Mâbede saldırı savaş suçudur

Serdar Demirel

Ben düşünemiyorum. Ama farz edelim böylesi bir olay gerçekleÅŸti ve bir mâbede bombalar ölüm yaÄŸdırdı ve onlarca sivili katletti. Ne olurdu? KuÅŸkusuz dünya ayaÄŸa kalkardı, BM acil toplantıya çaÄŸrılırdı, ortak tavırlar alınır, bu barbarlığı kınama yarışına girerlerdi. Katliamı gerçekleÅŸtiren ülke hakkında yaptırım kararları alınırdı... 

Ancak günümüzde camiler vurulabiliyor, çirkin saldırılara maruz kalabiliyor ve fakat fâiller serbest gezebiliyor. Bunun böyle olduÄŸunu meselâ ABD’nin Afganistan’da, Pakistan’da, Yemen’de ve diÄŸer sözde bağımsız ve egemen ülkelerde yaptıklarından biliyoruz.. Meselâ Hollanda’da, Fransa’da, Almanya’da, Kanada’da ve diÄŸerlerinde camilere yapılan saldırılardan biliyoruz.. 

Son olayı biliyorsunuz. GeçtiÄŸimiz perÅŸembe günü ABD, Suriye’de Halep ile Ä°dlib kentleri sınırında yer alan Cina köyünde bir camiye hava saldırısı düzenledi. Halk yatsı namazı için toplanmıştı. Namaz kılanların çoÄŸunluÄŸunu ise TebliÄŸ Cemati mensupları oluÅŸturuyordu. 70’ten fazla kiÅŸiyi ÅŸehit etti, 100’den fazla kiÅŸiyi de yaraladı. Yaralananların bir kısmının durumu da ağır..

ABD’nin gerekçesi, camide toplananların “El Kaideciler” olması. Bir topluluÄŸu yargısız infaz etmek için, dokunulmazlığı olan camiye saldırmak için içindekilere El Kaide etiketi yapıştırmak yetiyor. Böylece sivilleri toplu katliama tabi tutabilir, bir mâbedi yerle bir edebilirsiniz, kimse de size bunun hesabını sormaz. BM lalu ebkem kesilir. Ä°slâm Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı acil toplanmaz, Arap BirliÄŸi gibi adı olan kendisinin ne iÅŸ yaptığı pek bilinmeyen bu birlik kulağının üzerine yatar.. 

Bunu bilen Suriye’nin Ä°dlib kentindeki ÅŸer’i heyetler, Ä°dlib kenti ve kırsalında cuma namazlarına ara verme kararı aldı. Çünkü can emniyeti hakiki tehdit altındadır.. 

Oysa uluslararası hukuka göre mâbedlerin dokunulmazlığı vardır. Mâbedleri içinde ibâdet eden insanlarla hedef almak savaÅŸ suçudur. Bunun sebebi de basittir. Mabetler zulme en uzak yerlerdir, öyle olmak zorundadır. Dolayısıyla savaÅŸ zamanlarında bile mâbedlerin dokunulmazlığı prensibi tarihte üzerinde ittifak edilmiÅŸ ahlâkî bir kuralıdır. 

Farklı din mensuplarının barış içinde beraber yaşayabilmesi için de mâbedlerin masuniyetinin sağlanması elzemdir. İslâm dininin savaş zamanlarında bile vazettiği bir prensiptir bu. Kadınları, çocukları, yaşlıları, savaşmayan insanları öldürmeyeceksin. Mâbedlere ve oralara sığınmış insanlara dokunmayacaksın...

Tarihin belli kırılma dönemlerinde mâbedler de saldırıların hedefi olabilmiÅŸtir. Lâkin bunu yapanlar barbar ve ilkesiz olarak görülmüştür. Bugün gelinen aÅŸamada ise maalesef Ä°slâm’ın mâbedi camilere saldırmak vakayı adiyeden olmuÅŸtur. 

Batı’da militan laiklik ve ırkçılık yükseliÅŸtedir. Militan laiklik ve ırkçılığın hedef olarak seçtiÄŸi din ise Ä°slâm’dır. Batı’nın övündüğü laiklik, devletin bütün dinler, mezhepler ve ideolojiler karşısında tarafsız durması olarak tanımlanırdı. Ama biz biliyoruz ki, Batı, mesele Ä°slâm ve Müslümanlar olunca kesinlikle tarafsız deÄŸildir. Tarafsız olmadığı gibi bizzat kendisi Ä°slâm karşıtı politikaları yönetmektedir.

ABD’nin Halep ile Ä°dlib kentleri sınırında yer alan Cina köyündeki bir camiyi vurması ne ilktir ne de son olacaktır. Bu tür saldırılar sadece Suriye coÄŸrafyasına has saldırılar da deÄŸildir, olmayacaktır. Kimse ABD’ye bunun hesabını da sormayacaktır. ABD, bunları da sayısını tam olarak bilmediÄŸim onlarca koalisyon ülkelerinin desteÄŸiyle yapmaktadır. 

TebliÄŸ Cemaati, bilenler bilir, ÅŸiddetten en uzak cemaatlerden birisidir. Hedef alınan cemaat bu cemaattir. Buna raÄŸmen Batı, “Müslümanlar neden bizden nefret ediyor?” sorusunu münafıkça sormaya devam edecektir..