Güncel
Eyüp Beyhan: Niçin gençliğe güvenmiyorlar?
Genç Ufuk Fikir Klubu Derneği Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan Memur-Sen Konfederasyonu’nun gençlik teşkilatı Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan ile önemli bir röportaj gerçekleştirdi.
Seçilme yaşının 18’e düşürülmesinin önemini vurgulayan Beyhan; “KüreselleÅŸen dünyanın en önemli sermayesinin genç nüfus olduÄŸu bir dönemde gençleri, iÅŸleyen sistemin dışına itmenin, atıl duruma düşürmenin hiçbir mantıksal gerekçesi olamaz. 51 ülkede durum böyleyken niçin bizde 18 yaşında parlementoya girme hakkının verilmesi tartışma konusu oluyor anlamış deÄŸilim. Niçin gençliÄŸe güvenmiyorlar?” dedi.
Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluÅŸu olan Memur-Sen Konfederasyonu’nun gençlik teÅŸkilatı Genç Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Eyüp Beyhan gençliÄŸe ve gündeme dair soruları yanıtladı. Seçilme yaşının 18’e düşürülmesinin ciddi öneme sahip olduÄŸu hususunda açıklamalar yapan Beyhan; “Parlamentoyu çocuklarla mı dolduracağız!” diyorlar. Allah aÅŸkına söyleyin, niçin aydınlıktan rahatsız oluyorlar. Niçin gelecekten, istikbalden rahatsız oluyorlar? diye sordu. Mevcut sistemin yeni krizler doÄŸuracağını bu yüzden yeni anayasa ve CumhurbaÅŸkanlığı sistemine evet diyerek prangalardan kurtulmuÅŸ olunacağını dile getiren Beyhan, memura konan siyaset yasağını ve kamuda idareci olabilmek için öne sürülen 10 yıl ÅŸartını da deÄŸerlendirdi. Özellikle siyasi anlamda farklı düşüncede olan gençlerin birbirine olan tahammülsüzlüğünü, “Bu zamana kadar gençler, idraklerine giydirilmiÅŸ bir deli gömleÄŸi olan kör ideolojilerin kurbanı edildi. Maalesef bunların hepsi bir mühendislik projesiydi” ÅŸeklinde deÄŸerlendiren Genç Memur-Sen Genel BaÅŸkanı Eyüp Beyhan, 15 Temmuz gecesi için ise “Ä°nsanın hayatı film ÅŸeridi gibi geçiyor gözlerinin önünden. Ben neredeydim, neredeyim ve nereye doÄŸru gidiyorum gibi sorular geliyor insanın aklına. Gençler olarak 15 Temmuz’a hazırlıklı yakalandık” ifadelerini kullandı. Eyüp Beyhan Beyefendi ile gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz röportajın derinliklerine yavaÅŸ yavaÅŸ inelim ki basınç bizi çarpmasın. Bu yüzden evvelinde sığ sularda gezinmek suretiyle Genç Memur-Sen teÅŸkilatını yakından tanıyalım.
Genç Memur-Sen hangi amaçlar doğrultusunda kuruldu ve neyi hedeflemektedir?
Genç Memur-Sen, Memur-Sen Konfederasyonunun gençlik teÅŸkilatıdır. Memur-Sen bugün Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluÅŸudur. Ulusal ve uluslararası arenada, gerek emek hareketi açısından gerekse sosyal sorumluluk açısından bir çok etkinliÄŸi var. Takdir edersiniz ki böylesi büyük bir hareketin gençlik yapısı olması zaruridir. Memur-Sen, ne sıradan bir sendikal hareket ne de sıradan bir sendikal akımın tezahürüdür. Referanslarını kendi dinamiklerinden almaktadır.“Özümüz medeniyetimizdir”diyen bir emek hareketidir. Genç Memur-Sen, ilim, irfan, hikmet, aksiyon temelinde bir mücadeleyi benimseyerek, medeniyet ve insani deÄŸerler yönünden kiÅŸilik sahibi, ÅŸahsiyetli bir duruÅŸa sahip bir gençlik için kurulmuÅŸtur. “Çağı kurtarmanın bir eylemidir, çaÄŸ dışı görünen ilgimiz bizim” diyor kurucu genel baÅŸkan Mehmet Akif Ä°nan hocamız. Dolaysıyla Genç Memur-Sen çaÄŸa ve mekana hakim, onun idrakinde olan ÅŸuurlu bir gençlik teÅŸkilatıdır. Yeni ve adil bir dünyanın tesisi için iyilikleri çoÄŸaltmak, kötülükleri ise önleme gayretinde olacaktır.
