Güncel
Söyleneni türkü, söyleyeni türkücü mü sanırsın?
Çıta yükseldi. Yeni sistemde Türkiye’nin yönetimine talip olan, yüzde 50 barajını aşmak zorunda. Referandum’da 51,5 nisbetine razı olmayanlar, 2019’dan sonra 50 artı 1 için havai fişek patlatmak zorunda kalacaklar.
Ahmet Tezcan
Mevcut siyasi sistemden kimsenin memnun olmadığını söylüyordum, referandumda "Hayır" oranının yüzde 49’a yakın çıkması da bu kanaatimi deÄŸiÅŸtirmedi. Referandum sonrası yapılan bir ankette geleceÄŸe dönük bir sorunun cevap oranı yanılmadığımı gösterdi. Referandumda "Hayır" oranının yüksekliÄŸine raÄŸmen ankete katılanların yüzde 52’si gelecek konusunda ümitli olduklarını söylüyor ve “her ÅŸey daha güzel olacak” diyorlar.
Ben de öyle diyorum; her şey daha güzel olacak.
Meselâ...
BaÅŸbakan yahut CumhurbaÅŸkanı ile uçakta yan yana poz verip bu fotoÄŸrafı kartvizitine bastıran yahut kartvizitine “Bilmem nere il baÅŸkan yardımcısının eÅŸi” ibaresini koyan asalaklar zümresi açıkta kalacak.
“Burada elemana ihtiyacım var, seni alabilirim ama il baÅŸkanlığından bir telefon açtırsan da rahatlasam” diyen aklı kıçında bürokratların yükselmek için parti il baÅŸkanlarını gebe bırakma formülleri de iÅŸe yaramaz hale gelecek.
Mesela bendeniz gibi resmi görevden ayrılalı 9 yıl geçmiÅŸ olmasına raÄŸmen hâlâ her gün “hâmil-i kart yakînimdir” referansı istenen sâbık devletlûler de telefon rehberlerinden düşürülecek ve rahat nefes almaları saÄŸlanacak.
Gelecekte “Hâmil-i kart yakînimdir” notuyla iÅŸ arayanların, baÅŸvuru listesinden çıkartılacağı yahut en sona konulacağı günleri görebilecek miyiz bilmem ama bendeniz görmek istiyorum.
Cuma günleri imam efendinin hutbeden inmeden önce okuduÄŸu Nahl Suresi 90. ayetinin yardımda öncelik sırasına koyduÄŸu “akrabaya ihsanda bulunma” meselesinin tamamen kiÅŸisel olduÄŸunu, kamusal ihsan meselesinde ise akrabanın daima ötelenmesi gerektiÄŸini, bunu Hz. Peygamber ve ilk iki halife ile dördüncü halifenin titizlikle uyguladığını, üçüncü halifenin ise kamusal ihsanda akrabalarını öncelemesinin nelere mal olduÄŸunu anlayacak, aklından çıkarmayacak ve bu inceliÄŸin zedelenmemesi için gerekirse akrabasını ve koltuÄŸunu kaybetmeyi göze alacak yöneticilerin de var olabileceÄŸini görmek istiyorum.
Ve nihayet her iş ve oluşta, kurbiyet değil ehliyet, yakınlık değil yatkınlık aranarak, başvurduğu işe giremeyenlerin bile mahzun ve öfkeli değil, memnun ve razı dönecekleri bir geleceğin hayâli ile, hiç olmazsa bu hayâle yakın hadiselere şahit olarak ölmek istiyorum.
Çok şey mi istiyorum?
Kitap’ta bir âyet var, Fussilet 11, kâinatın ilk yaratılışını anlatıyor ve şöyle diyor:
“Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, ‘Ä°steyerek veya istemeyerek gelin’ dedi. Ä°kisi de, ‘Ä°steyerek geldik’ dediler.”
Ne alâka diye sorma, doğrudan konumuzla ilgili, hatta diyebilirim ki bu âyet 2019 Başkanlık seçiminde seçilenle seçen arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiğini anlatıyor.
Allah niye durup dururken yeryüzüne ve gökyüzüne, üstelik henüz gaz kütlesi halinde iken, “isteyerek ya da istemeyerek gelin” diye sorar ki?
Fizikle, kozmoloji ile falan uğraşan bilim adamları, elementlerin birbiriyle uyumundan, mesela su meydana gelmesi için hidrojen ve oksijen nisbetlerinden, değerlerinden falan bahsedecektir bu metaforu izah için.
Bu onların işi, ben bilim adamı değilim, sıradan bir insanım, bu âyet beni niye ilgilendirsin?
İlgilendiriyor aslında... Ben şunu anlıyorum okurken;
“Bak Amedbaba, tıpkı kâinâtın yaratılışında olduÄŸu gibi, her oluÅŸumda baÅŸlangıç ilkesi rızâdır. Bir iÅŸ ve oluÅŸta rızâ yoksa, ortaya çıkacak olandan hayır bekleme! O yüzden her iÅŸinde rızâyı ara, hem sen râzı ol, hem senden râzı olunması için çabala! Biz bunu yıllardır NeÅŸet ErtaÅŸ’ın aÄŸzından ‘Rızâsız bahçanın gülü derilmez’ diye anlatıyoruz ama sen anlamıyorsun!”
Evren yaratılırken yeryüzü ile gökyüzünün birbirinden râzı olmalarını isteyen, 2019 Başkanlık seçiminde seçen ile seçilenin birbirlerinden râzı olmalarını istemez mi?
Bu istek, bir emir deÄŸilse nedir?
Git Sinan Cânan’a sor, üşeniyorsan internetteki videosunu seyret, sana "BaÅŸlangıç Ä°lkesi" nedir, ilkede en küçük sapma hangi sonuçlara yol açar, bir güzel anlatsın. Hem öğren, hem eÄŸlen!
Ve kork!
Çünkü yaratırken bile elementlerin birbirlerinden râzı olmalarını isteyen naif kudret, bu isteÄŸe uymayan toplumları ne hallere sokmuÅŸ aynı Kitap’tan öğrenebilirsin.
Meselâ, ölçüde ve tartıda hile yapanlar ile insanların emeğini değerinden ucuza satın alanlara neler olmuş?
Demem o ki; 2019 BaÅŸkanlık Seçimi’nde iÅŸ başına gelecekler, toplumun en az yüzde 50 artı 1’inin rızâsını aramak zorundadır.
Bu yeter bir oran mıdır?
Bence hayır!
Bu işe soyunurken, şunu akılda tutmakta fayda var;
Musâ’nın Mısır’dan çıkarıp Kızıldeniz’i yararak köleleÅŸtirilmiÅŸ kavmini özgürlüğe çıkartırken, peÅŸine düşen Firavun ordusunu boÄŸan su; görünürde bir büyük deniz olsa da, hakikatte bir mazlûmun tek damla gözyaşından ibâretti!
Şimdi buyur, hesabını yap ve kendi oranını kendin belirle!
Ölçü ve tartıyı da sadece meziro ve teraziden ibaret zannetme, yanılırsın!
Üzgünüm Leylâ!
Kaynak: Super Haber
Henüz yorum yapılmamış.