Namazımızda miracı yaşayabiliyor muyuz?

Abdullah Yıldız

Biliyoruz ki; Rasûlüllah’ın (s.a) Allahu Teâlâ (c.c) ile Miraç’taki selamlaÅŸması ve sohbeti; “mü’minin miracı” olan namazın teÅŸehhüd aÅŸamasında, kul ile Allah arasında gerçekleÅŸir. Miraç’ta Allah ile Rasûlü arasında geçen konuÅŸmanın bir bölümünü, Rasûlüllah’ın (s.a) ashabına kelime kelime öğrettiÄŸi ÅŸekilde okuyarak tekrar ederiz. 

Ä°mam Gazâlî, namaz kılan bir müminin, teÅŸehhüd esnasında tahiyyat’ı okurken ÅŸu duygular içinde bulunması gerektiÄŸini tavsiye eder: ‘Allah’ın huzurunda olduÄŸunun ÅŸuuruna vararak tazim ve hürmetle otur. Tahiyyat’ı oku: Mülkün, temiz ahlakın ve salavâtın Allah’a ait ve O’na mahsus olduÄŸunu, kalbinden inanarak dilin ile ilan et, açıkla! Hz. Peygamber’i (s.a) kalbinde düşünerek ona selam ver ve onun da, daha mükemmel bir ÅŸekilde sana selam vereceÄŸine inan. Sonra, sana ve bütün salihlere de selam ver ve buna mukabil, bütün salihler sayısınca Allah’ın da sana selam vereceÄŸini, yani rahmet edeceÄŸini düşün. Sonra, Allahu Teâlâ’nın birliÄŸine ve Peygamber’in nübüvvetine ÅŸehadet et... Son teÅŸehhüdde, Rasûlüllah’a salât ü selamdan sonra, kabul edileceÄŸine yürekten inanarak dua et! Anne-babanı ve diÄŸer mü’minleri de bu samimi dualarında ihmal etme, unutma!.. Selam verirken, hazırda bulunanlara ve meleklere selam vermeye niyet et... ve namazını sona erdir.’ 

Tahiyyât’ın en sahih ve meÅŸhur olanı Abdullah b. Mes’ud’dan (r.a) yapılan rivayettir: 

“Et-tahiyyâtü li’llâhi ve’s-salavâtü ve’t-tayyibâtü; es-selâmü ‘aleyke eyyüh’en-nebiyyü ve rahmetu’llâhi ve berekâtühû; es-selâmü ‘aleynâ ve ‘alâ ‘ıbâdi’llâhi’s-sâlihîn. EÅŸhedü en-lâ ilahe illa’llahi ve eÅŸhedü enne Muhammeden ‘abdühû ve Rasûlüh.”

(Tahiyyeler -her türlü tazim ve saygı-, salâtlar -tüm ibadetler ve namazlar- ve tayyibeler -tüm övücü, güzel sözler- Allah’a mahsustur. Selam, Allah’ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun, ey Peygamber! Selam (bütün peygamberler sınıfına dâhil olan) bizim ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun! Ben ÅŸehadet ederim ki, Allah’tan baÅŸka ilah yoktur. Yine ben ÅŸahadet ederim ki, şüphesiz Muhammed O’nun kulu ve Rasûlü’dür).

Tahiyyâtı okurken, bu cümlelerin Allah (c.c) ile Rasûlü (s.a) arasında geçen konuşma ve selamlaşmaya ait sözler olduğunu hatırlamalı ve Miracın heyecanını yürekten yaşamalıyız:

Mirac gecesi Rasûlüllah (s.a), Rabbini ÅŸu sözlerle över: “Bütün tazim ve saygılar, tüm ibadetler ve namazlar, tüm övücü ve güzel sözler sana özgüdür ey Allahım!”

Biz de bu sözleri samimiyet ve ihlasla tekrarlayarak coşmalıyız.

Bunun üzerine Allahu Teâlâ, Rasûl’üne şöyle iltifatta bulunur: 

“Selam senin üzerine olsun ey Peygamber! Allah’ın rahmeti ve bereketi de...”

Biz bu cümleleri tekrar etmekle, ÅŸu ilahi emrin gereÄŸini de yerine getirmiÅŸ oluruz: 

“Şüphesiz Allah ve melekleri, Peygamber’e hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât ü selam edin!” (Ahzâb 56) 

Rasûlüllah (s.a) Allahu Teâlâ’nın bu iltifat ve ikramını, ÅŸu sözleriyle umumileÅŸtirir: 

“Selam, bizim (bütün peygamberlerin) ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun!”

Biz, bu ifadeleri tekrar ederken; selâmı, Rasûlüllah (s.a) ile birlikte tüm peygamberlere, Allah’ın seçilmiÅŸ ve salih kullarına (Neml 59) ve bütün meleklere vermeli ve bu samimi selamımızın karşılığını alacağımıza inanmalıyız. 

Nihayet, Cebrail (a.s), Allah (c.c) ile Rasûlü (s.a) arasındaki bu konuşmaya kelime-i şahadet getirerek iştirak etmiştir:

“Ben ÅŸahadet ederim ki, Allah’tan baÅŸka ilah yoktur ve yine ÅŸahadet ederim ki, şüphesiz Muhammed O’nun kulu ve Rasûlü’dür.” (Ä°bn Mâce Terceme ve Åžerhi, III/155.)

Biz de, her namazımızda Allah ile Rasûlü (s.a) arasında geçen konuÅŸmaları tekrar ederek, Miraç heyecanını yaÅŸarız ve nihayet ÅŸahadet cümlesiyle de imanımızı tazeleyip güçlendiririz.