, ittihadı Ä°slam'dan bunu anlamak zorundadırlar artık. Kudret, cemiyettedir. Cemiyette imana bürünmüş bir ruhtadır. Bu ruhun öncülüğünü “iyiliÄŸi emreden ve kötülükten alıkoyan” bir topluluk yapar. Arifler, mütefekkirler, alimler bu ruhun diriliÅŸi için zevk ve ÅŸevke gelirler.
İttihadı İslam'ın birinci döneminde birlik siyaset temelinde kuruluyordu. Şimdi birlik toplumsal varlık temelinde kurulmalı. Bütün Müslüman toplumlar bu aidiyet bilinci içinde yer almalılar. Bunu yaptığımız zaman siyasal yapılar etrafındaki güç savaşları azalacak. Sınırlar ve duvarlar bize güvenlik karşılığında hapishane toplumları inşa edemeyecek. Sosyal bilinci harekete geçiren, kültürel ve ahlaki varlığı ayaklandıran bir ihya ile dirileceğiz. İstanbul, yeniden fikir doğuracak, dinamizmin merkezi olacak, toplumlarımızı yeni bir ufuk etrafında seferber edecek. Kavga; mal ve mülk paylaşmanın ötesine taşarak dirilmek için verilecek. İstanbul İttihadı İslam fikriyatı, yeni miraçlara kanatlanacak. Bu miraçtan isyan ve kan değil, aydınlık ve yol doğacak. İhtilal ve devrim değil, ihya ve tecdit doğacak. Emperyalizm ve parçalanma değil; coğrafyaları kapsayan düşünce ve birlik doğacak. Diktatör cumhuriyetler( Halk Cumhuriyetleri) dönemi kapanacak demokratik, katılımcı ve istişareye açık siyasetler hâkim hale gelecek.
Kaynak: Yeni Åžafak
Henüz yorum yapılmamış.