Genç Memur-Sen’in projeleri ve bu zamana kadar gerçekleÅŸtirdiÄŸi en dikkat çeken faaliyetleri nelerdir?
Maziye duyarlı, atiyi öngören bir teÅŸkilatız. GeçmiÅŸimizden ders alarak bugünümüzü ve yarınlarımızı planlayarak ilerleyen bir teÅŸkilatız. Genç Memur-Sen Proje üreten ve faaliyet gerçekleÅŸtiren bir gençlik teÅŸkilatıdır. GerçekleÅŸtirdiÄŸi ve halihazırda sürdürülen bir çok faaliyeti var. Hepsi de birbirinden deÄŸerlidir. Biz biliyoruz ki eÄŸer bir toplum geleceÄŸini kitapla beslemiyorsa, o toplumun veya milletin geleceÄŸi olmaz. Bu anlayış bütün teÅŸkilatlarımızda “sesleriniz deÄŸil sözleriniz yükselsin” diyerek kitap okuma ve deÄŸerlendirme meclisleri gerçekleÅŸtiriyoruz. Her yıl 7 bölgede 7 güzel adam kütüphanesi kuruyoruz. Çevreye ve doÄŸaya duyarlı bir gelecek istiyoruz her yıl Genç Memur-Sen ormanları oluÅŸturup, yüzbinlerce fidanı toprakla buluÅŸturuyoruz. Sadece okuyan deÄŸil aynı zamanda yazan bir gençlik istiyoruz. Onun için her yıl ÅŸiir, deneme, makale vb. alanlarda ödüllü yarışmalar düzenliyor ve bu yarışmaların neticelerini kitaplaÅŸtırıyoruz. Kültbiyatçı, sanat ve edebiyattan habersiz bir gençlik olmaz. Tiyatro, sinema, kültür söyleÅŸileri, tarihi mekan, müze gezileri, edebiyatçı ve ÅŸair buluÅŸmaları gerçekleÅŸtiriyoruz. Uluslararası öğrencilere yönelik de liderlik akademisi baÅŸta olmak üzere çeÅŸitli faaliyetlerimiz var. SaÄŸlıklı bir toplum hedefliyor ve onun için geleceÄŸini uyuÅŸturma diyerek özellikle uyuÅŸturucu madde ve teknoloji baÅŸta olmak üzere her türlü bağımlılıkla mücadele ediyoruz.
ATANMIŞ DEĞİL ADANMIŞ ÖĞRETMENLERLE ÇALIŞIYORUZ
Genç Memur-Sen gençlere nasıl ulaşıyor ve çalışmalarını nasıl organize ediyor?
Genç Memur-Sen, gençliÄŸin olduÄŸu her yerde örgütlü bir teÅŸkilattır. Ãœniversitlerde ADEM(Akedemik Düşünce, EÄŸitim, Medeniyet) topluluÄŸu kurarak bütün üniversitelerde öğrenci kardeÅŸlerimizle iletiÅŸim kuruyoruz. Her fakültenin, her sınıfın temsilcileri var. Her öğrenci kulübümüzün akademisyenlerden oluÅŸan danışman hocaları var. Gençlerimizle bire bir iletiÅŸim kuruyoruz. Öğrenciye dokunmaya çalışıyoruz. Memur-Sen’in insan kaynaklarından faydalanarak gençlerimizle ilgilenmesi hususunda koordinasyonlarda bulunuyoruz. Öğrencilerimizle kardeÅŸ, arkadaÅŸ, yoldaÅŸ oluyoruz. Liseli gençlerimiz için temel okumalar yapmaları noktasında programlar düzenliyoruz. Bunu atanmış öğretmen deÄŸil adanmış öğretmenlerle yapıyoruz. Her lisemizde 10 öğrenciden sorumlu öğretmen arkadaÅŸlarımız var. Bu öğretmenler, öğrenci kardeÅŸlerimize okumalar yaptırıyor, analiz ettiriyor, kitaptan anladığını kompozisyona dünüştürüyor. Bu muhteÅŸem bir çalışma. Kamu gençliÄŸine yönelik her kurumda temsilcimiz var ve bunlar aracılığıyla düzenlediÄŸimiz eÄŸitim, sosyal, kültürel ve akademik programlarla gençlerimizi buluÅŸturuyoruz.
