Sosyal Medya

Ekonomi

Bizi bekleyen tehlikeler-Ä°brahim Kahveci

Bugün ülkemizde yaşanan bazı sorunları “üst akıl”, “iç mihraklar”, “dış mihraklar”, ‘haçlılar’, ‘düşmanlar’ gibi etrafı somutlanmamış soyut yerlere yıkıyoruz. Aslında bu sayede sorunların sorumluluğundan kaçıyoruz. Kim ne anlar, kim ne kadar inanırsa...



Önceki gün Prof Dr. Asaf Savaş Akat ile önemli bir görüşmeyi yayınladık. Asaf hoca ezberleri yıkacak açıklamalarda bulundu. Bazı önemli cümleler satır aralarında kaldığı için yeniden vereceğim.
 
Bugün ülkemizde yaÅŸanan bazı sorunları “üst akıl”, “iç mihraklar”, “dış mihraklar”, ‘haçlılar’, ‘düşmanlar’ gibi etrafı somutlanmamış soyut yerlere yıkıyoruz. Aslında bu sayede sorunların sorumluluÄŸundan kaçıyoruz. Kim ne anlar, kim ne kadar inanırsa...
 
Oysa Asaf Hoca daha cümlenin başında teşhisi koydu:
 
“Piyasalarda yaÅŸanan kuru gürültülere kanmayın, sorunlar iktisadi deÄŸildir, siyasidir” dedi.
 
Bu cümleden benim anladığım ÅŸu: Ekonomide yaÅŸadığımız sorunları oraya, buraya yüklemeyelim. Sorunları biz çıkardık ve siyasi kararlarla oluÅŸturduk. O zaman bunun terside mümkün... Zaten önceki gün Maliye Bakanı Naci AÄŸbal diyor ya; “yapısal reformlar sonuç verdi, çarklar dönmeye baÅŸladı”.
 
Açıklamanın anlamı şu: Öyle dış mihraklar, üst akıllar, haçlılar falan bizi bozmadı. Biz reform yaptık ve yanlışlar düzelince ekonomide düzelmeye başladı.
 
***
 
Bakın Asaf Savaş Akat daha neler söylüyor:
 
Kuru yükselten neden ne?
 
ASA: “2017’de baÅŸlayan hareket siyasidir. Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi, siyasi gerilim, Suriye gerilimi, AB ile bozulan iliÅŸkiler belirsizliÄŸi artırdıkça kurda arttı.”
 
Yakın geleceğin riskleri nelerdir?
 
ASA: “Koordinasyon: GeçmiÅŸte ekonomi politikasında koordinasyon vardı. Åžimdi bölük, pörçük, etkisi muÄŸlak, sonuçların hesaplanamadığı bir ekonomi politikası var. Adeta tutanın elinde kaldığı havası var.   
 
Hukuk: İnsanların kafasında hukuk ve yargı sisteminin işleyişi hakkında çok ciddi tereddütler oluşmaya başladı. Modern ekonomide uzun süreli sözleşmelerin yapılması gereklidir. Sözleşmelerin garantörü tarafsız ve etkin yargı sistemidir. Yargı etkin ve tarafsız çalışmayınca sistem yavaşlar, giderek ekonomide potansiyelin altına düşülür.
 
Yönetim: Siyasette ve kamu yönetiminde, kural ve kurumlar yerine kişileri; liyakat yerine sadakati ikame eden bir tarz güçlenmesi. En kötü durum ise; beceriksizlikle keyfi yönetimin birleşmesidir. Aşırı merkezileşme, yani bütün kararların en üst düzey tarafından alınması idarenin etkinliğini düşürür, sorunları biriktirir. Küçük hataların büyük tehlikelere dönüşmesini kolaylaştırır.
 
