Sosyal Medya

Güncel

Jana Jabbour: Erdoğan Arapların da 'Reis'i

Siyaset bilimi profesörü Jana Jabbour, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Arap dünyasında da “Reis” olarak görüldüğünü söyledi.



Arap halkı (çoÄŸunluÄŸu Lübnan, Ãœrdün ve Suudi Arabistan’dakiler olmak üzere) baÅŸkanlık sistemi lehine bir kampanya yürüttü. 

Sosyal medyada özellikle Recep Tayyip ErdoÄŸan’a karşı içten desteklerini göstermek ve anayasa referandumunu desteklemek üzere Whatsapp grupları ve sayfalar açıldı. Referandum sonuçlarından çok memnunlar.

Lübnan asıllı Fransız vatandaşı Dr. Jana Jabbour, Sciences Po Paris Ãœniversitesi’nde araÅŸtırmacı ve Beyrut’taki Saint Joseph Ãœniversite’sinde siyaset bilimi profesörü olarak görev yapıyor. 

Jabour’un CumhurbaÅŸkanı Recep Tayip ErdoÄŸan yönetimindeki Türkiye diplomasisi üzerine yazdığı bir kitabı bulunuyor. 

Profesör Jabbour ile 16 Nisan referandumunun Arap ülkelerine etkisi, Türk-Arap iliÅŸkileri, bölgede CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a yönelik teveccühü ve Türkiye Avrupa BirliÄŸi iliÅŸkileri hakında konuÅŸtu.

Jabbour, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın Arap dünyasında “reis” olarak görüldüğünü, sunduÄŸu alternatif modernleÅŸme modeli ile OrtadoÄŸu kamuoyunun gönlünde yer edindiÄŸini ifade ediyor. 

Lübnan asıllı Fransız vatandaşı Jabbour, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın Batı ile iliÅŸkilerde eÅŸit ve bağımsız bir duruÅŸ sergilediÄŸini belirterek, bu durumun Arap kamuoyu tarafından desteklendiÄŸini belirtiyor.

Arap dünyasının Türkiye’deki BaÅŸkanlık Sistemi referandumunun sonuçlarına tepkisi ne oldu?

Arap halkı (çoÄŸunluÄŸu Lübnan, Ãœrdün ve Suudi Arabistan’dakiler olmak üzere) baÅŸkanlık sistemi lehine bir kampanya yürüttü. 

Sosyal medyada özellikle Recep Tayyip ErdoÄŸan’a karşı içten desteklerini göstermek ve anayasa referandumunu desteklemek üzere Whatsapp grupları ve sayfalar açıldı. Referandum sonuçlarından çok memnunlar. Bazı Araplar “evet”in zaferini kutlamak için tatlı dağıtıyordu.

Arap dünyasında yaÅŸayan çoÄŸu Türk ve Türkmen evet oyu verdi. En yüksek evet oranı %93 ile Lübnan’dan geldi. Bu neden oldu? Çünkü ErdoÄŸan’ın babakanlığı ve cumhurbaÅŸkanlığı döneminde Türk ve Türkmenlerin yaÅŸam koÅŸulları iyileÅŸti. TÄ°KA ve Türk Kızılay’ı bu nüfusa birçok hizmet sundu. (bedava Türkçe dil kursları, Türkiye’de okumak için burslar, yaÅŸadıkaları köy ve ÅŸehirlerin altyapısının iyileÅŸtirilmesi). 

Sonuç olarak, Türkler ve Türkmenler artık Türkiye’ye ait olma ve Türkiye tarafından “korunma” konusunda daha fazla duyguya sahip.

KARÄ°ZMATÄ°K BÄ°R LÄ°DER

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Arap halkının zihninde ve kalbinde ne kadar popüler? Bu popülerliğin sebebi ne?

ÇoÄŸu Arap ErdoÄŸan’ı OrtadoÄŸu ve ümmet için bir umut olarak görüyor. ErdoÄŸan’ın Batı’ya kafa tutma ve Müslüman dünyasının davasını savunma ( özellike 2009’daki Davos çıkışı ve Mavi Marmara’yı Gazze’ye göndermek için yeÅŸil ışık yakması) cesaretine karşı minnet duyuyorlar. 

ErdoÄŸan’ı DoÄŸu-Batı iliÅŸkilerini yeniden dengeleyecek, OrtadoÄŸu’yu dünya sahnesinin merkezine yerleÅŸtirecek ve Ä°slam medeniyetinin “rönesans”ına katkıda bulunacak bir lider olarak görüyorlar. Onu karizmatik bir lider, bir “reis” olarak görüyorlar.

AB ve Batı, güçlü ve bağımsız Müslüman liderlere alışkın deÄŸil. GeçtiÄŸimiz on yıllık dönemlerde Batı hükmedebileceÄŸi, Batı’ya karşı aÅŸağılık duygusu olan liderlerle iÅŸ birliÄŸi yaptı. (Gamal Abdelnasser gibi birkaç istisna dışında). Bugün ise, Arap davasını savunacak cesarette ve bağımsız bir dış politika izleyen bir liderle karşı karşıyalar.