“Prangalardan Kurtulmak İçin Yeni Anayasa Åžart”
Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle bir tespit yapmamız lazım. Hükümet sistemi deÄŸiÅŸkliÄŸi arayışlarının Türkiye’nin gündemine gelmesinin öncelikli nedeni, mevcut anayasal yapının doÄŸurduÄŸu sistem krizleridir. Sistemin kriz doÄŸurma potansiyeli hala mevcuttur. Kim ne derse desin ÅŸu gerçeÄŸi göz ardı edemeyiz. Türkiye, darbe anayasalarıyla temelleri atılan vesayetçi bir yönetim sistemine sahiptir. 21.Yüzyılın Türkiye’sinde bu sistemin kriz üretmekten baÅŸka bir iÅŸlevi yoktur. Her gün büyüyen bir Türkiye var. Büyük Türkiye yürüyüşüne ivme kazandıracak bir sistemin tesis edilmesi büyük zaruret arz emektedir.
16 Nisan’da milletin onayına sunulacak olan ve büyük bölümü “CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi” odaklı hükümler içeren Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi paketi, bir anlamda sisyasal sitemin vesayetten bütünüyle arındırlması temelinde son adımı oluÅŸturuyor ve hükümet sisteminin deÄŸiÅŸtirilmesini öngörüyor. Belki yeterli olmayabilir, ama ülke olarak bir takım prangalardan kurtulmamız açısından bu anayasa paketini önemli buluyorum.
Niçin Gençliğe Güvenmiyorlar?
Seçilme yaşının 18’e düşürülmesini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? Gençlerin siyasi yeterliliÄŸi varmı?
Bu sorunuzu önemli görüyorum ve dünya ülkelerindeki uygulamaları örnek vererek takdiri kamuoyuna bırakmak istiyorum. TBMM AraÅŸtırma Hizmetleri BaÅŸkanlığı, dünya parlamentolarında üye seçilme yaÅŸ kriterlerini 190 ülkenin incelendiÄŸi araÅŸtırmaya göre, birinci meclislere üye seçilmek için asgari yaÅŸ koÅŸulu 62 ülkede 21, 51 ülkede 18, Türkiye’nin de dahil olduÄŸu 59 ülkede 25 olarak belirlenmekte. Avrupa BirliÄŸi ülkelerinin yüzde 73’ünde ise milletvekili seçilme yaşı 18. AraÅŸtırmaya göre seçilme yaşı 18 olan 51 ülke ÅŸunlar: Almanya, Andorra, Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Belize, Bosna Hersek, Çin, Ekvator, Fiji, Finlandiya, Gine, Grenada, Guyana, Güney Afrika, Hırvatistan, Hollanda, Ä°ngiltere, Ä°sveç, Ä°zlanda, Kanada, KaradaÄŸ, Kenya, Komor, Küba, LihtenÅŸtayn, Macaristan, Maldivler, Malta, Mauritius, Moldova, Mozambik, Norveç, Avustralya, Danimarka, Fransa, Ä°spanya, Ä°sviçre, Lüksemburg, Makedonya, Portekiz, Sao Tome ve Principe, SeyÅŸeller, Sırbistan, Slovenya, Sri Lanka, Svaziland, Trinidad ve Tobago, Uganda, YeÅŸil Burun, Yeni Zelanda.
