Sosyal Medya

Güncel

Terörle mücadelede yeni konsept: Önleyici müdahale

25 Nisan Salı sabahı Türkiye, güne Suriye ve Irak’ın kuzeyine düzenlenen hava harekâtı haberiyle başladı



Sibel Düz - Murat Yeşiltaş

25 Nisan Salı sabahı Türkiye, güne Suriye ve Irak’ın kuzeyine düzenlenen hava harekâtı haberiyle baÅŸladı. Saat 02.00’da, Irak’ın kuzeyindeki Sincar dağında 20 hedefe ve Suriye’nin kuzeydoÄŸusundaki Karaçok dağında 19 hedefe yönelik icra edilen harekâtta, Karaçok’ta 30, Sincar’da ise 40 teröristin etkisiz hale getirildiÄŸi Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından duyuruldu. Terör eylemlerinde istifade edilmek üzere silah ve mühimmat mobilizasyonunun yanı sıra, teröristlerin sızmalarında bölgenin geçiÅŸ rotasına dönüşmesi, bölgeden hudut karakollarına yönelen taciz ve saldırıların mevcudiyeti ve bölgeden kaynaklı tüm bu risklerin Türkiye’nin iç güvenliÄŸini tehdit ediyor olması, harekâtın gerekçeleri olarak TSK tarafından beyan edildi.

HAREKATIN AYAK Ä°ZLERÄ°

Türkiye’nin kuzey Suriye ve kuzey Irak bölgelerindeki terörist unsurlara yönelik askeri bir müdahale yapacağının sinyalleri aslında daha önce verilmiÅŸti. YPG kontrolündeki bölgeye Tel Abyad üzerinden baÅŸlatılacak bir operasyonun hazırlığı kulislerde konuÅŸulmaktaydı. Yine PKK’nın Sincar bölgesindeki mevcudiyeti Türkiye’yi rahatsız etmekteydi. Tel Abyad üzerinden YPG’ye yönelik gerçekleÅŸtirilecek bir operasyon ‘kulis fısıltısı’ olmakla birlikte Sincar’a yönelik planlar, TBMM’deki 23 Nisan resepsiyonunda Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ãœnal tarafından doÄŸrulanmıştı.

Türkiye’nin tehdit deÄŸerlendirmesinde Sincar ve kuzey Suriye’deki terörist oluÅŸumların birincil önemi haiz olması ve dolayısıyla bölgeye yönelik askeri ve siyasi planların mevcut olması beklenilebilir bir durum olmakla birlikte, bu durum Türkiye’nin yeni güvenlik algısıyla yakından iliÅŸkilendirilmelidir. Türkiye sınırlarının içinde ve dışında milli güvenliÄŸini tehdit edebilecek her türlü tehdide karşı önleyici müdahaleyi yeni bir terörle mücadele mekanizması olarak benimsemiÅŸtir. Bu baÄŸlamda, Sincar ve Karaçok daÄŸlarına yönelik hava harekâtı, Türkiye’nin yeni terörle mücadele stratejisi kapsamında deÄŸerlendirilmelidir. Nitekim Karaçok dağının bulunduÄŸu Derik bölgesi, PKK’nın terör ağını konsolide eden mühim bir mülteci bölgesiyken Sincar, kuzey Irak’ta yakında Musul çevresinde konuÅŸlandırılabilecek muhtemel TSK unsurlarının PKK tarafından hedef alınabileceÄŸi bir harekat üssü olarak önemini korumaktadır.

