Dünya
Hollanda'nın geleceği biz olacağız
Hollanda’daki seçimlerde Türkler arasında en yüksek oyu alan Tunahan Kuzu, parlamentoda İslam düşmanlığı ve ırkçılık konusunda önemli çalışmalara imza atmaya hazırlanıyor. Gençlerin de kendisinden ilham aldığını belirten Kuzu, “Hollanda’daki Türk gençleri artık haklarını daha iyi savunmak için siyasete girmek istiyor. Hollanda'nın geleceği biz olacağız”diyor.
Hollanda'da yapılan genel seçimlerde en yüksek oyu alan Türk milletvekili Tunahan Kuzu, geçtiÄŸimiz haftanın en çok konuÅŸulan isimlerinden biri oldu. Kuzu,arkadaşı Selçuk Öztürk ile 'Denk' yani Hollandaca 'Düşün' adını verdikleri siyasi partiyle parlamentoda 3 sandalye kazanarak önemli bir baÅŸarı elde etti. “Hollanda parlamentosunda Türkiye için tek başına saygı duruÅŸunda bulunan ve Ä°srail BaÅŸbakanı Netanyahu'nun uzattığı eli geri çeviren vekil" olarak tanıdığımız Kuzu, özellikle Ä°slam düşmanlığı ve ırkçıklık üzerinde önemli çalışmalar yürüteceklerini söylüyor. Türklerin ve azınlıkların desteklediÄŸi Denk Partisi'yle Hollanda'da yaÅŸayan Türk gençlerine ilham olduklarını belirten Kuzu, “Hollanda'daki Türk gençleri artık haklarını daha iyi savunmak için siyasete girmek istiyor. Hollanda nüfusuna bakacak olursak orada gelecek biz olacağız. Gençler bu konuda çok istekli" diyor.
Siyasete olan merakınız ilk nasıl başladı? Ailenizde de siyasetle ilgilenen herhangi bir kimse var mıydı?
Hayır. Ailemde siyasetle uğraşan herhangi bir kimse yoktu. Ailem 60'lı 70'li yıllarda dedem zamanında Hollanda'ya göçmüş. Ben de Hollanda'ya gittikten sonra ilkokul, ortaokul ve liseyi Rotterdam'da okudum. Üniversiteye başladığım yıllar olan 2000'li yıllarda burada sağ popülizm ve ırkçılığa dayalı politikalar baş gösterdi. Bir üniversite öğrencisi olarak siyasi partilerin ötekileştirici söylemlerini görünce siyasete olan ilgim başladı.
TÜRK GENÇLERİNİ TERÖRİST İLAN ETTİLER
Üniversite öğrencisiyken ne gibi çalışmalar yaptınız?
Erasmus Üniversitesi'nde Kamu Yönetimi bölümü okumuştum. Bütün siyasi partileri araştırdıktan sonra sesimizi duyurabileceğimi düşündüğüm Sosyal Demokrat Parti PvdA'ya üye oldum. Orada gençlik kollarında çalışarak 2008 yılına belediye meclis üyesi seçildim. 2012 yılına kadar bu görevime devam ettim. Ardından bu partiden milletvekili seçildim. 2014 yılında sosyal işlerden sorumlu olan bakan "Hollanda'da yaşayan Türk gençlerinin yüzde 80'i IŞİD sempatizanıdır" diyerek bir karalama kampanyası başlattı. Hollanda'daki İslami kuruluşların 5 yıl gözetim altında gözetim altında tutulmasına yönelik çalışma yürüttü. Buna benim ve diğer arkadaşımın da imza atmasını istediler. Ama biz imzalamadık ve partiden ayrılmak zorunda kaldık. Ardından kendi partimizi kurmaya karar verdik.
Peki kurarken ne tür sıkıntılar yaşadınız?
