Sosyal Medya

Güncel

İsrail'le işbirliği de, İsrail'e direnmek de aynı sonucu getiriyordu - Taha Kılınç

İsrail'le imzalanan anlaşmanın doğurduğu öfke dalgası, Sedat'ın da sonunu hazırlayacaktı: 6 Ekim 1981 günü, Hâlid Şevkî el İslâmbûlî adlı bir yüzbaşı ve iki arkadaşı, 1973 Yom Kipur Savaşı'nda kazanılan zaferin kutlandığı tören alanında protokolü otomatik silahla taramış, aralarında Sedat'ın da bulunduğu 11 kişiyi öldürmüştü.



19 Kasım 1977 Cumartesi akÅŸamı, Yahudilerin kutsal Åžabat günü sona erdikten hemen sonra, Mısır CumhurbaÅŸkanı Muhammed Enver Sedat'ın uçağının Tel Aviv'e iniÅŸini canlı yayında izleyen Araplar, ÅŸaÅŸkınlık ve dehÅŸetten neredeyse küçük dillerini yutacaktı. Ä°srail'le, kuruluÅŸundan bu yana birçok defalar savaÅŸmış bir Arap ülkesinin, hem de Mısır gibi güçlü bir Arap ülkesinin lideri, ÅŸimdi “barış ve kardeÅŸlik temennileri” için Yahudilerin ayağına gidiyordu. Bu, neresinden bakılırsa bakılsın, ÅŸoke edici ve sonuçları itibariyle bölge tarihinin en önemli geliÅŸmelerinden biriydi.
Mısır'ın İsrail'i resmen tanıması ve iki ülke arasında kapsamlı bir barış anlaşması imzalanmasıyla sonuçlanacak olan sürpriz ziyaret, iki taraf arasında bir dizi ince diplomatik temas sonucu, titiz biçimde planlanmıştı.
17 Mayıs 1977'de düzenlenen genel seçimleri, Ä°srail tarihinin en yüksek oy oranıyla kazanan Menahem Begin, bir ay sonra baÅŸbakanlık koltuÄŸuna oturur oturmaz, Mısır baÅŸta olmak üzere komÅŸu ülkelerin liderlerine “barış” çaÄŸrısında bulundu. Bu çaÄŸrı, Filistin sorununu kalıcı biçimde çözmeyi kafasına koyan Demokrat ABD BaÅŸkanı Jimmy Carter'ın bölgeyle ilgili planlarına da uygunluk gösteriyordu. 13 Temmuz 1977'de Ä°srail BaÅŸbakanı Menahem Begin, “Ä°srail ve KomÅŸuları Arasında Barış İçin Taslak” adlı planını ortaya atınca, ABD de Mısır nezdinde giriÅŸimlerde bulunmaya baÅŸladı.
Ekim ayının sonunda, Enver Sedat Romanya, İran ve Suudi Arabistan'ı kapsayan bir geziye çıktı. Sedat, Kudüs'ü ziyaret etme isteğinden ilk kez Bükreş'teki basın toplantısı sırasında söz etti. ABD ile temaslarını da bir yandan sürdüren Sedat, Tunus'ta toplanmak üzere olan Arap Birliği dışişleri bakanlarının, Mısır'ın İsrail'le bir anlaşmaya varmasını engelleyecek toplu bir karar almalarından endişe ederek elini çabuk tutmaya çalışıyordu.
9 Kasım günü, Mısır Parlamentosu'nda bir konuÅŸma yapan Sedat, sözlerinin sonunda sürpriz bir ÅŸekilde, “eÄŸer evlatlarından birinin bile yaralanmasını ya da ölmesini engelleyecekse” Knesset'e kadar giderek barışı müzakere etmeye hazır olduÄŸunu ifade etti. Sedat'ın, iÅŸitenleri hayretlere düşüren bu çıkışı, Kudüs'te gazeteciler tarafından kendisine sorulduÄŸunda, Begin “Sedat gerçekten Kudüs'e gelmek istiyorsa, bunu memnuniyetle karşılarız” demek durumunda kaldı.
