Güncel
Şeytan işi bir hile ve adaletin tecellisi-Kemal Öztürk
Follow @dusuncemektebi2
Prof. Dr. Yüksel Öztürk, Gazi Üniversitesi Turizm Fakültesi'nde öğretim üyesi ve kendi halinde bir hocaydı. Çocuklarıyla beraber 2013'de hacca gitti. Hac emanet hesabına yatırdığı paradan bir miktarı arttı. Diyanet Vakfı aracılığı ile (1500 dolar) parasının, yıllar önce açtırdığı Bank Asya'daki, vadesiz hesabına havale edilmesini istedi. 6 Kasım 2013'te para o hesaba yatırıldı. FETÖ'nün gerçek yüzü ortaya çıkınca, her duyarlı vatandaş gibi Prof. Öztürk de, 14 Nisan 2014'de, Bank Asya'dan parasını çekti ve hesabını kapattı. O günden sonra hayatını aynı sakinlikte ve sadelikte sürdürmeye devam etti.
GÖREVDEN İHRAÇ ETTİREN ESRARENGİZ BANKA HESABI
9 Åžubat 2017'de, Gazi Ãœniversitesi, Prof. Yüksel Öztürk'e, açığa alındığını belirten bir yazı tebliÄŸ etti. Gerekçe, Bank Asya'da bulunan hesabıydı. Ä°ddiaya göre Öztürk, FETÖ'nün, “varınızı, yoÄŸunuzu satın, Bank Asya'yı kurtarın” çaÄŸrısından sonra, vadeli bir katılım hesabı açmıştı ve 1500 dolar yatırmıştı.
Ancak Prof. Öztürk böyle bir hesabının olmadığını söyledi. Fakat üniversitenin elinde bulunan, TC kimlik numarasının olduğu belgeyi görünce o da şok oldu.
'Burada bir usulsüzlük var' diyerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Sonuç alamadı.
Bununla kalmadı, TMSF'ye devredilen Bank Asya yetkililerine yazı yazarak, bu hesabın açılmasına neden olan kendi imzaladığı dilekçeyi ya da talimatı görmek istediğini söyledi. Uzun uğraşlardan sonra, banka yetkilileri böyle bir talimat yazısının arşivlerinde bulunamadığını ilettiler.
Öztürk, böyle bir talimat yoksa, nasıl hesap açıldığını, resmi bir yazıyla kendisine izah edilmesini istedi.
ŞEYTANIN AKLINA GELMEYEN YÖNTEM ORTAYA ÇIKIYOR
Bank Asya 9 Mart 2017'de, Prof. Öztürk'e gönderdiği resmi yazıda şöyle dedi:
“6 Kasım 2013 tarihinde, Diyanet Vakfı üzerinden, vadesiz hesabınıza gönderilen 1500 dolar ile 27 Ocak 2014 tarihinde, vadeli katılım hesabı açılmış olup, ilgili vadeli hesabın açılmasıyla ilgili talimatınız bankamız arÅŸivinde bulunmamıştır. Ä°lgili bakiyenin ÅŸube personelimiz inisiyatifinde, talebiniz olmadan, vadeli hesaba alınmış olabileceÄŸi düşünülmektedir. Ä°ÅŸbu yazı talebiniz üzerinde düzenlenmiÅŸtir. Asya Katılım Bankası A.Åž.”
Olay şeytanın da aklına gelmeyecek bir şeydi. FETÖ'cü banka personeli, başka hesapta bekleyen bu parayı kar-zarar ortaklığı olan, vadeli hesap açarak buraya aktarmış, bankaya sanki yeni hesap açılmış, yeni mevduat girmiş gibi gösterip, güç gösterisi yapmaya çalışmıştı.
İHRAÇ SÜRECİ DURDURULUYOR
Prof. Öztürk, bu yazıyı alarak YÖK ve üniversitesine başvurdu hemen. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. İbrahim Uslan, belgeyi ikan edici buldu. YÖK başkanlığına bir yazı yazarak, ortaya çıkan yeni belgenin durumu tamamen değiştirdiğini, Öztürk'ün suçsuz olduğunu ve ihraç sürecinin durdurulması gerektiğini yazdı. Durum YÖK Başkanı Prof. Yekta Saraç'a kadar intikal etti. Saraç da Öztürk'ün suçsuz olduğuna ikana oldu ve ihraç süreci durduruldu.
Prof. Yüksel Öztürk bu sayede, FETÖ üyesi olmaktan ve çok sevdiği mesleğinden ihraç edilmekten son anda kurtuldu. Şimdi Gazi Üniversitesi Soruşturma Komisyonu'nun toplanmasını ve görevine başlatılmasını bekliyor.
GÖREVE İADE EDİLENLER VE ADALETİN TECELLİSİ
Prof. Yüksel Öztürk'ün itibarını kurtaran ve ona savunma hakkı vererek, suçsuzluğunu ortaya çıkartan idareciler, takdire şayan bir tutum sergilediler. Zira bir insanın suçsuz yere, FETÖ'cü damgasını yemesi kadar, onur kırıcı bir leke olamaz.
İnsanın ekmek parası, rızkı başka bir konudur ve Allah bir şekilde bunu verir. Ancak bir insanın suçsuz yere FETÖ'cü damgası yemesi, alınlarına sürülmüş bir kara lekedir ki, bununla ömür boyu yaşanması mümkün değildir.
Hatırlarsınız bu konuda bir yazı yazmış ve alınlarına kara leke sürülenlerin hikayesini anlatmıştım (24 Ocak 2017). Orada bahsettiğim üç kişiden biri olan, Washington Büyükelçiliği Basın Ataşesi Fatih Öke, önceki gün, bir kararnameyle görevine iade edildi. Onunla beraber 415 kişi daha görevine iade edildi.
Fatih'i aradım. Evinde bayram vardı. O kara leke silinmişti alnından. Ailesinin onuru, kendisinin şerefi kurtulmuştu. Eminim diğer 415 kişinin de evinde bayram yaşanmıştır.
Yüksel Öztürk, Fatih Öke ya da diğer 415 kişinin işlerine iadesi, bir adalet mekanizmasının çalıştığını gösteriyor. Bu çok umut verici bir şeydir. Evet geç işliyor ama yine de işleyen bir mekanizmanın varlığı, inanın, masum olanların devletine düşman olmasını engelliyor. Bu da çok önemli bir şeydir.
Umuyorum ve dua ediyorum ki, FETÖ laneti yüzünden mağdur olan ve gerçekten haksızlığa uğrayan herkes, en kısa zamanda görevlerine iade edilir ve alınlarındaki kara leke silinir.
Henüz yorum yapılmamış.