Sosyal Medya

Güncel

Saadet Partisi'nden ilk referandum yorumu

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, halk oylamasıyla hukuken cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kabul edildiğini belirterek, "Herkesin bu sistem değişikliğine razı olması icap eder. Herhangi bir şekilde verilen bir kararı sorgulamak veya bunun üzerinde tereddütler doğuracak tavırlar sergilemek bize yakışmaz" dedi.



KaramollaoÄŸlu, partisinin genel merkezinde düzenlediÄŸi basın toplantısında, halk oylamasının sonuçlarını deÄŸerlendirdi. KaramollaoÄŸlu, Türkiye'nin gündemini uzun zamandır meÅŸgul eden halk oylamasının yapıldığını, henüz kesinleÅŸmemiÅŸ olsa da bu deÄŸiÅŸiklik teklifinin kabul edildiÄŸinin anlaşıldığını söyledi. 

Toplumun yarıdan fazlasının "evet" dediÄŸinin belirten KaramollaoÄŸlu, "Yarısına yakın bir kısmı da bu metni tasvip etmediÄŸini ifade etti. Hukuken bu sistem deÄŸiÅŸikliÄŸi kabul edilmiÅŸtir. Herkesin bu sistem deÄŸiÅŸikliÄŸine razı olması icap eder. Herhangi bir ÅŸekilde verilen bir kararı sorgulamak veya bunun üzerinde tereddütler doÄŸuracak tavırlar sergilemek bize yakışmaz kanaatindeyiz." diye konuÅŸtu. 

Anayasa deÄŸiÅŸikliklerinin toplumsal mutabakat metinleri olması gerektiÄŸini vurgulayan KaramollaoÄŸlu, şöyle konuÅŸtu: 
"Bu konuda tam olarak bir mutabakat tesis edilmemiÅŸ olması bundan sonra yürütmeyi düşünmeye sevk etmeli. Toplumun geri kalan kısmını kucaklamak için çok daha büyük gayret sarf etmelidir diye düşünüyorum. Biz referandum oylaması sürecinde mümkün olduÄŸu kadar kamplaÅŸmayı, kutuplaÅŸmayı önleyebilmek, hangi karar çıkarsa çıksın, bunu ülkemizin, milletimizin verdiÄŸi bir karar olarak kabul etmek ve memleketimizin huzurunu barışını bozmamak gerektiÄŸine inandık. Bundan dolayıda söylemlerimizi hep itinalı bir ÅŸekilde ifade ettik. Bundan sonra da böyle olmaya devam edeceÄŸiz. Bizi esas ilgilendiren husus, ülkemizin ve bölgemizin içinde bulunduÄŸu durumdur. Bundan dolayı biz, bütün çalışmalarımızda 'Evet' mi, 'Hayır' mı meselesinin üzerinde durmaktan çok ülkemizin karşı karşıya olduÄŸu problemler üzerinde durduk. Biz, ÅŸimdi hükümetten, Sayın CumhurbaÅŸkanından bu problemin süratle çözülebilmesi için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz." 

Avrupa BirliÄŸi'nin (AB) karşısında olduklarını hep ifade ettiklerini dile getiren KaramollaoÄŸlu, hükümetin AB ile kavga etmeden bu süreçten nasıl çıkılacağını planlaması ve zarar verecek tavırlardan kaçınılması gerektiÄŸini kaydetti. 

KaramollaoÄŸlu, "Türkiye'nin bu bölgede etkili olabilmesi esas itibariyle ekonomik yönden, sanayi yönünden güçlü olmasını gerektirir. Israrla bunun üzerinde durduk ama bu, bugünden yarına bizi güçlendirmez. Bu sahada yapılacak yatırımlar bir süreç gerektirir. Ona baÅŸlanması icap eder." ifadelerini kullandı. 

KaramollaoÄŸlu, bu süreçte Türkiye'nin her ÅŸeyden çok birlik ve beraberliÄŸe ihtiyacı olduÄŸunu belirtti. 

"Hiç kimse kanunların üstünde deÄŸildir" 

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan KaramollaoÄŸlu, Saadet Partisi'nin halk oylaması sürecindeki etkisine iliÅŸkin, "Biz milletimizi kendi tercihini yapmadan önce düşünmeye davet ettik ve milletimizin düşünmeye baÅŸlamış olmasından çok büyük memnuniyet duyuyorum. Elbette hisleriyle hareket edenler oldu. Bizim bu yaklaşımımızı tenkit edenler, tasvip etmeyenler oldu ama düşünmekten zarar gelmez. Ãœlkemizdeki seçmenin daha da ÅŸuurlu davrandığını görmekten memnuniyet duyuyorum." dedi. 

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) oy pusulası açıklamasına yönelik bir soru üzerine ise KaramollaoÄŸlu, ÅŸunları söyledi: 
"YSK kanunlarla bağlı bir kuruldur. Hiç kimse kanunların üstünde değildir. Burada önemli olan husus şu; hiç bilmiyorum ne kadar mühürsüz pusula, zarf vardı. Eğer onların adedi bugün 'Evet' ile 'Hayır'ın tehlikeyi düşeceği kadar yüksekse bunun ciddiye alınması gerekebilir, hemen acele bir kararın verilmemesi icap eder. Ancak YSK'da bu konuda ellerinde bir belge olmadığını ifade ediyorlar. Bu da haklılık veriyor. Çünkü normalde seçimlerin meşruiyetiyle ilgili tavır önce sandık kurullarınca belirlenir. Eğer bir sandık kurulunda bulunan partili üyeler, itiraz etmemişlerse YSK'nın yapacağı bir şey yoktur. Sonradan bunun gündeme gelmesi, orada bir tereddüt doğar, neredeyse bütün sandıkların bir daha elden geçirilip, hangisinde mühür var, hangisinde mühür yok bakmak gerekir mi? Onu da şu anda müzakere etmeyi uygun bulmuyorum. YSK, kanunların üzerinde değildir, kanunların üzerinde bir karar alamaz. Belge yoksa o konuda da kimseyi zorlamak gibi bir konu gündeme gelemez diye düşünüyorum."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.