Sosyal Medya

Ekonomi

IMF programı da değişecek mi?-İbrahim Kahveci

Ak Parti 2002 sonunda iktidara geldi. Şimdi 2017 yılındayız. Onca şey değişti... Son olarak ise yönetim sistemi değişti...Ama Ak Parti hala IMF-Derviş ortaklığında yazılan ekonomi modelini değiştirmedi. Hala krediye-borca dayalı üretimi az-tüketim odaklı Derviş-IMF ekonomi programını uyguluyor. Hatta şu seçim sürecine bakın. Verilen desteklerin başında banka kredileri geliyor. Geçen yılın ilk 4 ayında 25 milyar kredi verilirken, bu yıl aynı sürede 111 milyar kredi verilmiş.



Hazine MüsteÅŸarlığı sitesindeki ‘mali piyasalar’ verilerine göre 2003-16 yıllarında bankacılık sektörünün durumu ÅŸu ÅŸekilde:
 
Toplam faiz geliri: 1 trilyon 303 milyar 515 milyon TL
 
Net faiz geliri: 589 milyar 522 milyon TL
 
Net kar toplamı: 256 milyar 308 milyon TL
 
Bankalarımız sadece 2016 yılında 194 milyar 732 milyon lira faiz geliri elde ederken, 37 milyar 531 milyon lira net karı da kasalarına koydular. 
 
***
 
Gelelim Maliye verilerimize. Yani, Ankara’nın ÅŸiÅŸmanlığına:
 
2003 yılında ‘merkezi bütçe’ 101 milyar 040 milyon lira gelir topluyordu. Buna karşılık 82 milyar 721 milyon lira da faiz hariç harcama vardı. 2003 yılı GSYH’mızın 460 milyar lira olduÄŸunu hatırlatırım.
 
2003-Gelirler/GSYH: %22,0
 
2003-Giderler/GSYH: %18,0
 
2015 yılına geldiÄŸimize devletimiz gelirlerini 483 milyar liraya yükseltmiÅŸ oldu. Devletimiz ‘merkezi bütçe’ giderlerini de 82,7 milyar liradan 453 milyar liraya artırmış oldu.
 
2015-Gelirler/GSYH: %24,7
 
2015-Giderler/GSYH: %23,2
 
Bakınız burada GSYH oranlarında ki küçük oynamalar sizi yanıltmasın. Mesela 2015 yılında devlet idaresi için merkezi bütçe harcamaları 2003 oranlarında kalsaydı, 453 milyar lira yerine 352 milyar lira harcayacaktık. Yani Ankara sadece merkezi bütçede ekonomik büyümenin dışında, fazladan yılda 100 milyar lira harcıyor.
 
Veya Ankara fazla ÅŸiÅŸmanlamayıp, ekonomik büyüklüğe göre aynı oranda vergi alsaydı, kamunun merkezi bütçesine vatandaÅŸ olarak 2015 yılında 483 milyar lira deÄŸil, 430 milyar lira ödeyecektik. 
 
Biliyorsunuz benzer hesabı daha önce ‘Genel Devlet Dengesi’ üzerinden tüm devlet gelir-giderlerinde yapmıştım. Orada da sonuçlar devletin yılda 250 milyar liraya yakın ekstra para toplayıp-harcadığını gösteriyor.
 
***
 
Dün “Herkes uçmayı bekliyor” yazıma bir okurun yorumu hayli ilginçti. Aslında ÅŸunu belirteyim ki, ben bu seviyede kaliteli bir okur kitlesinin baÅŸka yerde bulunmasının çok zor olduÄŸunu da biliyorum. Bilgiye dayalı, yazıyı-konuyu geliÅŸtirici her yoruma ayrıca teÅŸekkür ediyorum.
 
