Sosyal Medya

Kürsü

Yeni sentetik bir din daha mı geliyor?-Abdurrahman Dilipak

Daha önce de yazdığım gibi, bizi atomize etmek istiyorlar. Sonra bizi bize karşı kışkırtarak, bizi bize kırdırmak istiyorlar. Bu bildik bir soğuk savaş taktiği. Sonra da insanların neye inanacağını şaşırmasını bekliyorlar. Yani nötralizasyon sonrası, son nokta Agnostizm! Anlayacağınız insanların neye inanacaklarını şaşırtmak istiyorlar.



Eskiden “Evlenmeyin bekarlar / Naylon kızlar çıkacak” diye bir hafif müzik türü bir ÅŸeyler vardı. O artık çıktı. Ama ondan önce “naylon, sentetik dinler, hocalar” icad oldu.

1990’lara gelirken, TSE damgalı bir din geliyor demiÅŸtim, ama çoÄŸu kimse inanmamıştı. Hatta okullarda okutulan din dersi ile ilgili “Bu Din Benim Dinim DeÄŸildir” diye bir kitap da yazmıştım. 

Åžimdi yeni din, genç “mucize çocuklar” üzerinden pazarlanacak.. Her yolu deniyorlar. Subliminal yoldan da geliyorlar, NLP üzerinden de, “YaÅŸam koçları” size stressiz, baÅŸarılı, saÄŸlıklı ve mutlu bir gelecek vaad ediyor.. Ä°pnoz teknikleri de uyguluyorlar, baÅŸka yöntemler de.

Birileri bir ÅŸekilde sizi “Dönüştürmek” istiyor..

Yeni din biraz teknolojik gerçekler üzerine kurgulanmış. Bilim ve teknoloji üzerinden açıyorlar kapıyı, sonra teoloji. Bilim, teknoloji, uzay üzerinden yeni bir din algısı. Atomlar, bilgisayar vesaire.. Ardından sıra esoterizme geliyor. Kıyamet, Mehdi, Mesih.. Yeni dine geçmeden, tarih, gelenek ve geçmiÅŸle tüm baÄŸlarınızı kopartmanız gerekiyor. Nirvana’ya ulaÅŸmak için arınma adına her ÅŸeyi bırakmanız gerekiyor. Din, devlet, aile, toplum, ideoloji ve siyaset olarak bütün baÄŸlardan kurtulmanız gerekiyor önce..

Bu süreçte ailenizden kopabilir, ortaklarınızdan ayrılabilirsiniz.. Önce agnostik olacak, bir çocuk gibi, içine düştüğünüz labirentten, size yol gösteren rehberleriniz eÅŸliÄŸinde çıkacaksınız. Oysa onlar sizi daha önceden planladıkları “esir pazarı”na götürecekler.. Her ÅŸeyden bağınızı kopardıktan sonra size yeni bir din hediye edecekler. Rasyonal, pragmatik, determinist, ÅŸekiller, biçimler, renkler ve desenlerle örülü, görsel açıdan zenginleÅŸmiÅŸ yeni bir dünyaya göç edeceksiniz.. 

Yeni din ritüeller, seremoniler, ikonlarla örülü.. Her sorunun bir cevabı var. Akıl oyunları ile dolu bir labirentte kurgulanmış bir “tekamül yolculuÄŸu”na çıkacaksınız.

Yine ayetler okuyacaklar, yine hadislerden söz edecekler. Metinler aynı olsa da algınız değiştirilecek. Bu işi planlayanların gayesi bu..

Tanıdık yüzlerce çıkacaklar önünüze, genç, yakışıklı, sağlıklı ve mutlu görünen, kendinden emin yüzlerle.. Seküler kutsallar, kurgulanmış mucizeler.. Her şey düşünülmüş. Facebook ve benzeri sosyal media ağları üzerinden herkesin kapısını çalacaklar. Her dilden konuşacaklar..

KuÅŸkusuz bu onların planı.. “Yapacak, edecekler” derken, “bu böyle olacak, yapacak bir ÅŸey yok” demek istemiyorum.. Sadece “dikkatli olalım” diyorum..

Daha önce de yazdığım gibi, bizi atomize etmek istiyorlar. Sonra bizi bize karşı kışkırtarak, bizi bize kırdırmak istiyorlar. Bu bildik bir soğuk savaş taktiği. Sonra da insanların neye inanacağını şaşırmasını bekliyorlar. Yani nötralizasyon sonrası, son nokta Agnostizm! Anlayacağınız insanların neye inanacaklarını şaşırtmak istiyorlar.

EÄŸer dini bir gelenekten söz ediyorsak, bu Tevhid’e aykırı olmamalı., Tefrikaya sebeb olmamalı ve ihlasla yapılmalı, yani baÅŸka bir yöne saptırılmamalı.

