Medyadaki "Pelikan-İslamcı" polemiğinde bugün sıcak gelişmeler yaşanıyor.
Cem Küçük'ün “Artık AK Parti’nin bu radikal Ä°slamcılarla da, yani bu Mavi Marmara’daki manyak tipler, yani kafadan Ä°srail düşmanı, kafadan Batı düşmanı, kafadan her ÅŸeye düşman tipler var, bunlarla da yolların ayrılması lazım" ifadesiyle baÅŸlayan tartışmanın Star gazetesine uzandığı iddia edildi.
Medyadan aktardığı kulis haberler ile tanınan Medyaradar internet sitesi, bugün, sektöre bomba gibi düşen bir haber paylaştı.
Star Gazetesi başyazarı Ahmet Taşgetiren'in gazeteden gönderildiği iddia edildi.
Ancak büyük şaşkınlıkla karşılanan bu haberin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Star Medya Grubu'ndan "Ahmet Taşgetiren'in gazete ile ilişiği kesildi" iddialarına yalanlama geldi.
Ahmet Taşgetiren gazeteden uzaklaştırılmadı ve yazılarına Star gazetesinde devam edecek.
İŞTE TAŞGETİREN'İN STAR GAZETESİ'NDE BUGÜN ÇIKAN YAZISI
İktidar da muhalefet de okumalı
Referandum yüzde 51.4 “Evet”le geçti. Ancak yüzde 48.6 oranında da bir “Hayır” var. Åžu anda herkes, öncelikle bu dağılımın nasıl gerçekleÅŸtiÄŸini, “Evet”in neden arkasındaki siyasi desteklerin toplamından çok daha az, “Hayır”ın da, organize bir hareket olmamasına raÄŸmen neden bu ölçüde çıkabildiÄŸini anlamaya çalışıyor. Bir de buradan yola çıkıp, 2019'da nasıl bir sonuç görüleceÄŸini tahmin çabaları var. Burada da “Evet” cenahı için kaygı, “Hayır” cenahı için bir tık daha olur mu, ihtimalleri deÄŸerlendiriliyor.
Türkiye kamuoyu, Kemal Gözler ismini, referandum öncesinde Anayasa tartışmaları sırasında çok duydu. Onun “AnayasasızlaÅŸtırma” makalesine pek çok atıf yapıldı. Gözler'in http://www.anayasa.gen.tr/dev.html'de “Demokrasi Nasıl Korunabilir? Uyuyan Devi Uyandırmak” baÅŸlıklı bir yazısı yayınlandı. Okudum ve birçok bölümün altını çizdim.
Kemal Gözlerile muhtemelen düşünce iklimi noktasında pek çok farklılıklarımız var. Ak Parti ile de farklı dünyalarda olduğu açık. Ancak makaleyi ilginç bulduğumu söylemeliyim. Bence Ak Parti'nin de muhalefetin de okumasında fayda var.
“Uyuyan dev”den söz ediyor Kemal Gözler. Ve o uyuyan dev uyanırsa, siyasette baÅŸka bir dönemin baÅŸlayacağını yazıyor. Ona göre ekonomik ÅŸartları ve sosyal statüsü iyi kesimlerden oluÅŸan uyuyan devin ÅŸu anda “Gündeminde siyaset yok. Çünkü kendisini tehdit altında hissetmiyor.” “Ancak,diyor Gözler,“Son bir iki yıldır iÅŸler deÄŸiÅŸti. Demokrasi eksikliÄŸi ve özellikle hukuk güvenliÄŸinin zayıflaması iyi yetiÅŸmiÅŸ kitlenin yaÅŸam tarzını da tehdit eder hâle geldi.”
Bu yargı doğru mu yanlış mı tartışılabilir. Ama tartışmak için de bakmak lazım.
“Uyuyan devi ancak Ak Parti uyandırabilir”görüşü de Gözler'e ait. Şöyle diyor: Türkiye’nin uyuyan devini AKP, birkaç yıldır izlediÄŸi yanlış politikalar sayesinde uyandırmak üzere. Dev uyanırsa, AKP devi uyandırdığına bin piÅŸman olacak.”
Ancak “Uyuyan devi uyumaya devam ettirme” iÅŸini de Ak Parti'nin baÅŸaracağını söylüyor Gözler. Şöyle diyor:
“AKP’nin 2002 yılındaki kuruluÅŸ felsefesine dönmesi durumunda, demokrasi üzerindeki tehdit kendiliÄŸinden sonra erer. AKP’nin bu süreçte izleyebileceÄŸi en akılcı politika, baskı politikasından vazgeçip 2002’deki kuruluÅŸ felsefesine dönerek uyuyan kitlenin tekrar uykuya dalmasını saÄŸlamaya çalışmaktan ibarettir.”
Gözler'in muhalefete de söylediÄŸi ÅŸeyler var. Ona göre Türkiye'de demokrasi mücadelesinin yolu hukuk'tan geçmiyor. Diyor ki “Bunun yolu seçimden galip çıkmaktır.” Ama muhalefet de sorunlu. Hatta öyle sorunlu ki “Türkiye’de muhalefetin iktidarı deÄŸiÅŸmeden Türkiye’nin iktidarı deÄŸiÅŸmez.” Gözler'e göre“referandumdaki yüzde 48 de CHP sayesinde deÄŸil, uyuyan devin kıpırdanmasının ürünü.”
Gözler iki soru ortaya koyuyor:
- Dev uyanacak mı uyanmayacak mı?
- Uyandığında deve kim yön verecek?
Uyandığında da “Etrafında derin uçurumlar var devin, diyor Gözler, uyku sersemliÄŸi ile o uçurumlara düşme riski var, uçurumlardan biri, eski hataların tekrarı, diyor ve şöyle tamamlıyor yazısını:
“Ä°ktidara gelecek olan dev, ahlâkî ilkelerle hükmetmeyecekse, iktidarın deÄŸiÅŸmesinin Türk demokrasisine saÄŸlayacağı bir yarar olmayacaktır.”
Bir okuyun derim sadece. Bence herkes yararlanacak.
Ä°ki not:
- TGRT. Bu bir misyon. Kutlu DoÄŸum tartışması da bir misyon. Oradaki Cem Küçük – Fuat UÄŸur tetikçiliÄŸi de bir misyon.Kuyruklarına bastım, basacağım.Anlarız bakalım,“Ä°hlas'lı kardeÅŸlerimiz” neyi oynuyor?Bu arada istirham etsem, danışmanlar benim yazımı ve Küçük-UÄŸur programını Sayın CumhurbaÅŸkanı'na birlikte takdim edebilirler mi?
- Bilenlere sordum: 12 Rebiülevvel 571 güneÅŸ takviminde neye tekabül ediyor, diye. 15-25 Nisan arasında bir tarihe, denildi. Diyanet de sabit tarihi galiba böyle bir hesaplamayla tespit etmiÅŸti. Numan Bey “Yeniden 12 Rebiülevvel'e döneceÄŸiz” demiÅŸ. Ä°yi. Bu arada bir teklifim olsun: Mesela 29 Mayıs 1453'ün ya da ne bileyim 18 Mart 1915'in yıl dönümlerini de kameri takvime göre kutlayalım. Ä°stanbul'un Fethi'ni Mayıs'ta deÄŸil, Ocak'ta kutlasak ne olur ki? YaÅŸasın kameri takvim!
Henüz yorum yapılmamış.