Sosyal Medya

Güncel

AK Parti'den anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine 44 soruyla cevap

AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül, hazırladığı "Kararımız Evet Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Sorular ve Cevaplar" kitapçığıyla anayasa değişikliğine ilişkin merak edilen soruları cevapladı



AK Parti adına MHP ile yapılan anayasa görüşmelerini yürüten partinin Genel Sekreteri Abdulhamit Gül'ün hazırladığı "Kararımız Evet CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi Sorular ve Cevaplar" kitapçığında anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine iliÅŸkin merak edilen 44 soruyacevap veriliyor.

Kitapçıkta ilk olarak "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kuvvetler ayrılığını ortadan mı kaldırıyor?" sorusu cevaplanıyor. Cevapta, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirinden net bir şekilde ayrıldığı vurgulandı.

Meclisin yasa yapacağının, cumhurbaşkanının kanunlara ve kararnamelere uygun yürütme yapacağının, yargının adaletle ve yargısal denetimle uğraşacağının ifade edildiği cevapta, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Her kuvvet kendi işini yapacaktır. Bütün kuvvetlerin işi millete hizmet olacaktır. Hükümeti de Meclisi de millet seçim akşamı kuracaktır. Mevcut sistemde hükümet meclisin içinden çıkıyor, ancak yasalaşan metinlerin neredeyse tamamı hükümet tasarısı olarak geliyor. Yani güçler birbirinin işine karışıyor, güçler birleşiyor. Mevcut sistemdeki hükümetin kontrolünde yasama uygulamasına son verilecek. Yasamanın kanun yapma yetkisi yürütmeye devredilmeyecek, yürütme devlet işlerini icra edecek, yargı bağımsız ve tarafsız olarak fonksiyonunu icra edecektir. Diğer yandan yargı birliği sağlanacak, Yargı bağımsız ve tarafsız olarak görevini yapacaktır. Yeni düzenlemeyle güçler tamamen birbirinden ayrı olarak kendi görevlerini yapacaktır."

"MECLİS GÜÇLENİYOR"

Kitapçıkta dikkat çeken bir başka soru ise "Meclis bypass mı ediliyor, Meclis feshediliyor iddiaları var, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, denge denetim açısından neler söylersiniz?" sorusu oldu. Soruya verilen cevapta, "Meclis devre dışı bırakılıyor" iddiasının "koca bir yalan olduğu" bildirildi.

Cevapta, Meclisin güçlendiği, cumhurbaşkanının kanun teklif edemediği ve kanun teklif etme yetkisinin milletvekillerinin, kanun koyma ve kaldırma yetkisinin de Meclisin olduğu belirtilerek, "Diğer konu, 'Meclis feshediliyor' yalanı. Anayasada Mevcut 116. maddeye göre Cumhurbaşkanı, 45 gün içinde hükümet kurulamazsa Meclisi feshediyor. Biz bunu değiştiriyoruz. Bir siyasi kriz çıkması halinde seçimlerin birlikte yenilenmesine Meclis de karar veriyor, Cumhurbaşkanı da. Önerilen sistemde seçimlerin yenilenmesi iki taraflı işleyen bir uygulamadır. Hangi kuvvet yenilenme kararı alırsa, kendi seçimlerini de yenilemiş olacaktır. Bu düzenleme Meclisin işlevsiz hale getirilmesi değildir. Yürütme aksarsa Meclis devreye girerek milli iradeye başvurabiliyor. Parlamenter hükümet sisteminde belli durumlarda Cumhurbaşkanı, Meclisi feshediyor. Biz her ikisini de çözen bir model öneriyoruz. Yürütme aksarsa Meclis, Meclis aksarsa Cumhurbaşkanı tekrar halk iradesine başvurabilecektir. Önerdiğimiz sistemde millet hakemliği esastır." denildi.

"BÄ°R ÅžEY DENÄ°LECEKSE MÄ°LLET HÃœKÃœMETÄ° DENÄ°LEBÄ°LÄ°R"

"Saltanat mı geliyor? Tek adam, diktatörlük tartışmaları yapılıyor? Ne diyorsunuz?" sorusuna verilen cevapta, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, parlamenter hükümet sistemi gibi demokratik bir hükümet modeli olduğu ifade edildi.

"Milletin iradesiyle seçilen kişiye sultan denmez, yönetim şekli de saltanat olamaz." denilen cevapta, şu görüşlere yer verildi:

"Millet kimi isterse onu seçer. Bir kere önerdiğimiz sistemde Cumhurbaşkanı en az 50+1 ile seçiliyor, milletin doğrudan oylarıyla seçiliyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Cumhurbaşkanı halka karşı doğrudan sorumludur. Dolayısıyla 80 milyon, yürütmenin başıdır. Bir şey denilecekse Millet Hükümeti denilebilir. Diktatörlükte böyle bir sınır yoktur. Diktatörler kuvvetleri yetene kadar iktidarda kalır, diktatörlük halka dayanmaz. Cumhurbaşkanının meşruiyeti halk iradesine dayanır; diktatörün meşruiyeti zorbalığa, zulme veya askeri vb. vesayete dayanır. Görev süresi de beş yıldır. Bir kişi iki defa seçilebiliyor. Süresiz bir görevde kalma söz konusu değildir."

