Sosyal Medya

Güncel

Erdoğan Reuters'a konuştu: TSK'nın Sincar'da yapmış olduğu operasyon kesinlikle Peşmergelere karşı bir operasyon değildir

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)- 'TSK'nın Sincar'da, Karaçok'ta falan yapmış olduğu bu operasyon kesinlikle Peşmergelere karşı bir operasyon değildir. Bu daha önceden zaten Sayın Barzani'ye bildirilmiş olan bir operasyondur'- 'Yaklaşık 45 dakikalık bir süre içerisinde yapılan bu operasyonla buradaki bu noktalar yüzde 100 isabetle vurulmuştur fakat bu arada da 5-6 Peşmerge'nin öldüğü bilgisi biz



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Sincar ve Karaçok dağlarına yaptığı hava harekatına ilişkin, "TSK'nın Sincar'da, Karaçok'ta falan yapmış olduğu bu operasyon kesinlikle Peşmergelere karşı bir operasyon değildir. Bu daha önceden zaten Sayın Barzani'ye bildirilmiş olan bir operasyondur." dedi.
Erdoğan, Reuters'a verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
 
Gelecek ayın çok yoğun olacağını belirten Erdoğan, 30 Nisan'da Hindistan'a gideceğini, 2 Mayıs'ta burada görüşmeleri olacağını, daha sonra da Rusya ziyaretinde bulunacağını söyledi.
 
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini ifade eden Erdoğan, Rusya'nın ardından ise Çin'i ziyaret edeceğini, burada en üst düzey katılımlı bir zirve olacağını, ardından da ABD'ye geçeceğini anlattı.
 
ABD Başkanı Donald Trump'la görüşeceklerini aktaran Erdoğan, telefonda 3-4 kez görüştüklerini fakat şu anda Türkiye-ABD ilişkileri, Suriye ve Irak gibi bölgesel sorunlar, Türkiye ile ABD'nin NATO üyesi iki ülke olarak savunma alanındaki dayanışması, terörle mücadelede PKK, PYD, YPG, FETÖ konularının ele alınıp değerlendireceklerini dile getirdi.
 
Bu konuda daha önce birçok belge ve bilgiyi ABD tarafına aktardıklarını hatırlatan Erdoğan, o belgeler çerçevesinde şu an yapılan bazı hazırlıklar olduğunu ve bunların da karşı tarafa iletileceğini bildirdi.
 
- Sarraf ile Atilla'nın ABD'de yargılanması
 
İş adamı Rıza Sarraf ile Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de yargılanmasına ilişkin Erdoğan, şöyle konuştu:
 
"Rıza Sarraf benim babamın oğlu değil ama benim bir vatandaşımdır. Devletlerin yöneticilerinin herhalde bir görevi de kendi vatandaşlarının hukukunu korumaktır. Eğer varsa bir suçu, bunlar bizim Adalet Bakanlığımıza da bildirilir ve gereği yapılır ama yoksa durup dururken hemen bazı şeyler uydurulmak suretiyle insanlar alınırsa o zaman tabii ki kendi vatandaşına sahip çıkamayan bir ülke konumuna düşersiniz. Diğer Hakan Bey ise bizim adeta devlet bankamız konumunda olan bir bankanın genel müdür muavinidir ve şu ana kadar Amerika'ya 7 kez girip çıkmıştır. Herhangi bir şey yokken son anda böyle bir şeyin genel müdür muavinimize uygulanmış olması, bunun burada art niyetli bazı girişimlerin olduğunu göstermektedir.
 
Belki burada da biz tabii FETÖ'yle ilgili bağlantıların olduğunu hissediyoruz, görüyoruz ve bizim yaptığımız tespitler de bu istikamettedir. Bu oyunun bozulması gerekiyor. Yani şu anda tabii ki Halk Bankası'nın tuttuğu avukatlar var, Sayın Sarraf'ın tuttuğu avukatlar var. Aynı şekilde bizim, şu anda devlet olarak bu konuda, tabii ki bizi işin içine sokmaya gayret edenler var, bu noktada avukatların çalışması var. Bütün bunların hepsini Sayın Başkan'la ele alacağız. En azından idari noktada atılabilecek bazı adımlar niye atılmıyor bunu soracağız. Feto denilen bu teröristin, yani burada yaklaşık 19 senedir 400 dönümlük bir arazi içinde misafir ediliyor olması düşündürücüdür. Yani en azından bu kişinin idari olarak gözaltına alınması veya tutuklanması beklentimizdir çünkü bu 170 ülkede adeta bir mikserdir. 'Eğitim, vesaire gibi bu tür hizmetler yapıyorum' kılıfına bürünmek suretiyle bu işleri yürütmektedir. Biz bunları da tabii Sayın Trump'la paylaşacağız. Görüşmemiz tabii ki zengin olacak, üzerinde duracağımız konular çok fazla olacak diye planlıyoruz."
 