ARAPLARIN SESÄ°NÄ° DUYURABÄ°LÄ°R

Türkiye’nin, Batı ve OrtadoÄŸu ile olan iliÅŸkileri karşısında ne gibi bir rolü olabilir?

Türkiye, OrtadoÄŸu “yenilenmesi”ni teÅŸvik edebilir. Birincisi, ekonomik ve ticari iliÅŸkiler yoluyla, OrtadoÄŸu’nun ekonomik olarak geliÅŸmesine ve refaha eriÅŸmesine yardımcı olabilir. Bölgede ekonomik bir karşılıklı dayanışma oluÅŸturmak herkes için faydalı. Ä°kincisi, OrtadoÄŸu’da zulüm gören insanların sesi olabilir. 

Çünkü Türkiye, küresel iliÅŸkilerde önemli bir aktör ve güçlü bir devlet. Türkiye, örneÄŸin Filistin davasını savunmaya devam ederek Arapların sesini duyurabilir. Üçüncüsü sosyal ve kültürel düzeyde, ErdoÄŸan “alternatif bir modernite” sunmasıyla ayrı bir güce sahip: 
Yerel deÄŸerlere ve geleneklere dayalı aynı zamanda da batı ve küreselleÅŸmeye açık bir modernite. ErdoÄŸan Batı’ya itaatkar olmayan bir modernite öneriyor. Ve bu da OrtadoÄŸu insanı için çok önemli. 

O Müslüman bir ülkenin aynı zamanda modern ve dünyaya açık olabileceğini gösteriyor. Son olarak Türkiye, Sünni-Şii bölünmesinin ötesinde ümmetin birliğini teşvik etmelidir.

Avrupa kendi kimliğini arıyor

Son zamanlarda Avrupa ülkelerinde İslamofobi ve sağ partilerde keskin bir yükselişte olduğunu görüyoruz. Sizce Avrupa kendini çeşitliliğe karşı kapatıyor mu?

Avrupa son zamanlarda pek çok sorunlar karşı karşıya; iÅŸsizliÄŸin artmasıyla ekonomik durumun kötüye gitmesi, yaÅŸlanan nüfus ile demografik kriz, geleneksel partilerin itibarının bozulması ve popülizmin yükseliÅŸi. 

Ä°slamofobi, popülist Avrupa liderleri tarafından “Ä°slami tehdit” konusunda ortak bir korku oluÅŸturarak oy kazanmak için bir araç olarak kullanılıyor. Avrupa kendini kapatırken, küreselleÅŸmiÅŸ dünyada kendi kimliÄŸini arayışı içerisinde. Büyüyen Ä°slamofobi daha geniÅŸ bir baÄŸlamda ele alınmadan anlaşılmaz: 

KüreselleÅŸmenin çok ileri gittiÄŸi bir dönemde “farklılık” karşısında korku duygusu. Avrupa’da, DEAÅž ve diÄŸer radikal örgütlerin yükseliÅŸi, Ä°slamofobiyi, Ä°slam ile ÅŸiddeti birleÅŸtirerek daha da besledi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan “alternatif bir modernite” sunmasıyla ayrı bir güce sahip: Yerel deÄŸerlere ve geleneklere dayalı aynı zamanda da Batı ve küreselleÅŸmeye açık bir modernite. ErdoÄŸan Batı’ya itaatkar olmayan bir modernite öneriyor. Ve bu da OrtadoÄŸu insanı için çok önemli.

Türkiye-Avrupa BirliÄŸi (AB) iliÅŸkileri iniÅŸli çıkışlı bir hikayeye sahip, Mısır’da Cunta lideri Sisi ile iyi iilÅŸkiler geliÅŸtiren Avrupa son zamanlarda daha önce hiç olmadığı kadar Türkiye’yi eleÅŸtiriyor. Sizce AB, Türkiye söz konusu olduÄŸunda çifte standart uyguluyor mu?

Avrupa BirliÄŸi ve Batı, güçlü ve bağımsız Müslüman liderlere alışkın deÄŸil. GeçtiÄŸimiz on yıllık dönemlerde Batı hükmedebileceÄŸi, batıya karşı aÅŸağılık duygusu olan liderlerle iÅŸ birliÄŸi yaptı. 

(Gamal Abdelnasser gibi birkaç istisna dışında). Bugün ise, Arap davasını savunacak cesarette ve bağımsız bir dış politika izleyen bir liderle karşı karşıyalar. Bu onları korkutuyor. Bugunkü Türkiye’nin eski Türkiye’den çok farklı olduÄŸunu, Türkiye’nin dünya yönetimine katılma hakkını talep eden bağımsız bir yükselen güç olduÄŸunu anlamaları çok zor oldu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.