Birlikte istifa ettiğim arkadaşım Selçuk Öztürk ile 2015 yılında Denk Partisi'ni kurduk. Çok şükür ki bu seçimlerde tarihi bir başarı elde ettik. İlk zamanlarda farklı zorluklarla ve engellemelerle karşı karşıya kaldık. Buradaki seçimlerde partiye değil milletvekillerine oy verildiği için partiden istifa ettiğimiz halde parlamentoda kalmaya devam ettik. Çünkü o zamanlarda iyi bir oy almıştık. Eski partimiz tarafından eleştirilere maruz kaldık, istifa etmemizi istediler. Bizi aşırı İslamcı ilan ettiler ve o sıralar IŞİD gündemde olduğu için radikal parti söylemlerine maruz kaldık. Bunlar tutmayınca 'Türkiye'nin uzun kolu' diyen oldu. Dış ülkelerden direktif aldığımızı da iddia edenler oldu.
Böyle bir başarıyı bekliyor muydunuz?
Biz iki yıl boyunca önemli çalışmalar yaptık. Özellikle seçim öncesinde bize yapılan saldırılara rağmen hedeflerimiz vardı. O hedefe de ulaştık. Umudumuz her zaman vardı. Bekliyorduk. Hollanda ve Batı Avrupa tarihinde ilk kez yaşanan bu başarı oldukça önemli.
HOLLANDA'YI KAPI KAPI DOLAÅžTIK
İnsanların güvenini nasıl sağladınız? Seçim döneminde ne gibi çalışmalar yürüttünüz?
Biz sadece seçim döneminde çalışmadık. Biz sadece Hollanda parlamentosunda değil, vatandaşları ziyaret ederek, kapı kapı dolaşarak bu zaferi kazandık. Bu toplumun içinde yetişen biri olarak ben, Selçuk Öztürk ve Faslı arkadaşım Farid Azarkan toplumdaki sıkıntıları biliyorduk. İnsanlara da bu sıkıntıları ve çözüm önerilerimizi anlattık. Onlar da bizi destekledi. Ayrıca sosyal medyada da yaptığımız işleri paylaştık ve kitlemiz de oldukça büyüdü. Hollanda'ya ve diğer Batı'ya göç eden yabancılar, 50 yılı aşkın süredir bu ülkelerde yaşıyor. Artık durumumuz gurbetçilikten çıktı. Bizim bir anavatanımız olduğu gibi bir de babavatanımız var. Çalışmalarımızda bunu göstermeye çalıştık.
Seçim çalışmalarınızı yürütürken engellemelerle karşılaştınız mı?
Buradaki sağ popülist ve ırkçı partiler tarafından devamlı suçlamalarla karşı karşıya kaldık. İşçi ve sosyal demokrat partinin oylarını hüsrana uğrattığımız için onlar da bize tepki gösterdiler. Ama çıkan sonuç yani bu başarımız ırkçı Wilders'ı hüsrana uğrattı.
İSLAMOFOBİ VE IRKÇILIKLA MÜCADELE EDECEĞİZ
İslam düşmanlığı ve ırkçılık gerek Batı Avrupa'da gerekse Hollanda'da son zamanlarda daha da şiddetlendi. Bu konuda geçmişten bugüne neler değişti diyebiliriz?
Bu meselenin tarihçesine baktığımız zaman insanların iç güdüsünde bu duygu uzun zamandır var zaten. Özellikle 11 Eylül 2001 yılını bir dönemeç olarak görecek olursak burada yaşayan Müslümanlar toplumlarından devamlı hesap sordular. Amerika'da, Londra'da, Berlin'de, Paris'te bir saldırı olduğu zaman devamlı buradaki Müslümanlardan hep hesap vermeleri istendi. Ası soru şu olmalı: Müslüman deyince insanların aklına televizyondaki terör saldırıları mı geliyor ya da mahallesinde yaşayan manav, araba tamircisi ya da çocuğunu okula götüren bir anne mi? Biz bu soruyu sorduk. 2001'den 2017 yılına kadar maalesef ırkçı partiler burada hep kazandı. Sol partiler de oylarını arttırmak için aynı politikayı izledi.
Denk Partisi olarak parlamentoda hangi konularda çalışmalar yapmayı düşünüyorsunuz?