"REJÄ°M CUMHURÄ°YETTÄ°R; SÄ°STEM DEMOKRASÄ°DÄ°R"

Kitapçıkta, "Yapılan deÄŸiÅŸiklik rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi midir?" sorusu da cevaplanıyor. Cevapta, önerilenin hükümet sistemi olduÄŸu, rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi olmadığı bildirildi. Devletin adının Türkiye Cumhuriyeti, baÅŸkentinin Ankara, dilinin Türkçe, bayrağının beyaz ay yıldızlı al bayrak, milli marşının Ä°stiklal Marşı olduÄŸunun anımsatıldığı cevapta, "Rejim Cumhuriyet olup, bu tartışma 1923’de bitmiÅŸtir. Anayasa Reform Paketinde hükümet sistemi deÄŸiÅŸmiÅŸ ve yürütmede çift baÅŸlılık ortadan kaldırılmıştır. Anayasa'nın ilk 4 maddesi deÄŸiÅŸmemektedir. Dolayısıyla rejim tartışmaları 1923 yılında bitmiÅŸtir. Rejim Cumhuriyettir, sistem demokrasidir. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir." denildi.

"SÄ°YASETTE KUTUPLAÅžMA AZALIR, MÄ°LLÄ° BÄ°RLÄ°K ARTAR"

"CumhurbaÅŸkanlığı hükümet sistemi ülkeyi böler mi?" sorusunun cevaplandığı kitapçıkta, aksine cumhurbaÅŸkanlığı hükümet sisteminin birleÅŸtirici bir iÅŸlevi olduÄŸu Türkiye'nin varoluÅŸunda üniter yapının ve temelinde Misakımillinin olduÄŸu vurgulandı. CumhurbaÅŸkanlığı hükümet sisteminin doÄŸasında bir uzlaÅŸmanın olduÄŸu ve partilerin iki kuvvet için yarışacaklarının hatırlatıldığı cevapta, "Yasamada çoÄŸunluk almak için çalışacaklar ve baÅŸkanlığı kazanmak için çalışacaklardır. Aldıkları oy nispetinde Mecliste temsil olabilirler ancak baÅŸkanlığı kazanabilmek için en az yüzde 50+1’lik bir oya ihtiyaç bulunmaktadır. Bu durum bölünmeyi deÄŸil, birleÅŸmeyi zorunlu kılar, fikirler ve partiler arası uzlaÅŸma/birleÅŸmeyi zorunlu kılar. Dolayısı ile siyasette kutuplaÅŸma azalır, milli birlik artar." deÄŸerlendirmesi yapıldı.

Kitapçıkta bir başka dikkat çeken soru ise "Recep Tayyip Erdoğan sonrası ne olacak?" sorusu oldu. Soruya verilen cevapta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın karizmatik liderliğinin bugünkü sistemin açıklarını kapatarak, Türkiye'nin yaşadığı zor zamanlarda liderliğinin toparlayıcılığı ve kapsayıcılığının Türkiye'nin önünü açtığı ve 15 Temmuz'da da böyle olduğu vurgulandı.

Potansiyel olarak yürütme zafiyeti oluşturan parlamenter hükümet sisteminde güçlü ve karizmatik liderlerin işlevinin, siyasi partisi aracılığıyla yürütmede tek başına hükümet kurulmasını temin etmesi, sosyal ve siyasal kesimleri bir amaç etrafında birleştirebilmesi olduğunun kaydedildiği cevapta, bu durumun Türkiye'de Cumhuriyetin kuruluş yılları dışarıda tutulursa, Adnan Menderes'in, Turgut Özal'ın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yaşanabildiği, yürütmedeki istikrarın istisna olduğu bildirildi.

"MÄ°LLETÄ°N FERASETÄ°NE, ANADOLU Ä°RFANINA GÃœVENÄ°YORUZ"

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise sistemin kendisinin kişiden bağımsız olarak istikrar üretmekte olduğu, siyasi istikrarın istisna değil, sürekli olduğunun belirtildiği cevapta, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Önerilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, sistemin kendisi çoğunluğun iradesine dayanmaktadır. Bir kişinin liderliğinde bir partinin böyle bir çoğunluğu elde edebilmesi üzerine kurulmuyor, bizatihi yürütmenin oluşabilme şartı seçimlerde milli iradenin yüzde 50+1 oranına dayandırılıyor. Demokrasilerde 'çoğunluk yanlış üzerine birleşmez' ilkesine göre düşünüldüğünde Cumhurbaşkanı olarak seçilecek kişinin karizmatik lider olması sisteme sadece ek katkı sunacaktır. Önerilen hükümet sistemi siyasi kişiden bağımsız olarak, onun kimliğinden bağımsız olarak birinci turda veya ikinci turda bu çoğunluğun millet tarafından bulunması kuralını getirmiş olmasıdır.

Biz milletin ferasetine, Anadolu irfanına güveniyoruz. Demokraside, Cumhuriyette baÅŸka yol yok. ÖnerdiÄŸimiz teklifin özü de ÅŸu; 'Bu ülkede artık millet iradesinin dışında bütün iktidar yolları, vesayet yolları kapanacak.' Kim nerede yer almak istiyorsa, ister Mecliste, ister yürütmede kararı millet verecek, çünkü CumhurbaÅŸkanı doÄŸrudan halk tarafından seçiliyor, Meclis doÄŸrudan halk tarafından seçiliyor, eÅŸittir millet iradesi, eÅŸittir demokrasi, eÅŸittir Cumhuriyet. Millet ne diyorsa o olacak. BaÅŸbakanımız sayın Binali Yıldırım’ın deyimi ile CumhurbaÅŸkanlığı sistemi 'ErdoÄŸan için deÄŸil, her doÄŸan için' önerilmiÅŸ bir sistemdir."

Kitapçıkta, Meclisle ilgili bir soruya verilen cevapta TBMM'nin "Gazi Meclis" olduğu hatırlatılarak, "Hiçbir şekilde Meclisin kapanması söz konusu değildir. Anamuhalefet partisi liderinin 'Meclis kapatılıyor, kapısına kilit vuruluyor' iddiası kocaman bir yalandır." denildi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.