Dünya ortalamalarına bakıldığı zaman; genç nüfusun yoğun olduğu ülkelerden biri olarak da Türkiye öne çıkmaktadır. Kaldı ki küreselleşen dünyanın en önemli sermayesinin genç nüfus olduğu bir dönemde gençleri, işleyen sistemin dışına itmenin, atıl duruma düşürmenin hiçbir mantıksal gerekçesi olamaz. Bu ülkelerde durum böyleyken niçin bizde 18 yaşında parlementoya girme hakkının verilmesi tartışma konusu oluyor anlamış değiliz.
Türkiye önemli bir karar aÅŸamasındadır. Bu karar aÅŸaması özelde genç kardeÅŸlerimiz için çok daha hayati bir öneme sahiptir. Bakınız genç kardeÅŸlerim, Türkiye’nin siyasal tarihine baktığımızda gençliÄŸimizin ciddi anlamda kötü emeller doÄŸrultusunda kullanıldığını göreceÄŸiz. Nereden geldiÄŸi belli olmayan bir ‘’üst akıl’’ gençlerin potansiyelini, dinamizmini meÅŸru olmayan olaylarda hep kullanagelmiÅŸtir. Darbeler tarihine bakınız, bunu açık bir ÅŸekilde göreceÄŸiz. Ãœniversitelerimiz, lise gençliÄŸimiz karanlık odaların yazdığı senaryoların kurbanı olmuÅŸtur. Hatırlayın birileri çıkıp “bir saÄŸdan bir soldan astık” diyerek gençliÄŸi nerede harcadıklarını gözler önüne serecekti. Bu kan dondurucu, katliam türü ifadeleri tarihin sayfaları kaydetti. Bunları görmemek mümkün mü? Oysa gençlik bir milletin hazinesidir. En kıymetli varlığıdır. Sen gençliÄŸine ne kadar deÄŸer verirsen geleceÄŸin o kadar deÄŸerli ve aydınlık olur. Bugün ülkeyi yöneten irade gençliÄŸine deÄŸer veriyor, ülkeyi yönetme hususunda temsil edilmesi için yasal engelleri kaldırıyor ve birileri bundan rahatsız oluyor. ‘’Parlamentoyu çocuklarla mı dolduracağız!’’ diyorlar. Allah aÅŸkına söyleyin, niçin aydınlıktan rahatsız oluyorlar. Niçin gelecekten, istikbalden rahatsız oluyorlar? Niçin gençliÄŸe güvenmiyorlar? Biz 21 yaşında çaÄŸ kapatıp, çaÄŸ açan Fatih’in nesli deÄŸil miyiz? Gençlik bilgide, fikirde, ticarette rekabet edecek. Karanlık odaların senaryolarına figür bulamayacakları için rahatsız olduklarını biliyoruz. Artık dünya ile rekabet eden bir Türkiye var ve yeni Türkiye’de Gençlik yerini alacaktır. CumhurbaÅŸkanımız Recep Tayyip ErdoÄŸan, Yeni Türkiye’nin inÅŸasında gençliÄŸe hak ettiÄŸi deÄŸeri veriyor. Birileri gibi gençlik üzerinden rant saÄŸlamıyor. GençliÄŸin kanı üzerine sultasını kuranlarla mücadele ediyor. Türkiye gençleri olarak bunu görmeliyiz, ona göre tercihimizi yapmalıyız. 16 Nisan bizim için, geleceÄŸimiz için önemlidir. Türkiye’nin kaderini biz gençler deÄŸiÅŸtireceÄŸiz. Türkiye’nin yeni tarihini biz gençler yazacağız. Bütün gençlerimizi sorumluluk almaya davet ediyorum. ‘’Tercimiz Evet’’ diyerek prangalardan kurtulmuÅŸ olacağız.
Kamuda gençlerin idareci olabilmesi için önüne konulan 10 yıl şartının giderilmesi adına girişimde bulunacak mısınız ? Konu hakkındaki yaklaşımınız nedir?
