Güncel
Olmamış seçimin sonucuna bu kadar inanırsan, bu travmayı yaşarsın-Yasin Aktay
Follow @dusuncemektebi2
Bir defa, zarfın mühürsüz olması içindeki oyun kesin olarak “hayır” olduğunu da göstermiyor, sadece sandıktaki görevlilerin, ki her birinin başında mutlaka birer CHP'li ve birer HDP'li de vardır, zarfı mühürlemeyi sehven ihmal ettikleri anlamına geliyor. Yoksa zarflar dışarıdan getirilip sandığa atılmış değil. Nitekim, Türkiye'de kurulu 194 bin 310 sandığın her birinde birer CHP'li, birer de HDP'li sandık görevlisi vardır ve bunların hiç birinden şu ana kadar seçimler esnasında böylesi bir hile şikayeti veya itiraz gelmiş değil.
16 Nisan sonuçlarına verilen bazı tepkilerdeki öfke tonuna, hırçınlığa ve ölçüsüzlüğe bakıldığında, durumun zannedildiğinden öte ciddi bir travma boyutuna varmış olduğu görülüyor.
Referandumun tabiatı ve kuralı gereği yarıdan bir oy fazlası bile iki görüşten birinin bütün katılımcıların ortak kararı olarak kabul görmesini sağlar. Oylamaya katılanlar bunu bilerek katılır ve herkes sonucun bu şekilde olması halinde önceden rızasını zımnen bildirir.
Bunu CHP'liler bile bilir aslında ama sonucun “hayır” olarak çıkacağına kendilerini o kadar inandırmışlar ki, baÅŸtan itibaren “evet” çıkma alternatifini tamamen yok saymış oldukları anlaşılıyor.
Aslında KılıçdaroÄŸlu'nun katıldığı televizyon programlarında kendisine “hani, zor bir ihtimal de olsa 'evet' çıkması halinde” diye baÅŸlayan sorular sorulduÄŸunda nasıl bir kararlılıkla ve öfkeyle bu ihtimali yok saydığını gördüğümde, bunu kampanyasının basit bir söylem taktiÄŸi olarak deÄŸerlendirip geçiÅŸtirmiÅŸtim.
HoÅŸ, bir taktik olarak da “hayır” cephesi adına çok yanlış bulmuÅŸtum. Çünkü sonuç konusunda bu kadar emin olduÄŸunu ifade etmesi “hayır” oyu verebilecekleri rehavete sürükleyebilirdi. Oysa ÅŸimdi anlaşılıyor ki sonucun “hayır” çıkacağına adı kadar emin olmuÅŸ bir KılıçdaroÄŸlu hiç de taktik yapmıyor, gerçekten de sonucun “hayır” olarak çıkacağından zerre kadar kuÅŸku duymuyormuÅŸ.
Sanırım bu “kesin inançlılık hali” bugün yaÅŸadıkları travmanın asıl sebebini oluÅŸturuyor. Bu aşırı inanılmış ve baÄŸlanılmış sonuca ne yatırım yapıldıysa bu sonucun yarattığı travmanın ÅŸiddetini daha da artırmış.
Bu travmayı atlatabilmek için önceki seçimlerde olduğu gibi seçmenleri suçlama faslına henüz geçemedi Kılıçdaroğlu. Onun yerine bu seferki ilk tepkisi seçimin hileli olduğu iddiasına sarılması oluyor. Henüz yapılmamış seçimin kendi lehine sonuçlanacağına ne kadar inanmışsa, bu sefer başka türlü sonuçlanan seçimin ancak hileli olabileceğine de o kadar kendini ve başkalarını inandırarak teselli bulmaya çalışıyor.
KILIÇDAROÄžLU'NU “HAYIR” ÇIKACAÄžINA KÄ°M BU KADAR Ä°NANDIRDI?
Aslında bu aşamada Kılıçdaroğlu'nu henüz olmamış seçimleri kesin olarak kazanacağına kimin bu kadar inandırmış olduğunu sormakta da fayda var. 2014 Mahalli seçimlerinde yine AK Parti'nin oylarının kesin olarak yüzde 25'i aşamayacağına inandıran FETÖ'nün anketleri ve araştırmacıları bu sefer de ona benzer bir saha bilgisi mi verdi? İyi de daha önce de diğer bütün seçimlerde onlar hep yanıltmamış mıydı kendisini? Kendisini defalarca bu şekilde yanıltan ve yanlış yönlendiren kılavuzun peşinden gitmekten neden vazgeçmiyor Kılıçdaroğlu?