Yorumda ne diyor Akif okurumuz: “AKP iktidara geldiÄŸinde kriz deÄŸil, yasaları çıkartılmış, kurulları ihdas edilmiÅŸ, Merkez Bankası bağımsızlaÅŸtırılmış bir ekonomik ortam; orta vadeli bir program ve IMF’den temin edilip kullanılmamış kredi buldu. BaÅŸarı Kemal DerviÅŸ’in. Ama ne yaparsın ki, program orta vadeliydi. Yenilenmesi gerekiyor. AKP on senedir, mevcut programı bile güncelleyemedi. Ä°ki buçuk sene sonra yürürlüğe girecek bir sistemin oylanması için niye acele edildi ? AKP’den çözüm bekleyen hiç boÅŸuna umutlanmasın.”
 
İşte bu yorum üzerine bende yıllardır temas ettiğim ana soruna geri döndüm.
 
Biliyorsunuz artık; 2001’de IMF-DerviÅŸ önceliÄŸinde yazılan “Güçlü Ekonomiye GeçiÅŸ” programı iki ana eksene oturuyordu. 1-Bankalar iflas etmiÅŸti ve güçlenmeleri gerekiyordu. 2-Devletin kasası boÅŸtu, dolması gerekiyordu.
 
Bu nedenle ana ekseni dış krediye dayalı, yabancı sermaye bağımlılığı yüksek, üretim yerine tüketim odaklı ve kazanarak deÄŸil-borçlanarak harcayacak bir model uygulamaya alındı. Ve bu ekonomik modeli Kemal DerviÅŸ’ten bile çok daha iyi Ak Parti uyguladı. Bunu Kemal DerviÅŸ bile itiraf etti ve Ak Parti ekonomi yönetimini övdü.
 
***
 
Ak Parti 2002 sonunda iktidara geldi. Şimdi 2017 yılındayız. Onca şey değişti... Son olarak ise yönetim sistemi değişti...Ama Ak Parti hala IMF-Derviş ortaklığında yazılan ekonomi modelini değiştirmedi.
 
Hala krediye-borca dayalı üretimi az-tüketim odaklı Derviş-IMF ekonomi programını uyguluyor.
 
Hatta şu seçim sürecine bakın. Verilen desteklerin başında banka kredileri geliyor. Geçen yılın ilk 4 ayında 25 milyar kredi verilirken, bu yıl aynı sürede 111 milyar kredi verilmiş.
 
Ya devlet destekleri? ÇoÄŸu tüketimi artırıcı destekler. Tüketim mallarının vergisi düşürülerek ekonomi canlandırılmak istendi. Ä°stihdama da verilen destek geçici süreli. Bu nedenle önümüzdeki  günler ödeme zamanı... Bütçe açığı mecburen azaltılacak. Devlet harcamalarını kısamayacağı için mecburen bu seçim harcamaları Milletten çıkacak. Hem eski vergiler ödenecek, hem de yeni vergi artışları muhtemelen gelecek.
 
Banka kredileri ise bir başka sorun zaten. Bedava faizler, hazine garantileri, uzun vadeli taksitler... Nerede ise hiçbiri üretimi ve büyük yatırımları sırtlamıyor.
 
***
 
İşin özeti aslında şu: Ak Parti bir türlü fikri tabanına uygun kurumsal kalkınmayı, değer artırıcı ucuz altyapı yatırımlarını, daha az kaynakla yönetilen küçük devlet yapısını hayata geçiremiyor. Muhafazakar bir parti olmasına rağmen Cumhuriyet tarihinin en devletçi partisi oldu.
 
Zaten seçim sonuçları Ak Partiye çok derin iÅŸaretler-uyarılar veriyor. ÅžehirleÅŸmeden dönerek-kırsallaÅŸan bir seçmen hareketi gözleniyor. Åžehir merkezleri ve ekonomik geliÅŸmenin yüksekliÄŸi oy kaybında öne çıkıyor. Ayrıca eÄŸitim ve genç kitlesinde de  muhafazakar parti için önemli uyarılar bulunabilir.
 
Tabii ki, uyarıya açık kapı varsa.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.