Dış politika: Türkiye dışa açık bir ekonomidir. Türkiye’nin dış dünya ile iliÅŸkilerinde gözle görülür bir bozulma vardır. AB tek pazarda mukayeseli üstünlüklerimiz vardır. Ä°liÅŸkilerin kopmasının ekonomik bedeli çok ağır olacaktır.”  (mukayeseli üstünlük: örnek: Siz ucuza ürettiÄŸiniz tekstili satar, karşı tarafın ucuza ürettiÄŸi arabayı alırsınız)
 
***
 
Buraya bir not düşmem gerekiyor. Bizler Abdülhamit rüyası ile büyüyen bir nesiliz. Bugün Abdülhamit dönemine baktığımızda, kudretli bir padişahın koca imparatorlukta bir karakol komutanını dahi atadığını öğrendik. Mesela, orduda sadakati sağlamak için askeri okul okumamış mareşallerin olduğunu gördük.
 
Her ÅŸey kudretli padiÅŸahın rızası ve idaresi altında toplanınca, bilgi ve liyakatin çokta önemli  olmadığını görüyoruz. Ä°taat ve sadakat öne çıkıncı kurumlar da iÅŸlemez oluyor. Güçlü lider döneminde çok iyi iÅŸlemiÅŸ gibi görülen düzen, bir adım sonrasında içi bomboÅŸ çuval gibi çökebiliyor. Nitekim Abdülhamit sonrası iki kat güçlü olduÄŸumuz Balkan ülkelerine savaşı periÅŸan halde kaybettik. Oysa 3 yıl sonra reformların ardından, Çanakkale’de, Kutul-Amare’de, Medine’de destan yazan baÅŸarılara imza atan ordular kurduk. 
 
Ä°ÅŸte Asaf SavaÅŸ Akat’ın yukarıdaki uyarılarını duyduÄŸumda, aklıma Abdülhamit ve sonrası dönem geldi. Kurumlar yerine kiÅŸilerin, kurallar yerine iliÅŸkilerin, bilginin yerine itaatin öne geçtiÄŸi düzenler nasıl bir sona gidiyor? Yani bugünü deÄŸil, biraz da yarını düşünün.
 
***
 
Asaf Hocaya bir diğer büyük sorunu soruyoruz. Cevap o kadar çarpıcı ki; işte buradan okuyun:
 
ASA” Ak Parti kuruluÅŸ felsefesinde ÅŸu noktalar vardı: 1-Aynı kaynakla daha çok hizmet yapılarak yönetimde etkinlik artacak. 2-Faizlerin düşmesi ve ekonomik büyüme ile vergiye ihtiyaç azalarak, devlet küçülecekti.
 
Ama böyle olmadı. faiz dışı kamu harcamaları 4 puana yakın artış gösterdi. Devlet ülke ekonomisinden hızlı büyüdü. Kamuda kaynak israfını vatandaş da görüyor. Kamu yöneticilerinin bir yerden bir yere gidişinde bu görülüyor. Bu gösterişlerin hizmet kalitesi ile ne alakası var.
 
Alt yapı yatırımlarında fayda-maliyet hesaplarında büyük hatalar var. “Ben yaptım oldu” derseniz, üzerinden araç geçmeyen köprülere bakar, karalar baÄŸlarsınız.”
 
***
 
Eğer ortada bir ortak akıl var ise, ortak akıl üzerinden en ciddi dost uyarılarını Asaf Hoca yaptı. Ak Partinin geçmiş dönemdeki başarılarının nereden geldiğini çok net açıkladı. Hoca, bugün ve gelecekteki tehlike ve risklere de bir o kadar açık teşhisler koydu.
 
Ä°ÅŸte Prof. Dr. Asaf SavaÅŸ Akat’ın son ve en önemli tespiti:
 
ASA: “Ak Parti baÅŸarılarını saÄŸladığı muhafazakar kadro hareketi özelliÄŸini kaybediyor. Popülist bir karizmatik lider partisine dönüşüyor. Bu açıdan, önümüzdeki bir kaç yıl bana kritik geliyor.”
 
Unutmayın. Genelde bilginler önden konuşur ve topluma ters düşer. Yıllar sonra da büyük adam olarak büstleri dikilir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.