Güncel
Siyasi tuzaklar ve erken seçim mevzuu-Hacı Yakışıklı
Son zamanlarda yeni tabirler ve kavramlar üretmeye çalışıyorlar, bu kavramlara dikkat etmezsek kendimizi farkına bile varmadan “üst akıl” denen şer cephesine kullandırmış oluruz.
“ErdoÄŸanizm” diye bir kavramın kıvılcımları görüldü. Dikkat edin! “ErdoÄŸanizm” diyenler topluma yeni bir tuzak kurmaya hazırlanıyor. ErdoÄŸan sevgisini önce fanatizme, sonra nefrete dönüştürecekler. Bunu dışarıdan deÄŸil direkt olarak AK Parti içinden yapabilirler.
Bunlar birer “paronoya” deÄŸil… Suriye neredeyse yeniden bizim hâkimiyet sınırlarımıza girmenin sinyallerini verdi. Tarihi bir eÅŸikteyiz, çünkü ilk defa geçen sene “Ege Adaları” yeniden bir mevzu olarak güçlü bir ÅŸekilde gündemimize girdi.
Ä°zmir’in dibinde bir Yunan Adası var ama Yunanistan’ın dibinde Türkiye’ye ait bir ada yok! Bu nasıl bir haksızlık böyle, nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça!
“ERKEN SEÇİM OLMALI”
“Ä°stikrar” kesinlikle önemli, hükümetin en önemli söylemi ve vatandaşın en büyük temennisi buydu!
Hükümet birçok alanda istikrarı saÄŸladı, belirli standartlar yerine oturdu. Terör gibi bazı konularda “istikrar” gecikti ama vatandaÅŸ bunun hangi sebeplerden kaynaklandığını çok iyi anladı.
Son süreçte neler olacak peki?
“Erken seçim yok” ifadesi bizzat CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan tarafından dile getiriliyor. Bu elbette “istikrarın” da bir göstergesi; lakin ÅŸartlar farklı ve istikrar “yenilik” isteyebilir.
Vatandaşın bir erken seçim talebi ve beklentisi var. Evet, bir beklenti var!
Madem yeni bir sisteme “Evet” denildi, bu sistemin çok da gecikmeden hayata geçmesi isteniyor. Erken veya normal seçim fark etmez, bu süreçte kurulacak oyunlara dikkat etmek gerek.
Siyaset arenası bu aralar kirlendi. Tüm bu kirin içinde en çok güvenilen isim Recep Tayyip Erdoğan!
“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliÄŸi beyaza verdiler” diyor Özdemir Asaf!
Kim daha beyaz yahut kim daha az kirlenmiş ve kirletilmiş. Üzerimizde 3-5 plan yapanlar mı yoksa bu planlar karşısında acziyete düşen bizler mi? Diri ve dik durmak, mevzu budur!
“KALBÄ°NÄ° SOKAKTA YÄ°TÄ°RMÄ°Åž ADAMIN DRAMATÄ°K SAHNESÄ° YAHUT GEÇ BUNLARI BAK KIRMIZI IÅžIK YANDI”
Bahar geldi ama ben yine de en çok yazı seviyorum, oysa Ekim’de doÄŸdun der annem!
Ve yaÅŸadığımız bu çaÄŸ…! Arının gerçek çiçeklerle bal yapmadığı, sütlerin rengini ve dokusunu yitirdiÄŸi, suların plastik ÅŸiÅŸelere konduÄŸu bir çaÄŸda yaşıyoruz. Elimize aldığımız güller bile kokmuyor.
Farkında mıyız? Ben bazen fark ediyorum ve gözlerime çok zor inanıyorum.
İnsandan bahsediyorum, herhangi bir grup ve ideolojiden değil! İnsan evlatlarından..!
“ZAVALLI BÄ°R Ä°HTÄ°YARIN AVUCUNU SÄ°ZE UZATIRKEN ETTİĞİ DUALAR KADAR YALAN BAZEN HER ÅžEY”
Evlatlar söz dinlemiyor, kızlar annelerinin dizinin dibini küçümsüyor; tabii hepsi böyle değil, ama ekseriyet ve metropol caddeleri çamur gibi akıp giderken bunları fısıldıyor, zavallı bir ihtiyarın avucunu size uzatırken ettiği dualar kadar yalan bazen her şey!
Evet, neredeyse hiçbir şey doğal değil.
Gülüşlerimiz doğal değil, hatta bazen ağlamalarımız bile.
Mahsus bir hayatı yaşıyoruz, zaten kendisi geçici olan bir dünyada yine geçici bir ömre sahip olan insanoğlunun bir de üstüne sahtelik maskesi takması herhalde çekilir şey olmasa gerek.
Bir kalbimiz kaldı belki ve bir de hayallerimiz! Onlara kimse dokunamaz!
Bahar geldi, yenik bir coğrafyanın mazlum çocuklarıyla, bütün sahtelikleri diriltecek günler için, ölene kadar mücadele edeceğiz. Yahut caddelerin vitrinlerinde boş gözlerle gezinen kalabalıklar arasında öğütülmeyi bekleyeceğiz!
Henüz yorum yapılmamış.