Güncel
Kemalist Rejim Tarihinde Siyasi Cinayetler ve Ali Şükrü Bey
Follow @dusuncemektebi2
Cumhuriyet tarihinde siyasi cinayetler kabarık bir dosya teşkil etmektedir. 93 yıl önce bugün öldürülen Ali Şükrü Bey'de bu dosyada incelenmesi gereken önemli isimlerden birisi.
Ali Şükrü Bey Kimdir:
"1844 yılında Trabzon Vakfıkebir’e baÄŸlı Åžarlı mevkiinde doÄŸan Ali Şükrü Bey, babası kıdemli Yüzbaşı Hafız Ahmet Kaptan gibi deniz subayıdır. Osmanlı donanmasını güçlendirmek için kurulan Donanma Cemiyetinde faaliyetler yürüten Ali Şükrü Bey eÄŸitimini Liverpool’da tamamlamış ve Milli Mücadeleye destek vermiÅŸtir.
27 Mart 1923 yılında Çankaya Muhafız Alay Komutanı Topal Osman ve adamları tarafından Mustafa Kemal’e muhalefeti dolayısıyla öldürülen Ali Şükrü Bey Trabzon Mebusu olup Birinci Meclis'te muhalefeti temsil eden Ä°kinci Grup'ta yer almaktaydı. Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin Misakı Milli’yi ilan edip dağılmasının ardından Ankara’da kurulan Birinci Mecliste Ä°kinci Grup'ta öne çıkmaktaydı. Başını Mustafa Kemal'in çektiÄŸi Birinci Grup laik, batıcı ve Türkçü bir Cumhuriyet’in kurulması düşüncesini savunmaktaydı. Ali Şükrü Bey, Mehmet Akif, Hüseyin Avni UlaÅŸ, Elmalılı Hamdi Yazır gibi önemli ÅŸahsiyetlerin içinde yer aldığı Ä°kinci Grup ise hilafetin ilgasına karşı çıkıp milletin hissiyat ve fikriyatına saygılı bir düzenin kurulması gerektiÄŸini savunuyorlardı.
Düşüncelerini kurucusu ve başyazarı olduğu dönemin iki gazetesinden biri olan Tan Gazetesi aracılığı ile ifade eden ve İslami hassasiyetleri ile bilinen Ali Şükrü Bey resmi tarihin görmezden geldiği siyasi bir cinayetin kurbanı olmuştur."
Kenan Alpay sitemize Ali Şükrü Bey cinayetini değerlendirdi:
"Ali Şükrü Bey mümin ve muvahhid biri olarak kendi döneminde Allah için şahitlikte bulunmuş, zulme karşı mücadele etmiş bir insandır. Bu mücadelesini sadece sözlü olarak değil aynı zamanda fiili olarak ortaya koymuştur. Gerektiğinde maddi yardımdan, güzel söz söylemekten ve en önemlisi de bu davada canını feda etmekten imtina etmemiş cesur, gerçekten aktif ve dönemi içerisinde önemli bir şahsiyettir."
"Ali Şükrü Bey kendi dönemi içerisinde Müslümanların sorunlarına her yönüyle sahip çıkmıştır. Başına gelebilecek her türlü sıkıntıyı göze alarak mücadelesine devam etmiştir. Örnek olması açısından ise; Mustafa Kemal ve ekibinin Lozan anlaşması çerçevesinde kotarmak istedikleri hilafetin kaldırılması teklifleri karşısında ise aşılmaz ve yıkılmaz bir duvar olmuştur. Lozan antlaşmaları çerçevesinde Müslüman coğrafyanın gayrimüslim tebaanın eline geçmesi hususunda birtakım tavizkar görüşmelere set olmuş birisidir. Aynı dönemde Müslüman toplumun içerisinde yaygınlaştırılmak istenen içki ve kumar musibetlerine karşı bizzat Mecliste kanun önergeleri vermiş ve bu kanunların kabul edilmesi için canla başla çalışmış bir isimdir. Tüm bunları yaparken bu dönemde başyazılarını Mustafa Kemal'in yazdığı Hakimiyeti Milliye gazetesine muhalefet etmek üzere Tan Gazetesi çıkararak başyazarlığını yapmıştır.
Fakat Ali Şükrü Bey’in bu adaletli, merhametli, titiz ve müslümanca yaptığı faaliyetleri dönemin tek parti egemenliÄŸini kurmak isteyen, tek adama dayalı Laik, Kemalist ve Türkçü bir sistem kurmak isteyen ‘Ulu Åžef’i tarafından cezalandırılmak istenmiÅŸtir. Ve bizzat CumhurbaÅŸkanlığı Muhafız Alay Komutanı Topal Osman ve adamları tarafından çadır ipiyle boÄŸularak öldürülmüştür. Cenazesi beÅŸ günlük aramanın neticesinde köşke yakın bir tarlada ayakları dışarıda kalacak ÅŸekilde etrafı sineklenmiÅŸ vaziyette köylüler tarafından bulunarak ihbar edilmiÅŸtir. Cenazesi çıkarılan Ali Şükrü Bey’in avuçlarında boÄŸulması sırasında Topal Osman’ın evindeki hasır sandalyenin parçaları çıkmıştır.
