Sosyal Medya

Güncel

İstanbul Müftüsü Yılmaz: 'Sosyal Medya İlmihaline İhtiyacımız Var'

‘Şehristanbul’ adı altında düzenlenen halk buluşmalarının ikincisinde konuşan İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, “Bir sosyal medya ilmihaline ihtiyacımız var.” dedi.



‘Åžehristanbul’ adı altında düzenlenen halk buluÅŸmalarının ikincisinde konuÅŸan Ä°stanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, “Bir sosyal medya ilmihaline ihtiyacımız var. Ne kadarı meÅŸru, ne kadarı meÅŸru deÄŸil, ne kadarı bizim fıtratımıza uygun ve sürdürülebilir, ne kadarından uzak kalmalıyız bunu belirlemeliyiz” dedi.

Ä°stanbul Müftülüğü, din hizmetlerini toplumun her katmanına yaymak amacıyla açık kapı günleri anlayışıyla ‘Åžehristanbul’ adı altında halk buluÅŸmaları düzenlemeye baÅŸladı. Ä°stanbul Müftülüğü Toplantı Salonu’nda gerçekleÅŸtirilen program Müftü Yardımcısı Yılmaz Küçük’ün Kur’an-ı Kerim tilaveti ile baÅŸladı.

“Bir Sosyal Medya Ä°lmihaline Ä°htiyacımız Var”

Programdaki konuÅŸmasına sosyal medyanın zararlarına deÄŸinerek baÅŸlayan Ä°stanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, yaÅŸadığımız çaÄŸda zihnimize ve kalbimize takılan çok fazla uyarıcı olduÄŸuna dikkat çekerek; “Son 30-40 yılda televizyonla birlikte internet ve sosyal medya artık insanları kendi küçük dünyalarında büyük sanal dünyalar kurarak yalnızlaÅŸtırmaya baÅŸladı. Oysa ki, insan dediÄŸimiz varlık sosyal bir varlık diye tabir edilir. Ä°nsanlarımız ellerindeki cep telefonlarıyla çok büyük bir sanal sosyaliteye kavuÅŸtular. O sanal dünyada iliÅŸkiler kuruyorsunuz. Bu birebir göz ve gönül teması saÄŸlayan, dokunma, musafaha etme imkanı veren ortamlardan bizi uzaklaÅŸtırıyor. Bu da çağımızın afetlerindendir. Gençlerimizi ve insanlarımızı bütün bu uyaranlardan kurtarıp zaman zaman kendi fıtri özellikleriyle baÅŸ baÅŸa getirecek ortamlar sunmak gerekiyor.” dedi.

Sosyal medyanın güzel bir ÅŸey olduÄŸunu ama bağımlılık yaptığı andan itibaren insanları hasta derecesinde yalnızlaÅŸtırabildiÄŸine dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz; “Kalpten kalbe giden bir yol vardır. Bizim amacımız onu harekete geçirmektir. En önemlisi her ÅŸeyin ilmihali oluÅŸtu. Ticaret ilmihalimiz, ibadet ilmihalimiz var. Belki bir de sosyal medya ilmihaline ihtiyacımız var. Ne kadarı meÅŸru, ne kadarı meÅŸru deÄŸil, ne kadarı bizim fıtratımıza uygun ve sürdürülebilir, ne kadarından uzak kalmalıyız bunu belirlemeliyiz. Çocuklarımızı bu ilmihal bilgilerine göre yönlendirmeliyiz.” diye konuÅŸtu.

“Yaşı 50’nin Ãœzerinde Olanların Camide Çocuk Görmeye Tahammülleri Daha Az”

Çocuklara camilerde kızılması gibi olumsuz durumlar üzerine gelen bir soruyu cevaplayan Prof. Dr. Yılmaz, “Yaptığımız bir araÅŸtırmaya göre yaşı 50’nin üzerindeki insanların camide çocuk görmeye tahammülleri daha az” diyerek ÅŸunları söyledi:

“2010 yılında Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanımız Sayın Mehmet Görmez göreve baÅŸladığında ilk Camiler Haftası’nın temasını ‘Cami ve Çocuk’ olarak belirledi. Bu hafta dolayısıyla Hz. Peygamber (SAV)’in torunlarıyla ve diÄŸer çocuklarla kurduÄŸu iliÅŸkiye dair örnekleri çokça vererek hocalarımıza ‘Sakın ha, camiye gelen ve orada oynayan çocuklara bağırıp çağırmayın. Çocukların camiyle ilgili ilk intibaı asla öfke ve dayak, kızmak olmamalı. Onlara ÅŸefkatle yaklaşın, başını okÅŸayın, hatırını sorun ve iyi ki geldin’ deyin diye uyardık. Çocuk oynayarak öğrenir. Mihraba, kürsüye, tespihe dokunup oynamadan ne ibadeti ne de mabedi tanıyabilir. Tanıması için oynaması lazım. O nun için oynamasına izin vermek gibi bir sorumluluÄŸumuz var. Bunları anlatıyoruz, eskiye göre azaldığını zannediyorum. Tabi bu bir deÄŸiÅŸimdir. Ä°nÅŸallah yeni gelenler daha ÅŸefkatli, daha merhametli olurlar ve bu sorunu aÅŸarız.”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.