Güncel
Siyaset, Sırat-ı Müstakim ve İslamcılık-Kenan Alpay
Follow @dusuncemektebi2
Kemalistlerin ‘Seküler İslam’ projesi gibi Fetullahçıların ‘Ilımlı İslam’ projesi de Batı’nın ancak askeri darbeler marifetiyle tahkim edebileceği tuzaklardı. Bu tuzaklar büyük bedeller ödenerek boşa çıkarıldı. Siyasal-radikal İslam suçlamalarını bugün tırmandıranların “Erdoğan aşığı, Reis tutkunu” maskesi takan Pelikanlar olması şaşırtıcı değil. Hindistan dönüşü uçakta verdiği beyanatlar üzerinden “Tayyip Erdoğan İslamcıları hızla tasfiye edecek, Türkiye’yi seküler temelde yerli ve milli bir kimlikle yeniden inşa edecek” naraları eşliğinde ilan edilen zaferin hakikat değerini hep birlikte test edeceğiz.
Son derece hayati bir tartışma olmasına raÄŸmen kurgu ve kronolojide birtakım yanlışlıklar, çarpıtmalar veya en azından muÄŸlaklıklar var. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın Hindistan dönüşü yaptığı deÄŸerlendirmeler içinde Ä°slamcılık meselesiyle ilgili dikkatle bakınca bir kopukluk veya baÄŸlam kayması görülüyor. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın konuÅŸmasının ilgili bölümü şöyleydi: “Ä°slamcı olanlar atılıyor, Ä°slamcı olmayanlar getiriliyor” deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, Ä°slamcı olmak ya da olmamak ÅŸeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki.”
Mesele ne zaman ve kimler marifetiyle kamuoyunda infial oluÅŸturacak ÅŸekilde gündeme sokulmuÅŸtu, bir hatırlayalım? Cem Küçük ve Cemil Barlas bir TV programında Amerika ve Ä°srail’le iliÅŸkilerin geliÅŸtirilmesi baÄŸlamında CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ve AK Parti’ye şöyle bir yol haritası öneriyorlardı: “Radikal-siyasal Ä°slamcılarla yolları ayır. FETÖ ile ayrışıp kavgaya tutuÅŸtuÄŸun gibi Batı düşmanı Ä°slamcılarla da iliÅŸkiyi bitir.”
Değişmeyen Düşman mıdır İslamcılık?
Ä°slamcı olarak bilinen veya nitelenenlerden deÄŸil de Ä°slamcılığı öncelikli tehdit konsepti çerçevesinde deÄŸerlendirenlerin açtığı bir bahisti bu. İçeriden bir ÅŸikâyet, sitem deÄŸil de dışarıdan bir telkin hatta mecburi istikamet bildiriliyordu esasında. Acaba Sayın CumhurbaÅŸkanı bu konuÅŸmaları ve takip eden hem akıl hem de edep dışı tehditkâr yayınları izleyebildi mi? Bu saldırgan, muhalif bile deÄŸil alenen içeriden düşman üretmeyi kışkırtan kampanyanın kamuoyu nezdinde ne düzeyde rahatsızlık oluÅŸturduÄŸunu takip etme imkânı bulabildi mi? Bu gibi sorular aynı oranda AK Parti’nin tüm yönetim birim ve kadroları için de geçerlidir.
Ä°slamcılık tartışmalarının önünde AK Parti’den süreç içerisinde deÄŸiÅŸik düzeylerde ayrışmış kadrolara karşı ağır sitemler hatta ibreyi farklı yöne çevirenler için suçlamalar yer alıyor. Hemen akabinde ise Ä°hvan-ı Müslimin, Hamas ve Nahda hareketlerine yönelik uluslararası arenada terörist suçlamalarına karşı yaptığı savunmaları ifade ediliyor. Ä°slamcılık ideolojisi, kadrosu ve mücadelesi tartışılabilir ama bu hareketlerin Ä°slamcı çizgide oldukları her halde tartışılamaz. Bu durumda CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan Amerika’ya, Ä°srail’e, NATO’ya karşı Mısır’da, Filistin’de, Tunus’ta hatta dünyanın pek çok farklı noktasında Ä°slamcılığı/Ä°slamcıları savunuyor da iÅŸ Türkiye’ye gelince mi tasfiyeye soyunuyor? Burada en hafif tabirle bir tutarsızlık dahası onca risk üstlenerek sürdürülen ahlaki-hukuki standartları yüksek bir mücadele adeta inkâr ediliyor.