Genç Memur-Sen olarak bizler kamuya daha nitelikli gençler kazandırma konusunda emek sarf ediyoruz. EÄŸitimler, seminerler gerçekleÅŸtiriyoruz. Bu gün kamuda çok nitelikli gençlerin olduÄŸunu biliyoruz. Bizim için esas olan liyakattir, ehil olmaktır. EÄŸer bir arkadaşımız yeterli donanıma sahipse, idareci olması hususundaki katı engelleri mutlaka esnekleÅŸtirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Milletvekili yaşı 18’e indiriliyorsa, doÄŸal olarak 10 yıl ÅŸartının kaldırılması talebini de normal görüyoruz. Sanırım 2013 yılında şöyle bir tasarı tartışıldı. Müdür ve daha üst unvanlı yönetici kadrolarından 1, 2, 3 ve 4 üncü dereceli olanlarına atanmada, en az lisans düzeyinde yükseköğrenim mezunu olma ve kamu kurum ve kuruluÅŸlarında en az beÅŸ yıl hizmetin bulunması, ek göstergesi 6.400 ve daha yüksek tespit edilen yönetici kadrolarına atanmada, en az lisans düzeyinde yükseköğrenim mezunu olma ve kamu kurum ve kuruluÅŸları ile özel kurumlarda veya serbest olarak en az beÅŸ yıl hizmetin bulunması gibi tartışmalar oldu. Kamuda ehil ve liyakatli gençlerin idareci olması için hizmet sürelerinin 10 ve 8 yıldan en az 5 yıla indirilmesinin doÄŸru olduÄŸunu düşüyorum. Kamudan bize gelen bu tür talebin takipçisi oluyor ve Memur-Sen Konfederasyonumuzun mevzuat ve toplu sözleÅŸme sekretaryasına iletiyoruz. Konfederasyonumuz toplu sözleÅŸme masasına taşıması ve çözüm geliÅŸtirmesi noktasında da iÅŸin takipçisi oluyoruz.
Memura Siyaset Yasağının Konması Mantıksız
Kamu’da siyasetin önünün açılması hususunu nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?
Kamu personelinin siyaset yapamıyor olmasının hiçbir mantıklı tarafı yok bence. Düşünün; mesela işçilerin böyle bir hakkı var ve şimdiye kadar bir sorun yaşandığına şahitlik etmedik. Sonuç olararak işçi de kamu yararına çalışan devletin personeli konumandadır memur da. Kamu personeline bu anlamda açılacak bir kapının özellikle teknik noktalar boyutu ile ciddi fayda sağlayacağı kanısındayım. Bu hususda Memur-Sen Konfederasyonumuzun Genel Başkanı Ali Yalçın başta olmak üzere tüm yöneticilerimiz, Memura siyaset yasağının kaldırılmasıyla ilgili zeminin oluştuğu her platformda bu konuyu kamuoyuna deklare etmiştir ve ediyor.
Avrupa’da başörtüsü yasağı konusunu nasıl yorumluyorsunuz? “Bu tutum Avrupa’nın sonunu hazırlıyor” gibi yorumlara katılıyor musunuz?
Tabi bu tutum her ÅŸeyden önce asırlardır kendisini insan hak ve hürriyetlerinin, özgürlüklerin, demokrasinin teminatı olarak pazarlayan Avrupa’nın gerçek yüzünün ortaya çıkmış olması açısından bir hayli önemlidir. Zira iÅŸin aslının hiç de böyle olmadığı, Müslümanların Ä°slami çerçevede yaÅŸamayı tercih etmelerine karşılık ortaya sergiledikleri adaletten yoksun insan hak ve özgürlüklerine aykırı tavırları ile kendisini göstermektedir. Bu durum aynı zamanda bir Haçlı ittifakının günümüzde de gerçerliÄŸini koruduÄŸuna delalattir. Ä°ÅŸte tam da buradan yola çıkararak bizimle inÅŸa etmek istedikleri süreçlerde de ne kadar samimi olduklarını çıkarsayabiliriz. Bu açıdan bakıldığında samimiyeti sorgulanır hale gelen ve mevcut politikalarının hükmünün eskisi gibi iÅŸlemediÄŸi daha doÄŸrusu iÅŸletemediÄŸi bir düzenin varlığını istediÄŸi gibi sürdürmesi de çok zor olacaktır.