Öte yandan, operasyon gerçekleÅŸtirilen bölgelerde vurulan hedefler incelendiÄŸinde, barınak, haberleÅŸme merkezleri, mühimmat depoları ve komuta merkezlerinin hedef alındığı anlaşılmaktadır. Karaçok dağında YPG’ye ait irtibat üssündeki iletiÅŸim röleleri ve antenlerle medya birimindeki tahribat, uydu görüntülerinden anlaşılmaktadır. Bölgedeki “Voice of Rojava” ve “Çıra Radio” adlı radyo istasyonlarının hava harekâtının hedefleri arasında olduÄŸu iddia edilmektedir. Görünen o ki PKK ve YPG’nin iletiÅŸim kanalları tahrip edilerek yereldeki unsurların irtibat kurması engellenmeye çalışılmıştır. Dahası Fırat Kalkanı gibi geniÅŸ kapsamlı bir operasyonunun benzerinin doÄŸurabileceÄŸi tepkiler test edilmiÅŸtir. Fırat Kalkanı harekâtı baÅŸlatıldığında, basına verilen karargâh görüntülerinin benzeri, Sincar ve Karaçok daÄŸlarına yönelik hava harekâtından sonra medyayla paylaşılmıştır. Uluslararası kamuoyuna verilmek istenen mesaj, Türkiye’nin Fırat Kalkanı harekâtında olduÄŸu gibi, sahadaki dengeleri deÄŸiÅŸtirebilecek, sadece askeri deÄŸil siyasi manada da etkili ve efektif bir operasyon sürdürmeyi hedeflediÄŸidir. Bu anlamda, hem yerel aktörlerin hem de bölgesel aktörlerin tepkilerinin test edildiÄŸi bir operasyon olmuÅŸtur.

HAREKATIN IRAK'TAKÄ° YANKILARI

Bir istihbarat zafiyeti olup olmadığı bilinmemekle birlikte, TSK’nın Sincar’a yönelik hava harekâtında (biri Yezidi, dördü Amedi bölgesinden olmak üzere) 5 KDP PeÅŸmergesi hayatını kaybetti, 9 PeÅŸmerge ise yaralandı. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Dış Ä°liÅŸkiler Sorumlusu Hemin Hawrami, bölgedeki PKK varlığının bu operasyona neden olduÄŸunu beyan ederek operasyonda KDP unsurlarının hedef alınmasını kınadı. Operasyonun akabinde, KDP’nin Al Waleed sınır kapısından PYD kontrolündeki bölgeden petrol ihraç ettiÄŸi, karşılığında ise gıda ve erzak yardımında bulunduÄŸu iddia edildi. Türkiye’nin KDP ve PYD arasındaki bu iÅŸbirliÄŸinden haberdar olduÄŸu, bu nedenle Irak Kürt Bölgesel Yönetimini operasyondan haberdar etmediÄŸi ileri sürülen iddialar arasında.

KDP yönetimi operasyona dair sert bir eleÅŸtiri retoriÄŸi geliÅŸtirmezken, PKK ve destekçisi kanallar tarafından TSK’nın Yezidileri hedef aldığı propagandası devreye sokulmak istendi. Oysaki bölgede konuÅŸlandığı bilinen “Åžengal DireniÅŸ Birlikleri”nin (YBÅž) operasyon sırasında bölgede bulunmadığı ve harekâtın yapılacağı bilgisini önceden edindiÄŸi iddia edildi. Dahası, 3 Mart’ta Hanesor’da gerçekleÅŸen PKK ve KDP arasındaki çatışmaların ardından, YBÅž komutanı Saeed Hassan’ın Maliki’nin sahibi olduÄŸu Ä°ran yanlısı Afaq TV’deki röportajında Yezidilerin “Åžengal” bölgesinin “Kürdistan“ bölgesiyle birleÅŸmesini asla kabul etmeyeceklerini ve Irak’a baÄŸlı kimliklerini korumak istediklerini ifade ettiÄŸi bilinmekte. Özetle, PKK’nın savunuculuÄŸunu üstlendiÄŸi Yezidiler, PKK’nın ideolojik ülküsü olan bağımsız “Kürdistan” hayalini paylaÅŸmamakta. Dolayısıyla hava harekâtı sonrasında PKK’nın Yezidiler üzerinden yaratmaya çalıştığı “Türk ordusu Yezidileri hedef alıyor” algısı, uluslararası kamuoyunda karşılık bulmadı. Ek olarak, ortak paydada PKK mevcudiyetini kuzey Irak’ta istemeyen KDP ve Türkiye’nin iliÅŸkileri, bu harekât sonucunda zarar görmeyecektir.

Irak merkezi hükümeti ise Güvenlik ve Savunma Komisyonu’nu Türkiye’nin Sincar dağındaki harekâtını soruÅŸturması için görevlendirdi. Komisyon, Türkiye’nin sınır ihlallerinin BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi aracılığıyla engellenmesini talep etti.