Özellikle İslam düşmanlığı, ırkçılık, ayrımcılık gibi konular üzerinde duracağız. Hollanda'nın 50 yıl sonra nasıl olması gerektiğini insanlara anlatacağız. Hollanda vatandaşı da olduğum için burada yaşayan 17 milyon insan için çalışacağız. Hollanda'da eğitim ve sağlık alanında ciddi sıkıntılar var. Burada yaşayan Türkler oldukça girişimci ama çoğu asgari ücret alıyor ve fakirlik sınırında. Bu konularda ciddi çalışmalar yürütmeyi düşünüyoruz.
Müslüman ve Türk olmayanlar da size destek verdi mi?
Azınlıkların problemlerini hissetmek isteyen Hollandalıların da oylarını aldık. Özellikle Faslı azınlıklarımız bizi destekledi.
TÃœRKLERDEN HESAP SORDULAR
Biz sizi Ankara Kızılay'da yaşanan terör saldırısı sonucu Hollanda Parlamentosu'nu saygı duruşuna çağırmanızla tanıdık. Ayrıca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşmamanız da Türk kamuoyunda epey ses getirdi. Dünya kamuoyunda ses getirecek benzer girişimleriniz devam edecek mi?
Evet... Ankara'daki terör saldırılarında Meclis başkanından saygı duruşu talebim reddedildi. İki dakikalık kürsü konuşmamın bir dakikasında saygı duruşunda bulunarak geçirdim. Çünkü Brüksel, Paris'te yaşanan saldırılarda o hasssasiyet gösteriliyordu. Netanyahu konusunda da ona el vermeyerek burada yaşayan birçok insanın duygusunu ona iletmiş olduk. Biz bir adaletsizlik gördüğümüzde bunu dile getireceğiz. Zalimin karşısında mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz.
Gençlere de ilham olacağınızı düşünüyor musunuz?
11 Eylül'den sonra özellikle buradaki gençler burada kendime yer edinmek için değerlerinden vazgeçmeleri gerektiğini düşünüyordu. Ama biz tepkimizi ortaya koyup sosyal demokrat partiden istifa edince kendi değerlerimizi savunup, kendimiz olabileceğimizi gençlere gösterdik. Bu konuda pek çok gence ilham olduk. Onlar da siyasete girerek şimdi kendi haklarını savunmak istiyor. Hollanda'nın nüfusuna bakacak olursak önümüzdeki yıllarda gelecek biz olacağız.Üniversite gençleri arasında yapılan anketlerde çok iyi neticeler elde ediyoruz. Gelecek biz de.
Geçtiğimiz günlerde bir Türk işletmecinin dış cephesinde Erdoğan posteri kamu düzenini ihlal etmesi gerekçesiyle polis tarafından indirildi. Önceden de bu tarz engellemeler var mıydı yoksa yaşadığımız diplomatik kriz nedeniyle mi bu tutum sergilendi?
Diplomatik krizle birlikte burada yaşayan Türkler olayın yaşandığı ertesi gün çok zor durumda kaldı. Herkes onları sorguladı ve hesap sordu. Kriz çerçevesinde belediye başkanıyla görüştüm ve vatandaşa karşı şiddet kullanmaması çağrısında bulunduk. Ama şiddet kullanıldı. Köpek tarafından ısırılan kardeşimizi de ziyaret ettik. Bu sıkıntıları parlamentoya taşıyıp hakkımızı arayacağız.
İbadetimizi yaparken güvende değiliz
Hollanda'da şu an Müslümanlar, ibadetlerini yaşama noktasında sıkıntı yaşıyor mu?
Artan İslam düşmanlığı neticesinde Hollanda'da geçtiğimiz 10 yıl içerisinde birçok cami ve mescit kundaklandı. Kapılarına domuz kelleleri koyuldu, bazı camilerin camları kırıldı, ateşe verildi, bir camimize molotof kokteyli atıldı. Bazı camilerde ibadet esnasında kapılar kilitlendi. Hollanda'da birçok Müslüman ibadetini yaparken kendini güvende hissetmiyor. Parti programımızda devletin yapması gereken en önemli meselelerden biri de ibadethanelerin güvenliğini sağlamak olacak.
Kaynak: Yeni Åžafak
Henüz yorum yapılmamış.