“15 Temmuz’a Hazırlıklı Yakalandık”
15 Temmuz gecesi TRT ekranlarında korsan darbe bildirisi okunurken neler hissettiniz, neler düşündünüz?
Her ÅŸeyden önce bir insan olarak böylesi bir durum karşısında dehÅŸete kapılmamak mümkün deÄŸil. Ben arkadaÅŸlarımla 15 Temmuz Cuma günü EskiÅŸehir, Afyon, Burdur ve Isparta teÅŸkilat programlarındaydım. Isparta programını yapıp Ankara’ya dönüş için yola koyulduÄŸumuzda radyoda geliÅŸmeleri takip edebildik. Polatlıda yolu kapatmışlardı, sabaha kadar Polatlı halkıyla birlikte meydandaydık. Sabah namazından sonra gölbaşı güzergâhından ancak Ankara’ya gelebildik. TeÅŸkilatımızdan yaralı arkadaÅŸlarımız vardı, onların durumunu takip edip, daha sonra meydanlarda nöbet tutan kardeÅŸlerimizle birlikte olduk. Ä°nsanın hayatı film ÅŸeridi gibi geçiyor gözlerinin önünden. Ben neredeydim, neredeyim ve nereye doÄŸru gidiyorum gibi sorular geliyor insanın aklına. 28 Åžubat sürecinin soÄŸuk yüzüyle temas etmiÅŸ biri olarak zulme karşı durmanın direncini daha gür bir sesle dile getirmenin gereÄŸini hissediyor insan. Beklenmedik bir durum ama ÅŸunu açıkça ifade etmeliyim ki; hazırlıklı yakalandık. Kastım ÅŸudur ki; bizler 13-14 yılı aÅŸkın bir süredir ekonomik büyümenin, huzurun, refahın bunların yanında dünyada söz sahibi olma yolunda emin adımlarla ilerlemenin ne olduÄŸunu idrak etmiÅŸ bir toplum olarak; bu ilerlemeyi saÄŸlayan iradeye halel getirmeye, geri sardırmaya çocuklarımızın geleceÄŸini ipotek altına alıp yeni kayıp nesiller var etmeye çalışan bu hainlere ülkemizi teslim etmeyecek kadar ferasetli ve hazırlıklıydık.
Evladım Okulunu Oku Hiçbir Şeye Karışma Sencilik Planlandı
Fetö terör örgütüne yapılan operasyonlar sonrası gençlerin teşkilatınız altında faaliyet göstermesinde azalma yahut artış oldu mu? Aileler sendika bünyesinde yürütülen faaliyetlere çocuklarını gönderip göndermeme de tereddüt yaşıyorlar mı?
Her zaman için darbelerin öncelikli hedefleri gençler olmuÅŸtur. Yukarıda da belirttiÄŸimiz gibi darbelerdeki düzenlerini gençliÄŸin ölümlerini dengede tutarak kurduÄŸunu söyleyen ahmaklar çıktı bu ülkede. Haliyle darbe etkilerinin gençler üzerinde özellikle de aile baskısıyla da bir apolitikleÅŸtirme yarattığını her zaman için söyleyebiliriz. “Evladım okulunu oku hiçbir ÅŸeye karışma sen” gibi basmakalıp deyimler ortaya çıkardı bu süreçler. Tabi bu, iÅŸin başında kurgulanmış olan senaryonun bir aÅŸamasıdır. Aslında bahsini etmiÅŸ olduÄŸumuz “üst akıl” bunu tam olarak böyle planlıyor. “Okuluna git, eÄŸlencene bak, hiçbir ÅŸeye karışmadan mezun ol ve bir iÅŸe baÅŸla.” Sizin bir planlanmış robot gibi gelip gitmenizi istiyor. Sizi düşünmekten, sorgulamaktan ve en önemlisi iÅŸin aktörü olmaktan alıkoyuyor. Senaryoyu yazıyor size vermiÅŸ olduÄŸu rolün dışına çıkmanıza asla müsaade etmiyor. Siz itiraz ettiÄŸiniz zaman da elinde tuttuÄŸu bir takım kuklalarla size ayar çekmeye çalışıyor. Onun için bu süreçler gençlerimizi aksiyondan geri bırakmamalı. Özellikle de ailelerimiz bu konuda daha bilinçli davranmalı. Genç Memur-Sen olarak da faaliyetlerimizde bir aksama olmamıştır. Çünkü Genç Memur-Sen 4688 sayılı sendikalar kanuna Memur-Sen Konfederasyonun tüzüğüyle yasal dayanağı olan bir gençlik teÅŸkilatıdır. Bu anlamda yasal olmanın yanında ÅŸeffaf bir yönetim anlayışının da olmasıyla birlikte böyle bir ihtimal söz konusu olmuyor.
