Gazeteci–yazar Erich Eenboom, Alman Devlet Televizyonu ZDF'de katıldığı bir programda 15 Temmuz'da Türkiye'de gerçekleÅŸtirilen ve baÅŸarısız olan darbe giriÅŸiminin arkasında CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın olduÄŸuna yönelik yalan ve iftiralarını CIA istihbarat raporlarına dayandırmıştı. CIA baÅŸta olmak üzere diÄŸer Batılı ülke servislerinin Gülen'i darbe giriÅŸimini kışkırttığına dair en ufak bir kanıt görmediklerini ifade eden BND ajanı yazar, CIA ve diÄŸer istihbarat birimlerinin en gizli iletiÅŸim sistemlerine sızarak topladığı bilgilere göre 15 Temmuz'un aÅŸamalı bir darbe olduÄŸuna yönelik asparagas açıklamalarını sürdürmüştü. Yazar Erich Eenboom ve Almanya Federal Haberalma Servisi (BND) Direktörü Bruno Kahl'ın FETÖ kalkışması arkasındaki gizli servisleri örtme amaçlı baÅŸlattığı FETÖ'yü aklamaya yönelik açıklamalarının bire bir Türkiye de Kemal KılıçdaroÄŸlu tarafından kullanılması ve kontrollü darbe iddialarının ortaya atılması oldukça düşündürücüdür. Kemal KılıçdaroÄŸlu, bu kez kendisine bu asparagas bilgileri getiren kiÅŸileri veya örgütü açıklamak zorundadır. Zira kamuoyunda bu asparagas ve düzmece belgelerin FETÖ tarafından kendisine verildiÄŸine yönelik ciddi iddialar ortaya atılmaktadır. Ortada devleti, milleti, siyasi iktidarı ve ülke güvenliÄŸini hedef alan yabancı gizli servislerin kontrol ettiÄŸi psikolojik harp faaliyetleri mevcuttur. Yok KılıçdaroÄŸlu elindeki bu belgelerin doÄŸru olduÄŸuna inanıyorsa elindeki bilgi ve belgeleri mecburen yargıya vermesi hukuki bir zorunluluktur. Aksi halde Türkiye'nin ulusal güvenliÄŸini hedef alan düşman ülkelerin psikolojik harp faaliyetlerinin kamuoyuna sunulmasındaki rolü nedeniyle hukuki ve etik olarak yargı ve millet tarafından sorumlu tutulabilir.
Kontrollü darbe söyleminin, bu kez de Türkiye Cumhuriyeti Devleti üst düzey yöneticilerini hedef alması MİT TIR'larına yönelik algı operasyonunun ikinci perdesidir. 15 Temmuz'da FETÖ'ye destek veren ülkeler psikolojik harp jargonu söylemleriyle Türkiye'de gerçekleştirdikleri kanlı kalkışmanın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine deşifre olmamak için bir taraftan FETÖ militanlarına kucak açarken diğer taraftan yavuz hırsız misali Türkiye'yi suçlamaya devam etmektedirler. MİT TIR'ları iddianamesinde belirtildiği gibi asıl hedef Türkiye'de üst düzey yöneticilerin Lahey'de yargılanması dışında Türkiye'yi Ortadoğu'dan uzak tutma stratejisidir. Türkiye'de bugüne kadar gerçekleştirilmiş ve başarısızlıkla sonuçlanmış darbe girişimlerinin de amacı budur. Kılıçdaroğlu hatırlanırsa MİT TIR'ları üzerinden MİT'i silah kaçakçısı olarak ilan etmiş, FETÖ mensubu yargı ve güvenlik bürokrasisine sızmış FETÖ mensuplarıyla CHP arasındaki söylem birlikteliği ve ilişki açık bir şekilde gözler önüne serilmişti.
Dikkat edilirse Türkiye'de 16 Nisan öncesinde 28 Şubat medyasında NATO ve AB ülkeleri ile birlikte CHP'nin önderliğinde Hayır kampanyaları yapılmakta bu amaçla PKK-FETÖ ve diğer terör örgütlerinin iş birliğiyle Hayır çıkmaması halinde Türkiye'de büyük eylemler olaylar hatta darbe yapılacağı tehdidi ile kamuoyu yönlendirilmeye ve korkutulmaya çalışılmaktadır.
Bu köşe yazısının gazetemizde yayınlandığı gün yani 17 Nisan'da Türk milletinin tıpkı 1 Kasım'da olduğu gibi ferasetini ortaya koyarak Türkiye'de Çanakkale ve Yenikapı ruhunu birleştirerek, Türkiye'yi bölüp parçalamak isteyen iç ve dış şer mihrak ve devletlere gereken dersi bir kez daha vereceğine güvenimiz tamdır. Açık ara bir farkla sandıkları patlatan EVET oyları Yeni Türkiye'nin değişim ve dönüşümü ile bölgesel ve küresel yeni güçlü tam bağımsız bir Türkiye'ye dirilişe işaret edecektir.
Bu zaferle, Türkiye'de yeniden darbe planlaması yapan küresel güçlerin eli böğründe kalacak, tıpkı 15 Temmuz sonrasında olduğu gibi bükemedikleri eli öpmek için sıraya gireceklerdir. İnşallah. Tıpkı 15 Temmuz sonrasında olduğu gibi.
Henüz yorum yapılmamış.