HAREKATIN SURÄ°YE'DEKÄ° YANKILARI

ABD DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Türkiye’nin Amerikan yönetimiyle ya da küresel koalisyon güçleriyle koordinasyon saÄŸlamadan hava harekâtını gerçekleÅŸtirdiÄŸini beyan etti. CENTCOM ise operasyonun bölgede bulunan Amerikan kuvvetlerinin can güvenliÄŸini riske attığını ileri sürerek, bölge ve uluslararası güvenliÄŸi birinci derecede tehdit eden DEAÅž ile mücadeleye odaklanılması çaÄŸrısında bulundu. Öyle görünüyor ki YPG kontrolündeki bölgedeki Amerikan askeri varlığını, müttefiklik çatısı altında açıklayan Amerikan yetkililer, Türkiye’nin milli güvenliÄŸini saÄŸlamak maksadıyla sürdürdüğü askeri hareketlilikten tedirgin olmaktadır. Muhtemel Rakka operasyonunun riske girmesinden ve DEAÅž ile mücadele odağının yitirilmesinden endiÅŸe duyan aynı Amerikalı yetkililer, koalisyon kuvvetlerini temsil eden askeri bir yetkilinin Karaçok dağındaki irtibat üssünü ziyareti sırasında PKK’lı Åžahin Cilo ile aynı karede yer almasından herhangi bir rahatsızlık duymamaktadır.

Öte yandan, 16 Nisan’daki referandum nedeniyle CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ı telefonla tebrik eden Amerikan baÅŸkanı Trump’ın Suriye, Irak ve PKK ile mücadele konusunda Türkiye ile yakın iÅŸbirliÄŸi içerisinde olacağını ifade etmesinin, hava harekâtı öncesinde Türkiye’yi cesaretlendirdiÄŸi ve Türkiye’nin pozisyonunu güçlendirdiÄŸi düşünülebilir. PKK destekli gruplar tarafından baÅŸlatılan, PYD kontrolündeki bölge üzerinde uçuÅŸa yasak bölge ilan edilmesi çaÄŸrısına Trump yönetiminin nasıl karşılık vereceÄŸi, Türk-Amerikan iliÅŸkilerinin hangi yöne evirileceÄŸinin de yanıtı olacaktır.

HAREKATIN OLUÅžTURACAÄžI FIRSATLAR VE MEYDAN OKUMALAR

Sincar ve Karaçok daÄŸlarına yönelik hava harekâtının Türkiye açısından sonuçları deÄŸerlendirildiÄŸinde, iki farklı ülkeye ait topraklardaki tehdit unsurlarına yönelik eÅŸ zamanlı sınır ötesi bir operasyonun ilk defa gerçekleÅŸtirilmesi, Türkiye’nin terörle mücadele politikasındaki kararlılığının bir göstergesi olarak okunmalıdır. Türkiye sınır ötesindeki tehditlere yönelik meÅŸru müdafaa hakkını, yeni bir angajman retoriÄŸi olarak kullanmakta tereddüt etmemektedir. Bu kapsamda, hava harekâtı sonrasında Afrin bölgesinde 7 farklı hudut karakoluna 9 kez, Mardin Kızıltepe bölgesinde 3 farklı hudut karakoluna 3 kez, Åžanlıurfa Akçakale’deki hudut karakoluna bir kez olmak üzere, toplam 11 hudut karakoluna 13 kez silahlı saldırıda bulunulduÄŸu ve sınır ötesinden yapılan hudut tacizi kapsamındaki saldırılara meÅŸru müdafaa kapsamında karşılık verildiÄŸi TSK tarafından beyan edilmiÅŸtir. Öte yandan, bahsi geçen unsurlara harekâtın vereceÄŸi maddi zarar sınırlı olmakla birlikte, böyle bir harekâtın sahadaki dinamikler üzerinde yol açacağı meydan okumalar, harekâtın kazanımları açısından daha büyük önem arz etmektedir.