Bu durumda bir tarafta Amerika’ya, Ä°srail’e, Esed’e, Sisi’ye, NATO’ya karşı Ä°slamcılık temelinde sürdürülen mücadeleleri RaÅŸid El GannuÅŸi’den Halid MeÅŸal’e deÄŸin örnekleyerek savunan siyasi bir lider olarak Tayyip ErdoÄŸan var. DiÄŸer taraftaysa Pelikan gibi dar bir menfaat ÅŸebekesinin ihtiraslarına Ä°slamcılığı ve Ä°slamcıları kurban eden siyasal bir lider olarak Tayyip ErdoÄŸan var. Birbiriyle taban tabana zıt bu tutum ve tercihleri telif etmek pek kolay olmasa gerek. Genel manada ifade etmek gerekirse Ä°slamcılık ideolojisi ve Ä°slamcı kadrolara karşı savaÅŸ açması istenen ya da tasfiye harekâtı baÅŸlatması telkin edilen siyasal lider Ä°slamcı ideoloji ve mücadeleden beslenen bir kiÅŸi. AK Parti’nin muhafazakâr demokrat kimliÄŸi referans aldığını ısrarla tekrar etmesi hatta siyasal mücadele içerisinde sergilenen kimi yanlışlar ve yalpalamalar dahi bu durumu deÄŸiÅŸtirecek bir karakter arz etmiyor denilebilir.
İlkelerin Mücadelesi
“Tekkeye mürid aramıyoruz” sözünün de bu baÄŸlamda kritik edilmesi icap eder. AK Parti’nin ilke ve öncelikleri kurucu ve kadrolarını baÄŸlar tabii ki. Ancak Ä°slamcılık eksik, yanlış veya çeliÅŸkili gördüğü her duruma faili kim olursa olsun muhalefet etmek ve doÄŸrusunu önermekle mükellef bir harekettir. AK Parti’nin tekkeye mürid aramaması kadar Ä°slamcıların da ÅŸu veya bu tekkeye mürid olmayacağı, “gassalın önündeki meyyid gibi” teslim olmak üzere mürÅŸidler aramadı aÅŸikârdır. Trenden inenler, pazara kadar arkadaÅŸlık edenler ne kadar ve nasıl Ä°slamcılardır ayrı bir tartışma konusudur. Lakin yol arkadaÅŸlığını ve gönül dostluÄŸunu sıratı müstakim üzerinde sapmadan ve istikrarla sürdürme mücadelesinde elbette ki Kur’an-ı Kerim’in ve Hz. Muhammed Mustafa’nın (a.s.) öğretileri her zaman rehber ve hakem olacaktır.
Siyasetin merkeze aldığı Ä°slamcılık-Ä°slamcılar tartışmasının ne düzeyde ahlaki bir boyut taşıdığını masaya yatırmak durumundayız. Ä°slamcılık ve Ä°slamcılar mevzusunda konuÅŸurken CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın literatürü sizce seküler, ulusalcı veya oportünist hattan mı neÅŸet ediyor yoksa Ä°slami aidiyete mi yaslanıyor? Tam da bu literatürden ilerleyecek olursak Ulûhiyet ve Rububiyet taslamak kimsenin haddine deÄŸildir elbette. Fakat burada tekfircilik ve buna baÄŸlı olarak üreyen ÅŸiddetten ziyade birilerinin tıpkı Amerika ve Ä°srail gibi 28 Åžubatçı ve Fetullahçı cunta örneklerinde görüldüğü üzere Müslümanlara hayatiyet kazandıran “emri bil maruf nehyi anil münker” ilkesine karşı ahlaksız bir savaÅŸ açtığını gözden kaçırmayalım.
Kemalistlerin ‘Seküler Ä°slam’ projesi gibi Fetullahçıların ‘Ilımlı Ä°slam’ projesi de Batı’nın ancak askeri darbeler marifetiyle tahkim edebileceÄŸi tuzaklardı. Bu tuzaklar büyük bedeller ödenerek boÅŸa çıkarıldı. Siyasal-radikal Ä°slam suçlamalarını bugün tırmandıranların “ErdoÄŸan aşığı, Reis tutkunu” maskesi takan Pelikanlar olması ÅŸaşırtıcı deÄŸil. Hindistan dönüşü uçakta verdiÄŸi beyanatlar üzerinden “Tayyip ErdoÄŸan Ä°slamcıları hızla tasfiye edecek, Türkiye’yi seküler temelde yerli ve milli bir kimlikle yeniden inÅŸa edecek” naraları eÅŸliÄŸinde ilan edilen zaferin hakikat deÄŸerini hep birlikte test edeceÄŸiz.
Bilmeyenler veya unutanlar için hatırlatalım: İslamcılık, Resul-Nebi dahi olsa kişi veya iktidar merkezli bir mücadele değildir.
Henüz yorum yapılmamış.