“Gençlerin birbirlerine tahammülsüzlüğü organize edilen bir ÅŸeydi!”
Günümüzde farklı düşüncedeki gençlerin birbirine tahammül eşiğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ä°nsanın fikri, görüşü, ideolojisi, dini vs. ne olursa olsun cürme teÅŸvik etmediÄŸi sürece diyalog kanalı asla kapalı tutulmamalıdır. Aklın yolu birdir düsturunca insanın doÄŸru bir zeminde diyalog yolu ile çözemeyeceÄŸi sorunu yoktur bence. Lakin farklılıklarımız bizim zenginliklerimizdir. Düzgün bir toplum için her zaman farklı bakış açılarına ihtiyaç vardır. Günümüzde de bakıldığında gençliÄŸin iletiÅŸim ve birbirine tahammül noktasında kötü olmadığı kanısındayım. Yakın siyasal tarihimizi incelediÄŸimizde göreceÄŸiz ki bu ülkede karanlık odalar yazdığı senaryoları piyasaya soktuÄŸunda bu “husumet” durumu söz konusu oluyor. Gençler, idraklerine giydirilmiÅŸ bir deli gömleÄŸi olan kör ideolojilerin kurbanı edilmiÅŸtir. Maalesef bunların hepsi bir mühendislik projesiydi. Düşünsenize bu ülkede bir dönem gençlerin birbirlerine olan tahammülsüzlüğü üzerinden çıkan çatışmalardan dolayı darbe yapanlar bunu bahane sayıp darbeyi meÅŸrulaÅŸtırmaya çalıştı. Artık bu dönemleri geride bıraktık. Bu bizzat organize ediliyordu ve günümüzde bu ÅŸer odaklarının gençlerimiz üzerinden böyle bir yıkıma gidip kendilerine meÅŸruiyet zemini oluÅŸturmaları çok zor. Buna en yakın örnek 15 Temmuz gecesi ortaya konuldu bence. Gençlik bir ağızdan konuÅŸtu o gece.
Anadolu Mayasından Her Zaman Nadide İnsanlar Çıkacaktır
Y kuÅŸağı denilen bir kuÅŸaktan bahsediliyor. Bahse konu kuÅŸağın yaÅŸadığı günümüz Türkiye’sinden yeni Necip Fazıl’lar, Nazım Hikmet’ler çıkar mı? Bu anlamda Genç Memur-Sen hangi çalışmaları yürütüyor?
Biz Genç Memur-Sen olarak sloganımızı her fırsatta irdeliyoruz. ‘’Ä°lim, irfan, hikmet ve aksiyon yolunda ÅŸuurlu gençlik” Bizim temel felsefemiz gençliÄŸimizin entelektüel bir çaba içerisinde olmasıdır. Kitap okumaları-analizleri, okur-yazar buluÅŸmaları, sinema atölyeleri, kütüphaneler, gezi faaliyetleri, tiyatro günleri, tefsir dersleri gibi ÅŸimdi hatırlayamadığım birçok faaliyet yürütüyoruz. Ä°nanın en büyük çabamız bir sendika olmamıza raÄŸmen bu alandaki boÅŸluÄŸu doldurmaktır. Maalesef günümüzde istediÄŸimiz düzeyi yakalamış olduÄŸumuzu söyleyemeyiz. Tabi bunu söylerken tarihsel bir takım vakaları göz ardı etmemek gerekir. Her ÅŸeyden önce eÄŸitim müfredatı ve dil noktasında çok büyük eksikliklerin olduÄŸunu görmemiz gerekir. Bir bütün olarak ele alıp bu nazardan çözüm politikaları geliÅŸtirmeliyiz. Entelektüelimizi çevresel faktörleri iÅŸine yarayacak ÅŸekilde doÄŸru beslemeliyiz. Ama bütün bu aksaklıklara raÄŸmen bu Anadolu mayasının içerisinden her zaman nadide insanların çıkabileceÄŸi kanısındayım.