Aynı FETÖ'cüler aslında şu ana kadar hem Kılıçdaroğlu'na hem de dış dünyaya Türkiye'de yaşanacak bütün seçimler öncesi yanlış tüyolar vererek yanılttılar. Böylece tabii ki sadece Türkiye'ye zarar vermiş olmadılar, aynı zamanda Türkiye ile ilgili hesapları olan bütün dış yatırımcıları veya ülkeleri de yanıltarak onlara büyük zarar verdiler. Neticede kılavuzu FETÖ olanın sonu böyle hüsran oluyor, bol bol travma oluyor. Bu travmaları atlatabilmek için de sağa sola saldırmaya başlıyor.
Olmamış referandumun sonucuna bu kadar umut bağlamış olmak kaçınılmaz olarak sonucu kabullenmeyi zorlaştırıyor. O yüzden CHP ve Kılıçdaroğlu'nu ikna edecek şey ne oyların tekrar sayımı ne de seçimlerin yenilenmesi olabilir. Sorun cidden ağır bir psikolojik vakadan başkası değil.
Tabi, kabul edelim ki uzaklarda teselli arayan CHP için YSK'nın “mühürsüz oy pusulası” ile ilgili açıklaması ve uygulaması ciddi bir sığınak oluÅŸturdu. Kafayı bu olaya vurdu. Oysa, bu olayda teselli araması boÅŸ, çünkü Evetlerin Hayırlardan 1 milyon 380 bin kadar fazla çıkmasını mühürsüz oy pusulaları geçersiz sayılsa bile açıklamaz.
Bir defa, zarfın mühürsüz olması içindeki oyun kesin olarak “hayır” olduÄŸunu da göstermiyor, sadece sandıktaki görevlilerin, ki her birinin başında mutlaka birer CHP'li ve birer HDP'li de vardır, zarfı mühürlemeyi sehven ihmal ettikleri anlamına geliyor. Yoksa zarflar dışarıdan getirilip sandığa atılmış deÄŸil. Nitekim, Türkiye'de kurulu 194 bin 310 sandığın her birinde birer CHP'li, birer de HDP'li sandık görevlisi vardır ve bunların hiç birinden ÅŸu ana kadar seçimler esnasında böylesi bir hile ÅŸikayeti veya itiraz gelmiÅŸ deÄŸil.
Hem sehven mühürsüz olarak kullanılmış zarfların toplamı, hepsinin “hayır” olduÄŸu varsayılsa bile sonucu etkilemiyor hem de sandıklar açılmadan bu karar alındığına göre bu mühürsüz oy pusulalarının “evet” ve “hayır” oyları arasında orantılı olması daha bir muhtemeldir.
O yüzden CHP'nin kendi yenilgisini bu olaya bağlayarak teselli bulmaya çalışmasındaki psikolojik durumu anlaşılabilir ama bununla bir seçimin meşruiyetini zedelemeye kalkışması kabul edilemez. Bu ülke ve bu millet CHP'nin psikolojik takıntılarına bu kadar ağır bedeller ödemek zorunda değil.
AÇIKLAMA:
1. BBC'ye verdiÄŸim mülakatta tam da sandık sonuçlarının beklentimizin altında çıkmasının ortada bir hile olduÄŸuna baÄŸlanmasının psikolojik bir onarma refleksi olduÄŸunu anlatmaya çalışırken, mukabil olarak “evet” oylarının da ÅŸahsen benim beklentimin altında çıktığını, ama bunun seçim sonuçlarının “hileli” veya “çalınmış” olduÄŸunu söylemeye kendiliÄŸinden bir hak doÄŸurmadığını anlatmaya çalıştım. Mülakat metninin akışından böyle bir anlam çıkmadığı halde internet sitelerinde bana atfen “evet” oylarının çalınmış olduÄŸu haberlerini okumak durumunda kaldım.
2. Aynı mülakatta bir soru üzerine “MHP'lilerin ne kadar oy vermiÅŸ olduÄŸunun bilinemeyeceÄŸini ve bilakis görebildiÄŸimiz kadarıyla epeyce oy vermiÅŸ olduklarını” söylediÄŸim halde bazı internet sitelerinde yine aynı mülakata atfen “MHP'lilerin “evet” oyu vermediklerini” söylediÄŸim yazıldı. Duymadığını uydurma boyutu var bu habercilerde anlıyoruz da, önlerindeki metni tam tersi bir ÅŸekilde anlama yeteneÄŸi de nereden geliyor anlamakta zorlanıyorum.
Henüz yorum yapılmamış.