Ä°slam
Günler Dönüyor-Ramazan Kayan
Follow @dusuncemektebi2
“İşte o günleri, biz onları insanlar arasında döndürüp dururuz.” Al-i İmran 140) Günler dönüyor… Mevsimler dönüyor… Toplumlar dönüşüyor… Ve en çok dönüşen ise kalpler… Duyarlılıklar değişiyor… Kimileri için ise kısır döngüler bir türlü bitmek bilmiyor... Türkiyeli Müslümanların son kırk yıllık mücadele serüveni gözlerimizin önünde akıp gidiyor. Ne vartalardan, kritik eşiklerden, çetin virajlardan, zorlu yokuşlardan sonra bu günlere geldik… Peki, bu gün neredeyiz? Mücadelenin kışında üreten insanlarımızın bahardaki tükenişleri ne kadar acı verici değil mi?
Ä°sterseniz meramımı bir anımla anlatayım…
Ä°ki yıl önce Mayıs ayında Malatya Kitap Fuarı'ndayız. Malatya ölçeÄŸinde oldukça baÅŸarılı bir fuar… Stantta imza ile meÅŸgulken telefonumun sesine cevap vermeye çalışıyorum. Gelen telefon Malatya Cezaevi'nden…
-Efendim fuara katıldığınızı duyduk, cezaevindeki mahkûmlar için bir konferansa müsait misiniz?
-Hay hay, elbette geliriz…
Ä°steyerek ve özellikle cezaevi programına gitmeyi tercih ettim. Cezaevi idaresi bizi karşıladı. Ä°lgi, iltifat, izzet, ikram yerindeydi. Ne de olsa Ä°stanbul'dan gelen bir yazardı…
Cezaevi konferans salonuna geçtik. Salon, tutuklu ve personel ile doluydu. İlgi güzeldi. Mikrofonun başına geçtim.
-Arkadaşlar! Bugün sizlerle iki hususu paylaşmak için buradayım.
Bir; sizlerden özür dilemek ve helallik istemek için... ÅžaÅŸkın bakışlarla salondakiler beni süzüyorlardı. Neyin özrü? dercesine…
Åžunun için, bu konferansa katılmak mecburi deÄŸil, isteÄŸe baÄŸlı… Sizler koÄŸuÅŸlarınızdan, odalarınızdan kalkıp gönüllü geldiniz, bizi ve anlatacaklarımızı önemsediniz. Size karşı mahcubum. Aslında sizler suça bulaşıp dört duvar arasına düşmeden, benim gelip doÄŸrularımı sizlerle paylaÅŸmam gerekirdi. Belki de ben ve benim gibilerin gecikmiÅŸliÄŸinden dolayı bugün sizler buradasınız. Vaktinde Ä°slami daveti sizlere ulaÅŸtırabilmiÅŸ olsaydık belki de cehaletin, sistemin, çevrenin kurbanı olmayacaktınız, sizlerle farklı mücadele zeminlerinde birlikte olabilecektik. Bugün dört duvar arasında çürüyen bir gençlik varsa, bunda davet ve ıslah çalışmalarındaki yetersizliÄŸin büyük payı vardır diye düşünüyorum. Bu görevi yerine getirmeyen davetçilerin bir yönüyle suç iÅŸleyen gençliÄŸin suç ortağı olduklarını sanıyorum. Bundan dolayı özür diliyorum.
Ä°ki, ArkadaÅŸlar! Benim bu cezaevine ilk geliÅŸim deÄŸil… 16 yıl önce bu cezaevine getirilmiÅŸtim… Ama ellerim kelepçeli, cezalandırılmak için… Bu cezaevinde 15 ay da ben tutuklu kalmıştım. 28 Åžubat Postmodern darbe günleriydi… Malatya pilot bölge seçilmiÅŸti… Malatya Ä°nönü Ãœniversitesi'ne emekli bir general rektör olarak atanmıştı… Ömer Åžarlak… Bir yıl içinde kampüsü kışlaya çevirmiÅŸti… Ä°ki bine yakın başörtülü kızımızın öğrenim hayatını felç etmiÅŸti… Malatyalı duyarlı Müslümanlar bu zulme tepki göstermiÅŸlerdi. Ä°ki Cuma, namazdan sonra Ãœniversitedeki bu zulmü protesto etmiÅŸlerdi… Eylemlerde ölü, yaralı, gasp, darp, ÅŸiddet, silah, kırmak, dökmek yok… Medenice haksızlığa itiraz etmiÅŸlerdi… Yüzlerce kardeÅŸimiz cezaevlerinden çürütüldü, biz 52 kiÅŸi de olayların örgütleyicisi olarak idamla yargılanmıştık. O yıllarda henüz idam cezası kaldırılmamıştı. O günlerden bu günlere geldik…
Dün elleri kelepçeli getirildiÄŸim cezaevine bugün davet üzerine, program için geldim…
Dün Ä°slam'ı anlattığım için cezalandırılmak üzere getirildiÄŸim cezaevine, bugün “gel Ä°slam'ı anlat” diye çaÄŸrılıyorum…
Nereden, nereye?
Dünkü Türkiye, bugünkü Türkiye…
Eski Türkiye, yeni Türkiye…
Eski Türkiye'yi yaşayan ve bilen dostlarıma bir soru sormak istiyorum.
“Acaba dünkü imtihanımız mı daha zordu yoksa bugünkü mü?”
Sanki bugünkü imtihanımız daha zor…
Gel de aÅŸ aÅŸabilirsen konforizmi, kariyerizmi, tembelizmi, tatilizmi, hevaizmi, hedonizmi, egoizmi…
Referandum sonrası rehavetten korkuyorum.
Henüz yorum yapılmamış.