Güncel
Turgay Polat: Bu yazı duygularla yazılmıştır
Follow @dusuncemektebi2
Dün sabah bu ülkede 2 milyon 250 bin öğrenci, onların velisi, kardeşi, dedesi, ninesi YGS için sokaktaydı. Ben de bunlardan birisiydim çünkü benim oğlum da her ne kadar bu sistemin dışında bir eğitim tercih etse de “bakalım bu sınav nasılmış” diye sınava girdi. Yıllardır üzerine çalıştığım bu sınavın tüm olumsuzluklarını bütün insanların yüzünde gördüm dün. Hava kapalı ve yağmurlu olunca bu ruh durumu daha da etkiledi beni. Birazcık tanımlamak istiyorum bu süreci:
Mutlu olan bir tane genç ve ailesi yoktu, umutlu olan da yoktu, kaygı duymayan yoktu; üstelik bu kaygı bazı gençlerin bayılmasına, hastaneye kaldırılmasına yol açacak seviyedeydi. Anneler babalar kaygılı, hepsi inançlarına göre bildikleri tüm duaları okuyor, çocuklar tüm batıl inançlarına göre davranıyorken birden durdum ve oğluma baktım. Dünyanın en iyi üniversitelerinden kabul almasına, son derece sağlıklı bir kabul sistemi olan ABD, Kanada üniversitelerindeki süreçleri geçmiş olmasına rağmen onun da yüzü asıktı.
***
Sonra onu sınav için okula bırakınca ailelerle konuÅŸma ÅŸansım oldu. Bu konuÅŸmalar sonunda anladım ki üniversite ve eÄŸitim konusunda biz dibi olmayan büyük bir karadeliÄŸin içine düşmüşüz. Çocuklarımızı 12 yılda tanımlayamayan bir sistem 160 dakikalık bir sınavla her ÅŸeyi çözmeye çalışıyor. Türkiye’nin eÄŸitim sorunlarını, iÅŸsizliÄŸini, geleceÄŸini, insan kaynakları yönetimini biz bu sınava emanet etmiÅŸsiz. Ãœstelik pırlanta gibi çocuklarımızı bir sınav uÄŸruna yok etmeye devam ediyoruz.
Birkaç anne babaya sordum, “Ya sonra ne olacak?” diye. Hiç beklemedikleri bir soru olacak ki ÅŸaşırdılar; bir baba, “Sahi hocam sonra ne olacak?” diye bana geri yöneltti soruyu. “Ben size anlatayım” dedim: “Ãœniversiteye girecekler, vize final derken mezun olup bir kâğıt parçası alacaklar ve iÅŸ arayacaklar, bazıları devletin memuru olup kendini kurtaracak(!) Bazıları iÅŸ bulamayacak ama en acısı hiçbiri hayallerine ulaÅŸmak için çalışamayacak çünkü önemli olan onların hayalleri ve yetenekleri deÄŸil, bizim onlara hep birlikte biçtiÄŸimiz gelecek. Ä°ÅŸte bu kara döngü sürüp gidecek” dedim. Bu sohbete katılanların sayısı birden on kiÅŸiden elli kiÅŸiye çıktı. Onlara biraz gelecekten bahsettim. Ä°lk soru sorduÄŸum baba bana, “Hocam, peki çocuklarımızı nasıl bu kara döngüden kurtarabiliriz?” diye sordu. Hep buradan size yazdığım ÅŸeyleri söyledim, “Yapmanız gereken tek ÅŸey ÅŸu: ÇocuÄŸunuzun kendi düştüğünüz hataya düşmemesini saÄŸlayın” dedim. Sonra tartışma büyüdü, uzatmayayım, en son geldiÄŸimiz nokta bir babanın söylediÄŸi ÅŸu söz oldu: “Çocuklarımız çok kıymetli, onları bu sınava ve sürece ezdirmeyelim. Hepsi yetenekli ve deÄŸerli çocuklar, ÅŸimdi ben buradan kalkacağım çocuÄŸum sınavdan çıkınca onu gülerek karşılayıp onunla bir sohbet edip gelecekte ne yapmak istiyorsa elimden geldiÄŸince destekleyeceÄŸim” dedi.
Sayın veliler, deÄŸerli anne babalar; bu süreç saÄŸlıklı bir süreç deÄŸildir. EÄŸer sınav olacaksa bile bunun yılda bir kez çocukları bu kadar zorlayacak ÅŸekilde olması doÄŸru deÄŸil. Bu süreç deÄŸiÅŸmelidir dünyanın 17. ekonomik gücü olan Türkiye’nin geleceÄŸini sadece sınavla belirlemesi yanlıştır. Bu sınava dayalı modelden hızla kurtulmak lazım.
***
Peki, bunu nasıl yapacağız? Önce sınav öncesinde ortaokuldan başlayarak lise son sınıf dahil her çocuğumuzun bir alanda kendisini geliştirmesini sağlamamız gerekiyor. Düşünebiliyor musunuz, çocuk lise son sınıfa gelmiş; yaş 18-19 olmuş ama uğraştığı, yeteneğinin farkına vardığı bir alan yok. Hadi bunu da geçtim; diyelim sınav yapacaksınız, bu çağda o sınavı sadece bir kere ve bu kadar kötü koşullarda neden yapıyorsunuz? 10.sınıfta girilsin, 11.sınıfta girilsin, her bölüm için farklı sınavlara girilsin, yılda birden fazla girebilsin, öğrenciler en iyi sonucu kullansın, hangi alanda okuyacaksa o alanın aradığı becerilere göre başvuru yapabilsin.
Bunlar zor mu? Hiç deÄŸil. Bunlar yapılan uygulamalar ama ben anladım ki sorun bizim kendi evlatlarımıza ver(me)diÄŸimiz deÄŸer ile ilgilidir. Biz pırıl pırıl gençlerimizin kiÅŸisel yeteneklerine göre deÄŸil kendi beynimizdeki doÄŸrulara göre onlara hayatı dar etmeye devam ediyoruz. Allah aÅŸkına ÅŸu iÅŸe bir el atalım. Yazık bu gençlere…
Henüz yorum yapılmamış.