Dünya
'Frankfurt'a da İstanbul'a da aynı güvenlik tedbirini uygulayacaksın!'
Follow @dusuncemektebi2
Bakan Arslan, Türkiye'ye uygulnan kabin yasağına dair, 'Terörist Türkiye üzerinden uçarken zarar verebiliyor da Frankfurt üzerinden uçarken zarar vermeyeceğini kim garanti edebilir?' şeklinde açıklama yaptı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Capital ve Ekonomist dergileri tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde, küresel dünyada ve ticarette rekabetin önemli olduğunu söyledi.
Rekabeti yaparken nasıl daha iyi olabileceğinin hedeflenmesi, bu amaçla yol alınması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Yoksa 'Ben onun ayağına çelme takayım, arkasından bir tekme vurayım onu oradan düşüreyim. Görece olarak ben başarılı gözükeyim.' Bizim uygulamamız değil fakat dünya bunu uyguluyor. Dünya, 'Türkiye'den büyük firmalar çıktı, Türkiye'den global oyuncular çıktı. Biz bunlarla rekabet edemiyoruz artık. Onlardan daha iyi olmalıyız' demek yerine 'Onları nasıl baltalarız, engelleriz, çelme takarız?' Bunun peşinden koşuyor." diye konuştu.
'Dışarıdan, içeriden maşalar kullanmaya başladılar'
Arslan, Türkiye'nin engellenmeye çalışıldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki dostlarımızın bir kısmı Türkiye'nin bu başarılı gidişatını engellemek adına gerek dışarıdan gerek içeriden maşalar kullanmaya başladılar. En önemli maşalar da terör örgütleri. 'Terör örgütlerini Türkiye'nin başına bela edersek Türkiye'yi aşağı çekersek biz başarılı gözükürüz ya da pastamıza paydaş olan Türk firmalarını biz bu sektörden uzaklaştırmış oluruz.' Bu hedef doğrultusunda yürümeye başladılar ama bir şeyi unutmasınlar. Kullandığınız maşa hayra, insanlığın menfaatine değilse o maşa bir süre sonra ısınır ve sizin elinizi yakar. O yüzden terörle mücadelede de dünyanın neresinde olursa olsun topyekün mücadele etmeliyiz. Terörün türü, çeşidi nereden geldiği önemli değil. Terör her yerde terör."
'Bunun arkasında başka niyetler var'
Arslan, uçuşlarda elektronik cihazlara getirilen kısıtlamalara değinerek, şunları kaydetti:
"Havacılık sektöründe Atatürk Havalimanı'nın ve Türkiye'nin de dahil olduğu 8 tane havalimanı 10 farklı noktadan yeni bir uygulama getirildi. Saygı duyulur. Güvenlik tedbiri almalıyız. İnsanımızın hayatından yolculuk konforundan daha önemli olan güvenlik tedbiridir ama güvenlik tedbirini bir yerde alıp başka bir yerde almıyorsanız o zaman bu başka türlü okunur. 'Bunun arkasında başka niyetler var' denir. O niyetler de bu salondaki hazirunun amacına uygun olmaz."
'Haksız rekabet olmasın'
Arslan, rekabetin eşit ve adil şartlarla olması gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terör üreten herhangi bir bölgeden terörist Türkiye'ye gelen Türkiye üzerinden Amerika'ya İngiltere'ye gidiyor da aynı bölgeden başka bir ülkeden gelip Amerika'ya İngiltere'ye giden farklı mı davranıyor? Bizim söylediğimiz şu; güvenlik tedbirlerini sonuna kadar alalım ama 'Güvenlik tedbiri alıyoruz' adı altında başka niyetlerimiz ve haksız rekabet olmasın. Bakın dünya sivil havacılık otoritesinin koyduğu kurallar var. Emin olunuz ki Türkiye, havalimanlarında konulan kuralların üzerinde ilave emniyet güvenlik tedbirleri uyguluyor ve iki gündür de söylediğimiz şu; evet gelin bunun üzerinde uygulanabilecek olan güvenlik tedbirlerini de biz uygulamaya hazırız. Beraber uygulayalım ama sadece Türkiye'de uygulamayalım."
'Kimse garanti edemez'
Bu uygulamanın, sadece Türkiye için değil başka yerler için de geçerli olması gerektiğini belirten Arslan, "Orta Doğu'dan kalkan terörist Türkiye üzerinden uçarken Amerika'ya zarar verebiliyor da Frankfurt üzerinden uçarken zarar vermeyeceğini kim garanti edebilir? Kimse garanti edemez. Bunun yolu şu; Frankfurt'a da İstanbul'a da aynı güvenlik tedbirini uygulayacaksın. Kağıt üzerinde yapmayacaksın. Biz reel olarak yapıyoruz. Ekonominin ve ticaretin olmazsa olmazı bunların alt başlıkları olan sanayinin, endüstrinin ve sosyal refahın gelişmesinin olmazsa olmazı ulaştırma ve haberleşme sektörüdür. Ulaştırmanın her türüdür. Dolayısıyla bizim bir sloganımız var; Türkiye erişilebilen, ulaşılabilen bir ülke olmalıdır, bütün vatandaşları açısından. Bununla da yetinmiyoruz coğrafyamız açısından." değerlendirmesinde bulundu.
'Dünyaya hitap eden projeler yapmak istiyoruz, yapıyoruz'
Uzay teknolojisinde adımlar atılması gerektiğine değinen Arslan, şunları kaydetti:
"Yaptığımız son dönem çalışmalarla artık Türkiye'de bir uzay ajansının kurulması ve bugüne kadar yaptığımız uydularla ilgili uydu üretiminin bizzat Türkiye'de yapılabilmesi ve Türkiye'nin fırlatma kabiliyetine de sahip olabilmesi adına bu tip adımları attık. Türkiye'nin ulaştırma ana plan stratejisini yaparken insanımızın hayatını kolaylaştırmayı hedefledik. Ancak bulunduğumuz bölgedeki ticaret hacminden daha fazla pay alabilmek, bulunan pastadan pay alabilmek adına önemli ulaştırma koridorları, bunların tamamlayıcısı önemli projeleri yaptık. Bunlardan en önemlilerinden biri de İstanbul'da 3'üncü havalimanı yapıyoruz. Yıllık yolcu taşıma kapasitesi 200 milyon olacak. Yine denebilir ki 200 milyon yolcunun İstanbul'dan uçması mümkün değil. Türkiye insanı zaten 80 milyon. Hayır, biz dünyadan yeteri kadar pay alabilmek adına dünyaya hitap eden projeler yapmak istiyoruz, yapıyoruz, geliştiriyoruz."
Henüz yorum yapılmamış.