Güncel
"Çok ağır sonuçlar" - Hakan Albayrak
Follow @dusuncemektebi2
Son günlerde bu köşede, kriz halinde bulunduğumuz Almanya ve Hollanda’ya dair üç yazı yazdım; onların Türkiye aleyhindeki saçma sapan tavırlarını, Müslümanlarla didişme meraklarını, kültür ve medeniyet taassuplarını uzun uzun eleştirdim.Kriz devam ediyor ve aynı türden daha pek çok yazı yazmam kaçınılmaz görünüyor. Fakat, bu krizi yönetmeye çalışırken bizim yaptığımız bazı hatalar da yazılmaya müstehak olsa gerek.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu aynen şöyle demişti:
“EÄŸer Hollanda benim uçuÅŸ iznimi iptal ederse, sürekli tehdit ediyorlar, eÄŸer böyle bir ÅŸey yaparlarsa, ekonomik ve siyasi bizim Hollanda’ya karşı yaptırımımız çok ağır olur… Bu çok ağır sonuçlar doÄŸurur…”
Hollanda Hükümeti, ÇavuÅŸoÄŸlu’nun uçuÅŸ iznini iptal etmekle kalmadı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’yı Hollanda’dan sınır dışı da etti.
Ãœstelik, Rotterdam’da Bakan Kaya’yı görmek için toplanan vatandaÅŸlarımıza ÅŸiddet de uyguladı.
Tam bir hafta geçti bu gelişmelerin üzerinden.
Ne oldu?
Hollanda’yı Avrupa BirliÄŸi’ne ÅŸikâyet ettik…
Bir müddettir memleketinde bulunan Hollanda Büyükelçisinin bir müddet daha Türkiye’ye gelmemesini istedik…
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki Türkiye-Hollanda Dostluk Grubu’nu feshettik…
Ä°stanbul ile Rotterdam arasındaki “kardeÅŸ ÅŸehir” protokolünü iptal ettik…
Eee?
Bu mu bizim ÇOK AĞIR EKONOMİK VE SİYASİ YAPTIRIMIMIZ?
Bunlar mı ÇavuÅŸoÄŸlu’nun sözünü ettiÄŸi ÇOK AÄžIR SONUÇLAR?
Çok ağırımız buysa az ağırımız ne?
Fonda kargaların gülüş sesleri…
Nitekim Hollanda BaÅŸbakanı Mark Rutte “Çok kötü deÄŸil” diyor.
ÇavuÅŸoÄŸlu’nun ‘rest’i yerlerde sürünüyor.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin “Net olarak söylüyorum, hiçbir ülke ile -Hollanda dahil olmak üzere- bu süreçte ekonomi ve ticari iliÅŸkilerimiz masada olmayacak” (Hollanda’ya ekonomik yaptırım söz konusu olmayacak) açıklaması da cabası…
Yanlış anlaşılmasın; saÄŸduyuyu elden bırakalım, ülkemize ve Hollanda’daki vatandaÅŸlarımıza da zarar vermek pahasına Hollanda’ya topyekûn iktisadî ve siyasî harp ilan edelim demek istemiyorum.
Demek istediğim şu: Devlet adamlarımız başka devletler hakkında konuşurken veya onlara hitap ederken lafın başını sonunu iyi düşünsünler, lafın şehvetine kapılıp içini dolduramayacakları şeyler söylemekten imtina etsinler, kuvveden fiile çıkaramayacakları tehditler savurmasınlar!
Ä°steyen kendi itibarını kumar masasına sürüp ‘rest’ çekebilir; ama ülkenin itibarıyla oynamaya, namerde ‘Türklerin tehditlerine aldırmayalım, diÅŸe dokunur bir ÅŸey yapmazlar’ dedirtmeye kimsenin hakkı yok.
DışiÅŸleri Bakanı ÇavuÅŸoÄŸlu, Türkiye’nin itibarıyla oynamış ve Türkiye’ye itibar kaybettirmiÅŸtir.
Bu vesile ile, ÇavuÅŸoÄŸlu’nun “lale” esprisini yüz kızartıcı bulduÄŸumu da belirtmek isterim.
Genel olarak da ÇavuÅŸoÄŸlu’nun kelime seçimi ve üslubundaki özensizliÄŸi dışiÅŸleri bakanı sıfatına yakıştıramıyorum.
***
Yine bu vesile ile…
BaÅŸta CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan olmak üzere baÅŸka bazı devlet adamlarımızın Avrupa devletlerine yüksek sesle meydan okumayı alışkanlık haline getirmeleri de bence Türkiye’nin itibarına zarar veriyor.
Mütemadiyen meydan okuyorlar...
Her gün, her yerde, her konuÅŸmada, tekrar tekrar meydan okuyorlar…
O kadar çok meydan okuyorlar ki, meydan okumalarının ağırlığı kalmıyor.
O kadar çok bağırıyorlar ki, bağırmalarının caydırıcı etkisi kalmıyor.
Bu konuda daha ‘tasarruflu’ davranmaları gerektiÄŸini düşünüyorum.
Tahkir ve tezyif işlerini daha ziyade Bild gazetesinin bizdeki muadillerine bırakmaları da bence daha münasip olur.
***
Bu vesile ile bir ÅŸey daha…
Türkiye’nin söylediÄŸi ve yaptığı hiçbir ÅŸey Hollanda Hükümetinin geçen hafta Türkiye’ye ve Hollanda’daki vatandaÅŸlarımıza karşı sergilediÄŸi malum tavrı mazur gösteremez, orası kesin; bununla beraber, ülkemizin iki bakanının ‘Hollandalılar bizi ülkelerinde istemeseler de biz onların ülkesine gideceÄŸiz’ ısrarını milli ve yerli gururuma yediremediÄŸimi söylemeden geçemeyeceÄŸim.
ÇavuÅŸoÄŸlu yahut Saya Kaya’nın yerinde ben olsaydım, içimden ‘Hollandalılar beni istemiyorlarsa ben onları hiç istemiyorum’, dışımdan ise ‘Orada kendi konsolosluÄŸumuzda kendi vatandaÅŸlarımızla buluÅŸma niyetimizin Hollanda Hükümetinde doÄŸurduÄŸu rahatsızlık akıl kârı deÄŸil. Hem devletimize saygısızlık ediliyor hem de oradaki vatandaÅŸlarımızın demokratik hakları çiÄŸneniyor’ deyip, konuyu diplomatik tepki kanallarına, sivil toplum örgütlerine ve basına havale ederdim.
***
Avrupa BirliÄŸi’ne karşı mülteciler kozu(!)nun yeniden gündeme getirilmesine de deÄŸinecektim bugün.
Ne yazık ki yerimiz doldu.
MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli’nin dünkü Hürriyet’te yer alan ÅŸu sözlerini hararetle alkışladığımı belirtmekle yetineyim ÅŸimdilik:
“Türkiye’ye sığınmacı olarak gelmiÅŸ olanları Avrupa’ya karşı bir baÅŸka silah olarak kullanmak doÄŸru deÄŸildir. Silahtan kaçanları siz daha sessiz bir silah haline dönüştürüp, diplomatik kılıfla bir baÅŸka yerde kullanamazsınız. Bu da insani deÄŸil.”
Henüz yorum yapılmamış.