- "TSK'nın operasyonu kesinlikle Peşmergelere karşı değil"
 
TSK'nın Sincar ve Karaçok'taki hava harekatına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, "TSK'nın Sincar'da, Karaçok'da falan yapmış olduğu bu operasyon kesinlikle Peşmergelere karşı bir operasyon değildir. Bu daha önceden zaten Sayın Barzani'ye, onlara bildirilmiş olan bir operasyondur." dedi.
 
Erdoğan, Türkiye için tehdit oluşturan terör örgütünün silah ve mühimmat gibi malzemelerinin bulunduğu yaklaşık 40 noktada kimsenin olmaması gerektiğinin ABD ve Rusya'ya da ayrıca bildirildiğini ifade ederek operasyon öncesinde de tekrar bildirimde bulunulduğunu vurguladı.
 
Erdoğan, "Yaklaşık 45 dakikalık bir süre içerisinde yapılan bu operasyonla buradaki bu noktalar yüzde 100 isabetle vurulmuştur fakat bu arada da 5-6 Peşmerge'nin öldüğü bilgisi bize geldi. Bu tabii bizim için arzu edilmeyen bir konuydu ama böyle bir şey söz konusu oldu. Bunun ne yazık ki önceden kendilerine bildirilmiş olmasına rağmen böyle bir neticenin çıkması bizim üzüntümüze muciptir." diye konuştu.
 
- "Son terörist yok edilinceye kadar mücadelemiz sürecek"
 
Operasyonların devamının gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Kesinlikle, yani bizim oradaki terörle mücadelede hep söylüyoruz, son terörist yok edilinceye kadar bu mücadelemiz içerde ve dışarıda sürecektir. Kandil'de, Kuzey Suriye, Kuzey Irak'ta sürecektir. Mesela şimdi Sincar bölgesi bizim için, daha önce açıkladım ben, burası bizim açımızdan ikinci bir Kandil'dir. Biz ikinci bir Kandil'in oluşmasına müsaade etmeyeceğiz çünkü Sincar'da yaklaşık 2 bin civarında PKK'lı var. Biz orada böyle bir şeyin oluşmasına müsaade edemeyiz. Eğer müsaade edersek yarın orası bir tehdit oluşturacak. Tedbirimizi almaya mecburuz. Eğer biz bataklığı kurutmazsak, bataklık haline gelince bir daha burayı kurutmak mümkün değildir. Onun için adımlarımızı atmak zorundayız. Bunu Amerikalı dostlarımızla da paylaştık, paylaşıyoruz. Rus dostlarımızla da paylaştık, paylaşıyoruz. Aynı şekilde Kuzey Irak yerel yönetimiyle de bunları zaten sürekli paylaşıyoruz. Onun için son teröriste kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz çünkü bütün sınır vilayetlerimizde huzuru temin etmemiz lazım."
 
YSK'nın halk oylaması sonuçlarına ilişkin kesin kararını açıklamasının ardından partiye üyelikle ilgili herhangi bir başvuru yapıp yapmayacağına ilişkin soruyu cevaplayan Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım'ın partinin olağan kongre tarihleriyle ilgili bir açıklama yaptığını aktardı.
 
Yıldırım'ın AK Parti'nin olağan kongre tarihinin 2018 yılı içerisinde olduğunu ifade ettiğini belirten Erdoğan, ancak bunun "2017 içerisinde herhangi bir kongre yapılamayacağı" anlamına gelmediğini söyledi.
 
Olağanüstü kongre kararlarını partinin yetkili kurullarının aldığını bildiren Erdoğan, "Şu anda şahsımın partime, kurucusu olduğum partime geçişim YSK'nın seçimlerin kesin neticelerini açıklamasından sonra olacaktır." dedi.
 
AK Parti'ye döndükten sonra partinin yetkili kurullarının ne gibi bir adım atacağını şu anda kendisinin söyleyemeyeceğini dile getiren Erdoğan, "Bu talep delegeden, MKYK'dan, Merkez Yürütme Kurulu'ndan gelir. Oralardan gelir, geldikten sonra da bunu değerlendirir, ona göre adımları atarız." diye konuştu.
 