İPLE BOĞULARAK ÖLDÜRÜLDÜ
Ali Şükrü Bey’in katilinin sadece Topal Osman olmadığını, kendisine emir verip yönlendiren ‘Ulu Åžef’ tarafından ifÅŸa olmaması için Topal Osman’ın da ÅŸaibeli bir operasyonla ortadan kaldırıldığını bilmekteyiz. Başı koparılan Topal Osman ayaklarından üç gün boyunca Meclis kapısına asılmıştır. Topal Osman bir halk kahramanı deÄŸildir. Ali Şükrü Bey’i Ä°slami hassasiyetinden dolayı tek adam diktatörlüğüne karşı çıktığı için hunharca katletmiÅŸtir. Ali Şükrü Bey’i öldürmekle Ä°slami hassasiyet sahibi insanları ve muhalefeti susturmak istemiÅŸlerdir. Bizler nasıl Ä°skilipli Atıf Hoca ‘ya yapılan zulme sessiz kalmamışsak Ali Şükrü Bey’e yapılan zulme de sessiz kalmayıp bunu bütün topluma ulaÅŸtırmak ve haklı mücadelesini sahiplenmek zorundayız.
Bu cinayeti Hrant Dink cinayetine benzeterek “Nasıl ki Hırant Dink, kökleri Devlet içerisinde bulunan bir çete tarafından katledilmiÅŸse Ali Şükrü Bey de böyle bir cinayetin kurbanıdır. Ogün Samast gibi Topal Osman da sadece bir tetikçidir. Dink cinayetinin takipçileri olduÄŸu gibi Ali Şükrü Bey davasının da takipçileri olmalıdır. Ali Şükrü Bey herhangi birinin canına, malına, namusuna kastetmemiÅŸtir. Sadece Mustafa Kemal'in düşünce ve siyasetine muhalefet ettiÄŸi için ve bunu kamuoyuna mal etmek üzere açıkça dile getirdiÄŸi için hemÅŸerisi Topal Osman’a boÄŸdurulmuÅŸtur. Burada sadece Ali Şükrü Bey’in canına deÄŸil, temsil ettiÄŸi Ä°slami duygu, düşünce ve siyaset anlayışına kastedilmiÅŸtir. Ali Şükrü Bey’in öldürülmesiyle beraber Meclis'te bulunan muhalif ikinci grubun üzerinde bir korkutma-sindirme operasyonu fiilen baÅŸlatılmıştır. Ve bu cinayetle birlikte muhalif grup, en az yarı yarıya güç ve etkinlik kaybetmiÅŸtir
Türkiye toplumu öyle bir dezenformasyon operasyonuna tabi tutulmuştur ki siyasi cinayet denilince Menemen'de bir tertibe kurban giden asteğmen Mustafa Kubilay'dan başka diğer isimlerden tamamen habersiz bırakılmıştır. Kubilay meselesi devletin halka karşı yürürtüğü psikolojik harbin en önemli araçlarından birisidir. Her yıl ölüm yıldönümünde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, vali vs. laiklikla ilgili mesaj yayınlamak ve 'irtica' tehtidine karşı kararlılık sergilemek zorundadır.
Anma etkinlikleri ve hakkında yayınlanan kitap ve makaleler gerçekliği değil oluşturulmak istenen bir efsane olarak Kemalizmin aziz şehidi Kubilay sembolleştirmesini hedeflemektedir. Ali Şükrü Bey Meclis'teki kanun teklifleriyle, soru önergeleriyle, kurduğu dernek ve matbaayla, yayınladığı gazeteyle ve en önemlisi kurban gittiği siyasal cinayetle bizzat devlet tarafından karartmaya tabi tutulmaktadır. Peki Kubilay'ın kurduğu iki cümleden, yaptığı hayırlı bir hizmetten haberdar olan var mı? Elbette yok. Nasıl oluyorda kendisi hakkında neredeyse hiç bir bilgiye sahip olamadığımız bir kişi hakkında yüzlerce makale ve kitapla, her yıl tekrarlanan etkinliklerle haberdar kılınıyoruz.İşte efsane üretimi burada başlıyor.
Bizim, halkı kandırmak ve sindirmek üzere devlet imkanlarıyla üretilen psikolojik harp unsuru efsanelerle işimiz yok. Biz gerçek kişilerin hakikatin tecellisi yolunda yürüttükleri gerçek mücadelelerle ilgiliyiz. Mustafa Kemal'in Muhafız Alay Komutanı Topal Osman'ın kendi başına bu cinayeti işlemesi düşünülemez. Çünkü aralarında kişisel bir husumet değil aksine oturup sohpet edebilecekleri kadar dostlukları vardır. Bu cinayet esasen Topal Osman Ağa'nın değil ona emir ve talimat veren iradenin eseridir. Dersim katliamının, Menemen tertibinin, İsklipli Atıf Hoca gibi binlerce insanımızı katleden İstiklal Mahkemesi gerçekliğinin aydınlatılması gerekmektedir. Tarihi bütün gerçekliğiyle aydınlatmak bizim omuzlarımız üzerindedir. Tarihi gerçekleri resmi ideolojinin keyfi tasarruflarına terk edemeyiz..Tarihin asıl sahibi zalim statükonun temsilcileri değil adalet adına mücadele edenlerdir."
"Ali Şükrü Bey’in ÅŸahadetinin üzerinden 93 yıl geçmesine raÄŸmen bu cinayet hala aydınlatılmamıştır. DeÄŸiÅŸik zamanlarda TBMM'de Ali Şükrü Bey cinayetinin aydınlatılması için soru önergesi veren milletvekillerinin başına neler geldiÄŸini biliyoruz. Bunun bir risk olduÄŸunu biliyoruz ama bu riski göze alarak hem Trabzon’da hem de Türkiye’nin genelinde Ali Şükrü Bey meselesinin aydınlatılarak bunun topluma anlatılması için elimizden gelen gayreti sarf edeceÄŸiz."
HAKSÖZ-HABER
Henüz yorum yapılmamış.