Kürsü
2019 hesapları-Ahmet TAŞGETİREN
2019'un en flaş bölümü hiç kuşkusuz başkanlık seçimleridir. Öncesinde yapılan yerel seçimler, referandumda “Hayır”ın çıkması ile çok heyecanlı hale gelmiş bulunuyor. Burada ittifakların daha az olması -daha önce olmadı değil, özellikle CHP ile MHP arasında- parti yarışının öne çıkması, buna rağmen başkanlık seçimindeki ittifak zaruretini kesinlikle etkileyeceği için yine de ön ittifaklara zorlaması yönleriyle içinde müthiş bir heyecan barındıracak.
Meclis seçimleri, parlamentonun etkinliÄŸi azalıyor gibi görünse de, ayrı bir heyecan alanı olacak. Çünkü gerek baÅŸkan seçilecek kiÅŸi için gerekse muhalefette kalacak olan açısından, Meclis hayati önem taşıyacak. Şöyle ki: Muhalefetin ağırlık taşıyacağı bir meclis, bir yolunu bulur ve “Yukardaki”ne çelme takabilir, en azından ciddi gerilimlere yol açabilir.
Ama heyecanın asıl yoÄŸunlaÅŸacağı alan BaÅŸkanlık seçimidir. Ki daha ÅŸimdiden sancı – heyecan ne derseniz baÅŸlamış bulunuyor.
Dünkü yazımda “Tayyip Bey'in avantajı var” diye yazdım. Açıkça “Favori aday” olduÄŸu herkesçe kabul ediliyor. Avantaj ne? Bir kere belirlenmiÅŸ olmak. Ä°kincisi icraatlarıyla tanınıyor olmak. Üçüncüsü savunduÄŸu sistem belli. Dördüncüsü, zaten çok önemli bir kitleye dayanıyor. Buna raÄŸmen, referandumda alınan oy, çok güven vermiyor, bıçak sırtı deÄŸilse bile ona yakın, yüzde 51.4 sadece Ak Parti oyu deÄŸil ve önünde çok farklı kesimleri “Hayır”da buluÅŸturan “motivasyon”u okumak var.
Dün karşı cenah için de şunları yazdım:
“Karşı cenahın birlikteliÄŸini saÄŸlamak ise çok zor. En baÅŸta aday belirleme safhasında ciddi farklılaÅŸma ihtimali bulunuyor. Sonrasında ideolojik farklılaÅŸma ihtimali çok yüksek.”
Dün ayrıca, “Onun belirtileri de ÅŸimdiden görülüyor” diye yazdım.
Evet fazlasıyla görülüyor.
“Anti”de buluÅŸmak görece daha kolay.
Ama olumlamak için birçok birlikteliği bir araya getirmek gerekiyor. Hele olumlamaktan sonra, birlikte yürümek de söz konusu ise itiraz, tereddüt, sorgulama daha da artar.
Referandumdaki “Hayır”ın ortak bileÅŸkesi, adı üstünde “Hayır”dır. Reddir. Tepkidir. “Anti”dir. “Anti Tayyip.” Tamam o geçti.
Åžimdi “Adayımız” denecek bir isimde buluÅŸmak gerekiyor. Yani BaÅŸkanlığı birisine emanet edeceksiniz...
Bunun için de öncelikle “BaÅŸkanlık sistemi”ni “Evetleme”niz gerekiyor.
Bu cenahın en önemli özelliÄŸi, bu sistemi onaylamıyor olmasıdır. Yani insanları, aslında onaylamadıkları bir sisteme göre “BaÅŸkan seçme”ye yönlendireceksiniz.
Onun için ÅŸimdi o da tartışılıyor: Acaba arkasında duracağımız adama nasıl bir misyon biçelim? “Ä°stemedik ama madem baÅŸkanlık geldi, o zaman gel bu sorumluluÄŸu al” mı denecek, yoksa “Tamam seni baÅŸkan seçmek istiyoruz ama sen geldiÄŸinde bu sistemi deÄŸiÅŸtir, bizi yeniden parlamenter sisteme götür” mü denecek? Bunun nasıl bir kararsızlık demek olduÄŸunu azıcık düşündüğünüzde ortada çok ciddi bir açmaz bulunduÄŸu görülecektir.
Yüzde 48.6 bu cenahı heyecanlandıran oy miktarı. CHP gibi yüzde 25'lerde tıkanan bir partinin yüzde 48.6 gibi bir rakamla hemhal olabilmesinin heyecan vermesi tabii. Sorun, bu yüzde 48.6'nın peşine takılacağı adamı bulmakta toplanıyor.
Bir, bu rakamı bir arada tutmak var, iki, bunun üstüne çıkarıp rakibin önüne geçmek var.
Sol, sağ, muhafazakar, dindar, milliyetçi, Alevi, Kürt, genç, yaşlı, kadın, erkek, orta sınıf, işçi sınıfı, zengin, fakir, beyaz yakalı, eğitimli, eğitimsiz, şehirli, taşralı... Belki daha pek çok oy farklılaşması etkeni var. Şu an CHP içine bakıldığında bile acayip bir farklılaşma potansiyeli görülüyor.
“Umutsuz vak'a”mı bu cenahın içinden bir ortak aday çıkarmak ve onun etrafında mücadele yürütmek? Kolay gözükmüyor.
Tayyip ErdoÄŸan'ın etrafında referandum deneyimiyle de sınanmış (Ak Parti - MHP birlikteliÄŸi) daha homojen bir irade var. Öteki cenah ise kimin toparlayacağı bile belli olmayan bir toparlanma sorunu yaşıyor. Oysa 2019, “Hayır'da buluÅŸmak” kadar kolay bir sınav deÄŸil. Siyaseti okumaya devam edeceÄŸiz.
Henüz yorum yapılmamış.