- "Putin bana 'Ben Esed'in avukatı değilim' dedi"
 
Suriye'ye dair hala bir umut olup olmadığının ve durumun iyileşeceğini düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
 
"Zaten Esed bir çözüm adresi değil ki. Suriye'nin Esed'den kurtulması lazım ki çözüme yürüyelim. Esed orada kaldığı sürece asla Suriye'de çözüm olmaz. Suriye'yi bu hale getiren o. Devlet terörü estiren o. Onunla beraber nasıl olacak da Suriye barışı yakalayacak? Kendi halkına, kendi vatandaşına tanklarla, toplarla saldıran, uçaklarla, varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla halkını öldüren bir insan çözüm aracı olabilir mi? Biz bugüne kadar hep söyledik, Esed'siz çözüm. Dediler 'Kim, DEAŞ mı?' Ya size DEAŞ'ı kim söyledi? DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz. Şu ana kadar biz DEAŞ'tan binlerce insanı öldürdük. Niye? Çünkü onlar İslam'ın temsilcisi olamaz. İslam için onlar birer yüz karasıdır. İslam'la DEAŞ'ın yakından uzaktan alakası yok. Bunu bir defa Müslümanların kabul etmesi lazım. Ve asla savunmasız insanlara silah sıkmaya, onları öldürmeye ister Müslüman olsun ister olmasın kimsenin hakkı yok. DEAŞ bunları yapmıştır.
 
Dolayısıyla burada atılması gereken adım, ben bunu Sayın Putin'le görüştüm, Sayın Trump'la telefonda görüştüm, Sayın Obama'yla zaten çok görüştüm ama hiçbir netice alamadım. Şimdi bu dönemde görüşeceğiz ve diyoruz ki burada adımı gelin öyle bir atalım ki buranın kaderini Suriye halkı kendisi belirlesin. Demokrasi bu değil mi? Eğer demokrasi buysa bırakalım kararı Suriye halkı versin. Biz ne yapalım? Biz güvenliğini sağlayalım. ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, İran, hep beraber bir araya gelelim sandıkları getirelim Suriye halkı liderini seçsin. Partisini belirlesin. Öyle ülkeler var ki 20-30 tane parti var, burada da belki o kadar kurulacak. Bırakın kursunlar. Seçim yapılsın, sandıktan kim geliyorsa hepimiz ona 'Başımız gözümüz üstüne' diyelim, işi bitirelim ama ne yazık ki hep bize şunu söylediler 'DEAŞ gelir.' Ya sanki Esed'in yaptığı DEAŞ'tan iyi mi?"
 
- "Nihai kararı bırakalım Suriye halkı versin diyorum"
 
Türkiye'nin 3 milyon, Lübnan'ın 1,5 milyon ve Ürdün'ün de 1 milyon sığınmacı barındırdığına dikkati çeken Erdoğan, bu insanların kendi topraklarından kaçtıklarını vurguladı.
 
Bunun sebebinin de Esed olduğunu söyleyen Erdoğan, artık kalkıp da "Esed'li mi Esed'siz mi?" gibi bir tartışma yapılamayacağını, yapılırsa yazık olacağını ifade etti.
 
Suriye halkının liderini kendi belirlemesi konusunda hiçbir tereddüdü olmadığını belirten Erdoğan, bunun için çok da ideal isimler olduğuna dikkati çekti.
 
"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ise bunu dinlemediği" yorumu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Sayın Putin hatta bana şu ifadeyi bile kullanmıştır, 'Yani Erdoğan beni yanlış anlama, ben Esed'in avukatı değilim.' demiştir. Bunu bana Sayın Putin söyledi ama demek ki başka bazı şartlar, gelişmeler vesaire, bizimle paylaşamadığı şeyler olabilir ama şu anda Trump, Putin, biz, hatta İran, Suudi Arabistan, Katar çünkü bu işin içinde aktif roller aldıkları için, hep birlikte otururuz, konuşuruz ve bizler yardımcı oluruz. Ama nihai kararı bırakalım Suriye halkı versin diyorum.
 
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu ifade bana göre doğru değil; bölünmüşlük. Böyle bir şey söz konusu değil ki. Yani eğer bir referanduma gidiyorsanız bir 'beyaz' olacaktır bir 'siyah' olacaktır. Yani bir 'evet' olacaktır bir 'hayır' olacaktır. 'Evet' veya 'hayır' çıktı diye buna bölünmüş dersek bu yanlış olur. Oyun kaderinde o var. Bu oy da birisi 'evet'tir birisi 'hayır'dır." dedi.
Erdoğan, Reuters'a verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
 
Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler bağlamında Türkiye'ye yönelik dış yatırımların azalıp azalmayacağı riskleriyle ilgili iddialar hakkındaki soru üzerine Erdoğan, maalesef böyle bir kampanya sürdürüldüğünü belirtti.%3

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.