Bu baÄŸlamda ilk meydan okuma YPG ve PKK unsurlarının Suriye ve Irak sahasındaki hareket özgürlüğünü sınırlandırmaya yöneliktir. YPG, TSK’nın müdahalesini Suriye’deki Kürtlerin kazanımlarına yönelik bir tehdit olarak okumaktadır. Öyle ki Karaçok dağına yönelik hava harekâtında kuvvetlerinin bir kısmını kaybeden YPJ Komutanı Nesrin Abdullah, koalisyon güçlerinin tepkisini netleÅŸtirmemesi durumunda, Rakka operasyonuna katılan YPG güçlerini geri çekebileceklerini beyan etti. YPG Sözcüsü Redur Xelil ise, TSK tarafından yürütülecek geniÅŸ kapsamlı bir askeri hareketliliÄŸin, Rakka’ya yönelik operasyonu engelleyeceÄŸini ve YPG’nin kaynaklarını kendi “öz savunma”sına yönlendirmek zorunda bırakacağını ifade etti. ABD’ye karşı Rakka kartını ileri süren YPG’nin, hava harekâtının akabinde Rakka’nın kuzeyindeki kırsal alanda bulunan Hamam al-Torkman’daki merkezini terk ettiÄŸi iddia edildi. Buradan yola çıkarak, YPG’nin kendi çıkarlarını riske atan herhangi bir denklemin içinde yer almayacağı ve önceliÄŸinin Rakka’dan ziyade, Rakka’yı ileri sürerek Amerika’nın desteÄŸiyle daha fazla güç toplamak olduÄŸu söylenebilir.

PKK ise harekâtın PKK’ya her yerde var olma hakkı tanıdığını ileri sürerek, yeni bir “mücadele” sürecinin baÅŸlatılacağının sinyallerini vermiÅŸtir. TSK tarafından silah ve eleman mobilizasyonu rotaları hedef alınan PKK’nın, Türkiye sahasındaki muhtemel bir “bahar kalkışması” giriÅŸimine de önemli ölçüde ket vurulmuÅŸtur. Sincar’a yönelik harekâtla PKK’nın bölgede gücünü tahkim etmesine izin verilmeyeceÄŸinin mesajı verilmiÅŸtir. Gerek Türkiye’de gerçekleÅŸtirilen iç operasyonlar, gerek sınır ötesi operasyonlarla baskılanan PKK’nın, konvansiyonel hareket özgürlüğü sınırlandığı için Türkiye sahasında sansasyonel eylemlere baÅŸvurabileceÄŸi not edilmelidir.

TSK tarafından Afrin, Cindrese, Raco ve Åžiye merkezlerine yönelik havan ve obüs atışlarıyla Dırbesiye ve Tel Abyad üzerinde gerçekleÅŸtirilen hava hareketliliÄŸi sonrasında, bölgedeki YPG’lileri korumak için ABD Dırbesiye, Tel Abyad, Ras al-Ayn ve Kamışlı noktalarına zırhlı araç sevkiyatı yaparken, Rusya da Afrin bölgesinde tampon oluÅŸturmuÅŸtur. Türkiye ve YPG arasındaki çatışmaları önlemek maksadıyla psikolojik bir sınır hattı oluÅŸturan ABD’nin bu tutumu, Türkiye’nin inisiyatif önceliÄŸini Suriye sahasında sınırlandıran stratejik bir tuzak olmakla birlikte, ABD’nin YPG’ye yönelik tutumunda henüz bir deÄŸiÅŸim olmadığının da göstergesidir. Öte yandan, Türkiye 16 Mayıs’ta gerçekleÅŸtirilecek olan Trump-ErdoÄŸan görüşmesinde siyasi bir imtiyaz elde etmenin kapısını aralamıştır. Karaçok ve Sincar daÄŸlarına düzenlenen hava harekâtı, Türkiye’nin kuzey Irak ve kuzey Suriye sınırlarının güvenliÄŸini teminat altına almak için baÅŸlatacağı geniÅŸ kapsamlı bir askeri ve siyasi operasyonun öncülü olarak deÄŸerlendirilmelidir. Bu baÄŸlamda, Åžanlıurfa’daki kuvvetlerine destek sevkiyatı yapan Türkiye’nin, Tel Abyad üzerinden Suriye’ye yönelik muhtemel bir kara harekâtı hazırlığı içinde olduÄŸu da gözden kaçmamalıdır.

[Sınır güvenliği, ulusal güvenlik politikaları, uluslararası terörizm ve Türkiye'nin Ortadoğu politikası alanlarında araştırmalarını sürdüren Sibel Düz, SETA Ankara Güvenlik Araştırmaları Direktörlüğü'nde araştırma asistanı olarak çalışmaktadır]

[Sakarya Ãœniversitesi Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölümü OrtadoÄŸu AraÅŸtırmaları Merkezi öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat YeÅŸiltaÅŸ, SETA Güvenlik AraÅŸtırmaları direktörüdür] 

KAYNAK: AA

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.