Sosyal Medya

Kürsü

Mevlid ve kandili-Hayrettin Karaman

Rabîulevvel ayının onikinci gecesi Sevgili Peygamberimiz'in (s.a.) doğum gecesi (mevlid) olarak kutlanmaktadır. Bu gün ve gecede bir kutlama, ibadet ve merasim yapılacağına dair âyet ve hadis yoktur. Bu vesile ile Peygamberimiz'i anmak, onun örnek hayatını ve üstün meziyetlerini hatırlamak ve hatırlatmak faydalıdır. Ancak “mevlid gecesi sebebiyle yapılanları (merasimi)” dine katmak, “bu sünnettir, tanımlanmış ibadettir” demek bid'at olur.



DoÄŸmak, doÄŸum zamanı ve yeri mânâsına gelen mevlid kelimesi önceleri “Hz. Peygamber'in (s.a.) doÄŸum gecesi” için kullanılmış, daha sonra O'nun doÄŸumunu, vasıflarını ve husûsiyetlerini iÅŸleyen manzûmelere de “mevlid kasidesi” veya kısaca “mevlid” denmiÅŸtir.

Hz. Peygamber'in (s.a.) doğum gecesi, merasim ve şenlik yapma âdeti hicri dördüncü asırda, Şîî-Fâtımîler'de başlamıştır. Fâtımîler bunun yanında Hz. Ali, Fâtıma, Hasan, Hüseyin (r.anhum) ve halifeleri için de mevlid merasimleri yaparlardı. Mevlid merasimi oradan mağrib ülkelerine, Arabistan'a ve Osmanlılara da intikal etmiştir. III. Murad devrinde, 996 yılında bu merasim resmen teşrifata idhal edilmiştir.

Mevlid geceleri okunan Arapça, Türkçe, Farsça, birçok manzume vardır. Arapça'da Bânet, Sûad, Bürde, Hemziyye dışında Cezerî, Heytemî, İbn Cevzî, Berzencî vb.'nin kaleme aldıkları kasideler (mevlidler) vardır.
(M.E.B.) Ä°slâm Ansiklopedisi'ndeki “mevlid” maddesinde Türkçe onaltı kadar mevlid kasidesi ismen kaydedilmiÅŸtir. Bunların içinde en meÅŸhuru Süleyman Çelebi'nin 812/1409 yılında yazdığı “Vesiletü'n-Necât” isimli kasîdesidir. Dili halk tarafından hayli deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ olarak günümüzde okunan mevlid budur.


Hz. Peygamber'in doÄŸum gecesi için merasim yapmak ve bu arada mezkûr kasideleri okumanın cevazı tartışılmış, bazıları bunun bid'at olduÄŸunu, birçok münker fi'lin iÅŸlenmesine sebep teÅŸkil ettiÄŸini ileri sürerek “mekrûh, hatta haram” demiÅŸlerdir.

Suyûtî (v. 911/1505) “Husnü'l-Maksıd fî Amel'l-Mevlid” isimli eserinde mevlid çevresinde iÅŸlenen kötü fiiller önlenirse mevlid caiz olur demiÅŸtir.
Bu münakaşada bahis mevzûu olan şey Hz. Peygamber'in doğum gecesi yapılan merasim, zikir ve okumadır. Bunun dışında Müslümanlar istedikleri zaman mevlid kasidelerini aşk ve şevkle okuyabilir, bizi Allah sevgisine götüren Yegâne Rehber'e olan aşk ve muhabbetlerini besleyebilirler.


Muayyen gecelerde ve yıl dönümlerinde ölünün ruhu için mevlid okutmak yakın zamanlarda bilhassa memleketimizde âdet olmuş bir bid'attır ve birçok mahzurlu tarafları vardır:

1. Zaman geçtikçe bunun ölüler için yapılması gereken bir ibâdet ve merasim olarak telâkki edildiği görülmektedir. İslâm'a -onda olmayan- bir ibâdet ve merasim katmak Hz. Peygamber'in şiddetle menettiği bid'attır.

2. Bilhassa evlerde okunan mevlidler dolayısıyla İslâm'ın menettiği bazı fiil ve davranışlar meydana gelmektedir.

3. Mevlid arasında zikir, duâ, Kur'ân okumak gibi ibâdetler vardır; fakat bunları profesyonel kişiler para mukabilinde yaptıkları için hem sevap hasıl olmaz, hem de -ücretli olduğu belli ise- alan ve veren günahkâr olur.

4. Bu bid'ât yaygın hale geldiği için, geçmişlerimiz namına yapmamız sünnet olan ibâdet ve hayırların yerini almış, onlara mânî olmuş, onları unutturmuştur.

Gerek Hz. Peygamber'in (s.a.) doÄŸum gecesi ve gerekse baÅŸka zamanlarda her Müslüman mevlid kasidelerinden birini alıp okuyabilir. Bu okuyuÅŸtan ilâhî aÅŸk, feyiz ve bereket hâsıl olur. Zaten bunları yazanlar da “para ile ölülerin ruhuna okunsun” diye deÄŸil, herkes okusun, peygamberini tanısın, sevsin, ona aÅŸkla baÄŸlansın diye yazmışlardır.

GeçtiÄŸimiz Ramazan'da “Mübarek Günler ve Geceler” baÅŸlıklı bir yazımı şöyle bitirmiÅŸtim:

Rabîulevvel ayının onikinci gecesi Sevgili Peygamberimiz'in (s.a.) doÄŸum gecesi (mevlid) olarak kutlanmaktadır. Bu gün ve gecede bir kutlama, ibadet ve merasim yapılacağına dair âyet ve hadis yoktur. Bu vesile ile Peygamberimiz'i anmak, onun örnek hayatını ve üstün meziyetlerini hatırlamak ve hatırlatmak faydalıdır. Ancak “mevlid gecesi sebebiyle yapılanları (merasimi)” dine katmak, “bu sünnettir, tanımlanmış ibadettir” demek bid'at olur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.