Bu arada ÅŸu Kutlu DoÄŸum Haftası ile ilgili tartışmalara da deÄŸinmek istiyorum. Din üzerindeki tartışmalar her zaman beni rahatsız eder.. Hele Allah, Resul ve Kitap üzerine tartışanlardan ve o sözlerden ÅŸikayetçiyim..

Bakın, bizim için din olan 2 kutsal gecemiz var. Ä°sra ve Kadir. DiÄŸer geceler “güzel bir gelenek”tir. Regaip, Berat, Veladet.. Åžimdi bunlara yenileri eklendi, Hicret ve Mekke’nin fethi, Hicret. Mekke’nin fethi yılbaşı gecesi kutlanıyor. Bu doÄŸru deÄŸil, Mekke’nin fethi yılbaşının karşılığı deÄŸil. Dini, tarihi günlerin hicri takvime göre yapılması gerek. Mesela Ä°stanbul’un fethini 29 Mayıs’a kilitlemek de böyle bir ÅŸey. 31 Mart vakası da öyle..

Bizim geleneÄŸimize göre, yeni gün, gün batımı ile baÅŸlar. Mesela sabah namazı günün ortasında kılınır. Günün ilk namazı akÅŸam, sonraki yatsı namazıdır. Sabah namazı orta namazıdır. Günün son namazı ikindi namazıdır.. Gün batıda 24.00’de deÄŸiÅŸir..

Åžu takvim devriminin başımıza açtığı iÅŸe bakar mısınız? Takvim devrimi ile aslında yeni bir sistem getirilmedi, Ä°slami olan yasaklandı. Yoksa Osmanlı’da Miladi de vardı, Rumi de, Hicri de.

Veladet kandili “dini” deÄŸil, bizi dine yaklaÅŸtıran bir gelenek’tir.. Benim çocukluÄŸumda o gece mevlid okunur ve sakalı ÅŸerif ziyaret edilirdi.. Son zamanlarda bugün Miladi bir tarihe endekslendi. Tartışılan bu..

Hemen belirtelim ki, “Ay ve güneÅŸ Allah’ın iki ÅŸearidir”. Bizde günlük ibadetler GüneÅŸ’e göre, yıllık ibadetler Ay’a göre yapılır. Bu konuda özellikle Ä°sra ve Kadir için takvim Kameri takvim olacaktır..

Ä°ddia sahipleri “Kutlu DoÄŸum” kelimesi ile Hz. Muhammed (SAV) gösterilirken, arkasından FETÖ çıkmasından endiÅŸe ediyorlar. Asıl soruları ÅŸu: Neden nisan ayı? Sütten aÄŸzı yanan yoÄŸurdu üfleyerek içer ya. Gülen 27 Nisan 1941’de doÄŸmuÅŸ. Hz. Ä°sa Hristiyan inancına göre 3 Nisan 33 de çarmıha gerilmiÅŸ!

Önce Salih Tuna iddiayı ortaya attı, ardından Ömer Turan bombayı patlattı! Onun iddiasına göre de Kutlu DoÄŸum Haftası aslında Fetullah Gülen’in doÄŸum gününü kutlama etkinliÄŸiydi. DediÄŸine göre Gülen’in doÄŸum gününü çaktırmadan tüm topluma kutlatmak için böyle bir ÅŸey icat edildi. Kutlu DoÄŸum dedikleri aslında Peygamberimizin deÄŸil Gülen’in doÄŸumu.

“Kutlu DoÄŸum Haftası yoktur” iddiasına baÅŸkaları da katıldı. 

Arkadaşlar, dini konuları tartışma konusu yapmaktan vazgeçsek. Kendi görüşümüzü tartışsak. Birileri din gayreti ile bir konuyu gündeme getirirken, bir başkası onu bir başka yöne çekmek isteyebilir. Bu her zaman mümkün..

Dini konuları tartışmadan da konuşabiliriz. Birbirimizi dinlemeye, anlamaya, birbirimize sabretmeye çalışalım. Aynı şeyleri düşünüyorsak birlikte hareket eder, değilse birbirimizi anlayışla karşılar, sabrederiz. Biz birbirimizin İlahı ve Rabbi değiliz ki!

Hem zaten bu dünyada tartışıp durduÄŸumuz ÅŸeylerin hakikatinin bize gösterileceÄŸi bir gün yok mu? Bize doÄŸru gibi gelen ÅŸeylerde yanılmış olamaz mıyız?.. Nas’sa mı iman ediyorsunuz, o nas’a iliÅŸkin bilgi, yorum ve kanaatinize mi? Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.