Sosyal Medya

Aile YaÅŸam

Yeni ruhbanlar: kişisel gelişimciler-Ali Aydın

Bugünlerde eğitim ve kültür krizimiz her ailenin neredeyse birebir tecrübe edecekleri kadar yakına gelmiş bir vaziyette. Eskiden kuşak çatışması denilerek geçiştirilenin çok daha fazlası ile karşı karşıyayız. Eskiden olmadığı kadar teknoloji merkezli bir hayatımız var. Toplumlar büyük ölçüde sanayi-sonrasına sarkmış vaziyetteler. Ya da tek dertleri bu sarkma artık! Hedef, ülkü, Kızılelma bu!



Geçenlerde, bir aile toplantısında filanca kiÅŸiyi tanıyıp tanımadığım soruldu. Bana söylenen ismi ilk kez duyduÄŸumu söyledim. Sonrasında bahsi geçen kiÅŸinin eÄŸitimci olduÄŸu ve ÅŸu sıralar aile, bilinçli aile, gençler ve çocuklar üzerine Türkiye çapında seminerler verdiÄŸi ve popüler olduÄŸu söylendi. Sonra bu ÅŸahsın Youtube'da yüzbinlerce kez izlenmiÅŸ videolarından birisini izledim. Biraz izleyince, bahsi geçen kiÅŸinin, ailelerin gündelik olarak tecrübe ettikleri, çaÄŸa özgü küresel sorunları yarı stand up yarı nasihat ile harmanlayarak bir sahne gösterisine dönüştüren ‘kiÅŸisel geliÅŸim uzmanı (!)' olduÄŸunu anladım. Aslında ÅŸaşırtıcı deÄŸildi. Benzer iÅŸi yapan onlarca kiÅŸi vardı. Sorun onların varlığından ziyade, meselelerimizin ait oldukları kaynaktan uzaklaÅŸtırılıp kitlesel bir rehabilitasyon ile sahne gösterisinden medet umuluyor olunmasıydı.
Sistemik sorunlarımıza karşı ‘biyografik çözüm' önerileri ile karşımıza çıkan kiÅŸisel geliÅŸimciler, yeni ruhban sınıfını oluÅŸturmaya aday gibi görünüyorlar. Oysaki nasıl yaÅŸanılacağının bilgisi sahne gösterileri ile aktarılamaz. Kaldı ki nasıl yaÅŸamamız gerektiÄŸinin bir bilgisinin olup olmadığı da son derece tartışmalıdır. Tecrübelerimizi anlatıya dönüştürebiliriz; ama o kadar. Hiçbir tecrübe aktarılabilir deÄŸil maalesef.
EÄŸitime ve kültüre dair sıkıntıları, bir kiÅŸisel geliÅŸim meselesine indirgeyip bir tarafı ile küresel bir tarafı ile bize özgü yapısal nedenleri görünmez kıldığımızda, sorunlarımızı ‘sihirli bir dokunuÅŸla' çözüm reçeteleri ile takas edebileceÄŸimizi düşünüyoruz. Neticede böyle bir talebi karşılıksız bırakmayacak bir sektör, yoksa bile oluÅŸmakta gecikmiyor.
Batı toplumlarında da modadan ev dekorasyonuna, giyimden yemeÄŸe, eÄŸitimden saÄŸlığa, aile saadetinden ruhsal uyuma kadar bir dizi baÅŸlıkta, pratik çözümleri (!) ile  ‘yaÅŸam guruları' epey bir zamandır arz-ı endam ediyorlar. Dikkat edilirse bu cangılda medyatik din adamlarının da bir kiÅŸisel geliÅŸimci haline dönüştükleri görülecektir. Bu piyasanın –tam olarak doÄŸru ifade bu: piyasa-, talepkâr kitlelere nerede, ne zaman, ne yapmalı türünden telkin ve önerileri her zaman için var. Olmayan ise kaynağı bireysel olmayan sorunlara bireysel çözümler getirilebileceÄŸine dair inançlarının temelindeki gerçeklik payı.  
Yaşadığımız dünyada kendisini en rahat hissedenler, teknik ilerlemenin insanlığın en büyük başarısı olduğuna sarsılmaz biçimde inanan, karşılaşılan her sorunun teknik bir çözümünün mutlaka bulunduğu/bulunacağı ön kabulüyle yaşayanlardır. Yaşam guruları kitlelerin çaresizliğinden istifade ettikleri kadar bu tür modern hurafelere de çok şey borçlular.
Salahiyetin teknolojide arandığı, kültürün onun boyunduruğuna girdiği, neredeyse sayılamayan, ölçülemeyen hiçbir şeyin bir değer olarak kabul görmediği bir vasatta sosyal düzenin kendisini kalıcı ve sürekli kılacak her türlü direnç noktası her geçen gün güçten düşer. Görülmekte, deneyimlenmekte olunan da tam olarak bu zaten!
Kitle iletiÅŸim araçları ve internet baÅŸta olmak üzere etrafa saçılan enformasyonu gerekli/gereksiz, faydalı/zararlı, iyi/kötü ayrımına tabi tutarak, istenileni alıkoyup istenilmeyeni kapıdan geri çevirme imkânı herkesin elinin altında bulunabilseydi keÅŸke. Ne var ki enformasyonu ‘patlayan bir bomba' ile anlatan metaforun da ima ettiÄŸi ÅŸey, onun etkilerine günümüzde yalnızca maruz kalınacağıdır. Sosyal düzeni, gelenekleri, davranış kalıplarını, dil ve kültürü kökünden sarsan bu durum, toplumun bağışıklık sistemine ve savunma mekanizmalarına etkili darbeler indirerek onu çökerten bir sonuçlar listesini karşımıza çıkartıyor.
Kültürler mevcudiyetlerini, püskürtülen enformasyonu çer çöp ayırmadan obez bir iştahla vakumlamalarına değil arzu etmediklerini dışta tutabilme kabiliyetlerine borçludurlar.
Günümüzde ise kısa devre yapan nokta budur!
Kültürleri kendilerini muhafaza ederek aktarma kabiliyetinden mahrum bırakan süreç, teknoloji üzerinden viral bir etki yapmakta, ‘kontrol' ise imkânsız bir ödev haline gelmektedir. Kontrolün kendilerinde olmadığını tecrübe eden anne - babalar, küçük sosyal gruplar, dini cemaatler hatta bizzat devlet; elden çıkanı kaçırmamanın sihirli çözümüne odaklanmış vaziyetteler.
Günümüzde kısa devre yapan çözümlerin hepsi de işte bize satılan bu sihirli çözümlerdir

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.