Arzu edilen genç nesil için Genç Memur-Sen ve diÄŸer STK’ların faaliyetlerini yeterli görüyor musunuz? Neler yapılmalı?
Gençlik ülkemizde 10 yıl öncesine kadar ciddi anlamda ihmal edilmiÅŸ bir vaziyetteydi. Ama ÅŸu on yıllık zaman diliminde büyük bir mesafe kat edildiÄŸini düşünüyorum. Gençlik çalışmaları devlet politikasına dönüşüp belirli bir sisteme oturmadan kendinize bir manevra alanı yaratmanız güçleÅŸiyor. Bu yüzden özellikle CumhurbaÅŸkanımızın gençliÄŸe hak ettiÄŸi deÄŸeri vermesi eÅŸ zamanlı olarak STK’ların da gençlik politikalarını önemsemesini beraberinde getirdi. Bu anlamda ÅŸuan gençlik politikaları noktasında gerek devlet eliyle gerek sivil toplum eliyle çeÅŸitli çalışmalar yürütülmektedir. Ancak günümüz dünya dinamiklerinde genç nüfusun arz ettiÄŸi önem açısından bir deÄŸerlendirme yaptığımızda; dünyanın en genç nüfusuna sahip ülkelerinden biri olarak çalışmalarımızı daha yüksek düzeye ulaÅŸtırmamız gerektiÄŸi kanaatindeyim.
Biz birlikte ümmetiz, birlikte Türkiye’yiz
Diğer gençlik teşkilatları ile iş birliği içinde misiniz? Birlikte ne gibi faaliyetler gösteriyorsunuz?
Evet, neredeyse gençlik alanında faaliyet yürüten bütün gençlik STK’ları ile iletiÅŸimimiz ve zaman zaman iÅŸbirliÄŸimiz olmuÅŸtur. Bu anlamda aramızda gün geçtikçe iyiye giden bir koordinasyon olduÄŸunu söyleyebilirim. Hatta biz uluslararası alanda da faaliyet yapan birçok gençlik örgütüyle iletiÅŸim halindeyiz ve zaman zaman onlarla da iÅŸbirliÄŸi yapmaktayız. Beraber gençlik zirveleri, paneller, sivil itaatsizlik eylemleri gibi etkinlikler düzenlediÄŸimiz de olmuÅŸtur. Biz birlikte ümmetiz, birlikte Türkiye’yiz.
“Düşüncede ve fikirde öncü olalım”
Bugünün gençlerine tavsiyeleriniz nelerdir?
Her fırsatta değiniyoruz; küreselleşen dünyanın en önemli argümanı olarak öne çıkan genç nüfus oranı bizim ülkemiz açısından çok ciddi bir avantaj sağlıyorken bunun idrakiyle hareket etmeliyiz. Dünyada söz sahibi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen ülkemizin en büyük silahı olmalıyız. Bu anlamda ilim, irfan, hikmet ve aksiyon yolunda şuurlu bir gençlik olalım diyoruz. Tarihselliğimiz ışığında geleceğimizi aydınlatalım ve tarihe iz bırakmış şahsiyetlerimizi bilelim. Düşüncede, fikirde öncü olalım. Muhakkak felsefe, sosyoloji, tarih, edebiyat, sanat, çevre konularında hassas davranalım ve bol bol kitap okuyarak duyarlı hale gelelim. Tabi bütün bunları yaparken asla maneviyatla ve ahlaklı davranmayı ihmal etmeyelim. Çünkü mana olmadan maddenin hükmü yoktur.
Bir veda cümlesi kurar mısınız?
Tevhid, Adalet ve Özgürlük zemininde; İlim, irfan, hikmet yolunda aksiyoner olun.
Kaynak: Genç Ufuk
Henüz yorum yapılmamış.