Sosyal Medya

Kürsü

Aliya ve İslâmî Yeniden Dirilişimiz-Abdullah Yıldız

Müslümanların yeniden dirilişinin nasıl gerçekleşeceğini dert edinen her duyarlı Müslüman öncünün, düşünce ve eylem boyutuyla çok iyi tanıyıp okuması gereken şahsiyetlerin başında hiç kuşkusuz Aliya İzzetbegoviç gelir. Onu, kendisiyle yapılan bazı röportajlar üzerinden (Kaynak: Aliya İzzetbegoviç, Geleceği Yenilemek, Pınar Yayınları, 2017) tanımaya ne dersiniz?



Aliya Ä°zzetbegoviç (1925-2003); Bosna-Hersek’in Bosanski Samac ilinde doÄŸar. Babaannesi Ãœsküdarlı bir Türk kızıdır. Ä°ki yaşında iken ailesi ile birlikte Saraybosna’ya taşınır. Hukuk eÄŸitimi alır, avukatlık yapar. Genç yaÅŸlarından itibaren Ä°slâmî çalışmalara ve Müslümanların sorunlarına ilgi duyar.
 
1941’de Mladi Muslimani (Genç Müslümanlar) TeÅŸkilatı’nın kurucuları içinde yer alır. TeÅŸkilatın hareket programı; ‘o günün problemleri hakkında çözümleri, Ä°slâm’a bakış tarzını, Müslüman gençliÄŸin teÅŸkilatlanmasının gerekliliÄŸini, Müslüman halkın geliÅŸiminin ve yenilenmesinin ancak Ä°slâm ile olabileceÄŸini ve bunun içinde anahtar rolünü gençlerin oluÅŸturacağını’ içermektedir. 
 
Aliya Metiljeviç’in Gerçeklerin Işığında Ä°slâm, Nuri Hadziç’in Muhammed ve Kur’ân, Esad Bey’in Allah Yücedir kitapları ve Salip ile Hilâlin Savaşı gibi eserler ilk okuyup etkilendikleri arasındadır…
 
Sonraki yıllarda Hasan el-Benna, Seyyid Kutub ve Mevdudi gibi çaÄŸdaÅŸ Müslüman düşünürleri çok dikkatle okur. Onların ortak yönlerini; “Ä°slâm’ın, insanların siyasi hayata katılmaları için gereken çözümleri içerdiÄŸi ve bu dünyada yaÅŸama tarzının reçetesini dolaysız ÅŸekilde veren bir din, bir öğreti olduÄŸu görüşünü paylaÅŸmaları”, kısaca “din ve siyaseti bir çatı altında görmeleri” olarak belirler…
 
Aliya Ä°zzetbegoviç’e göre; Müslümanlar kendi toplumsal ve siyasal yaÅŸamlarına Kur’ân’dan çözüm yolları aramalıdırlar. 1970’de kaleme aldığı Ä°slâm Deklarasyonu’nda; Ä°slâm dünyasının ÅŸu üç meseleyi çözerek kurtulacağını vurgular: “Ä°slâm’a dönüş, kültürel canlanmaveMüslümanların birliÄŸi”. Bunun için de, ‘Müslümanlar arasında çoÄŸu yabancıların tahrikleriyle süren çatışmaların mutlaka aşılması gerektiÄŸini’ söyler; zira bu sadece Müslümanlara zarar, düşmanlara ise yarar saÄŸlamaktadır.
 
Ä°slâmî çalışmaları sebebiyle yıllarca hapis yatan Aliya, hapishanede yaklaşık elli bin sayfa kitap okur, notlar tutar. Bu notlar daha sonra “Özgürlüğe Kaçışım” baÅŸlığı altında kitap olarak yayımlanır. 1946’da yazmaya baÅŸladığı “DoÄŸu-Batı Arasında Ä°slâm” adlı tefekkür yüklü eseri, siyasi baskılardan dolayı ancak 1984’te basılabilir ve daha sonra onlarca dile çevrilir.
 
Genç Müslümanlar hareketini birlikte kurdukları dava arkadaÅŸlarının çoÄŸu 1946-1949 yıllarında tutuklanır, teÅŸkilat tamamen dağıtılırsa da, Müslüman BoÅŸnakların gönüllerinde derin izler bırakır. 1990’da Yugoslavya’nın dağılması üzerine, Mladi Muslimani üyelerinin hayatta kalanları, aynı fikirler çerçevesinde Demokratik Eylem Partisi’ni (SDA) kurarlar. Tarihin tanık olduÄŸu en zor ÅŸartlarda geliÅŸen ÅŸanlı BoÅŸnak direniÅŸini, iÅŸte Aliya liderliÄŸindeki bu hareket yürütür ve yüz binlerce Müslümanın eÅŸi görülmemiÅŸ bir vahÅŸetle katledilmesine raÄŸmen direniÅŸ, zafer ve Ä°slâmî diriliÅŸle taçlanır.
 
Aliya’nın özellikle günümüz ÅŸartlarında dikkate alınması gereken iki tespitini paylaÅŸmalıyım:
 
Ona göre, Ä°slâmî yeniden diriliÅŸin gerçekleÅŸmesi için Müslüman halka yön göstermede önderlik rolünü üstlenecek olanlar; “resmi ideoloji ile iÅŸbirliÄŸi içinde olan” ve “Ä°slâm sayesinde yaÅŸayan” din adamları sınıfı deÄŸil, “Ä°slâm için yaÅŸayan” duyarlı din gönüllüleri olacaktır (s. 52).
 
PaylaÅŸmak istediÄŸim ikinci tespiti ise; Bosna-Hersek’te Sırp katillerin Müslüman BoÅŸnaklara karşı baÅŸlattığı vahÅŸi katliam karşısındaki Batı ihanetine can yakıcı tecrübelerle tanıklık eden ve bizim ÅŸu günler Batılı devletlerle yaÅŸadığımız sorunlara ışık tutacak nitelikteki ironik ve dramatik sözleridir: 
 
“Batı, Bosna-Hersek’e en âlâ müdahalede bulundu ve dünya bunu bilmek zorundadır! Batı buraya geldi, bizim elimizi kolumuzu baÄŸladı ve çekip gitti… Batı’nın müdahalesi askeri ambargo koymak oldu… Batı hem bizi korumuyor ve hem de kendi kendimizi savunmamızı yasaklıyor… Bunlar Sırplara, iÅŸlerine (katliama) devam etmeleri mesajını vermiÅŸtir.” (s. 96-97)
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.