13 Kasım'da İsrail kabinesi, Enver Sedat'ın Kudüs'ü ziyareti gündemiyle toplandı. Uzun tartışmaların ardından, toplantıdan, Sedat'a Knesset'te bir konuşma yapması için resmi davet iletilmesi kararı çıktı. Davet, 15 Kasım günü, Kahire'deki ABD Büyükelçiliği kanalıyla Mısır yönetimine ulaştırıldı.
Enver Sedat, bu sırada Suriye'nin başkenti Şam'daydı. Ziyaretin amacı, Hafız Esed'i İsrail'le müzakerelere başlamaya ikna etmekti, ancak iki lider arasında anlaşma sağlanamadığı gibi, diplomatik temaslar çerçevenin epey dışına taşarak karşılıklı söz düellolarına da sahne oldu.
Sedat'ın Kudüs'ü ziyaret planı, Mısır'daki politik havayı da gerginleştirmişti. Dışişleri Bakanı İsmail Fehmi, Sedat'ın İsrail'le barışma niyetini protesto amacıyla görevinden istifa etti. (İsmail Fehmi'nin, yine kendisi gibi diplomatlığı seçen oğlu Nebil Fehmi, Muhammed Mursi'nin darbeyle devrilmesinin ardından kurulan hükümette dışişleri bakanı olarak görev yapacaktı.) Sedat, Fehmi'nin yerine, daha sonra BM Genel Sekreteri de olacak olan Kıpti asıllı Butros Gali'yi getirdi.
Kudüs temaslarına Mescid-i Aksâ'dan başlayan Sedat, bayram namazını Müslümanlarla birlikte kıldıktan sonra, Knesset'e geçerek bir konuşma yaptı. Konuşmasında iki halkın artık birlikte ve kardeşçe yaşamasına vurgu yapıyor, Kudüs'e barış için geldiğini söylüyordu. Sedat'ın bu hayali, iki yıl sonra Beyaz Saray avlusunda imzalanan kapsamlı bir barış anlaşmasıyla gerçekliğe kavuşacaktı.
Cemal Abdunnâsır döneminin tortularından kurtulmak maksadıyla önce Sovyetler Birliği'nin Mısır'daki varlığına son veren Sedat, ardından Müslüman Kardeşler'e ve diğer gruplara elini uzatmış, ülkedeki İslâmcı muhalefetin nispeten rahata ermesine imkân tanımıştı. Ancak İsrail'le imzalanan anlaşmanın doğurduğu öfke dalgası, Sedat'ın da sonunu hazırlayacaktı: 6 Ekim 1981 günü, Hâlid Şevkî el İslâmbûlî adlı bir yüzbaşı ve iki arkadaşı, 1973 Yom Kipur Savaşı'nda kazanılan zaferin kutlandığı tören alanında protokolü otomatik silahla taramış, aralarında Sedat'ın da bulunduğu 11 kişiyi öldürmüştü.
1951'de Ãœrdün Kralı Abdullah'ın “Ä°srail'le fazla yakınlaÅŸmasından dolayı” bir Filistinli tarafından öldürüldüğü senaryo, böylece 30 yıl sonra aynen tekrarlanmıştı. Bu defa Mısırlı bir lider, aynı gerekçeyle suikasta kurban gitmiÅŸti. Arada (1975'te) gerçekleÅŸen Kral Faysal suikastı da düşünüldüğünde, mesaj netti: Ä°srail'le iÅŸbirliÄŸi de, Ä°srail'e direnmek de aynı sonucu getiriyordu.
Bu üç suikast, Filistin ve Kudüs davasına taraf olan üç önemli Arap ülkesinin (Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan) Filistin ve Kudüs siyasetlerini tamamen kilitleyecek, sonraki liderleri net ve kararlı adımlar atmaktan alıkoyacaktı.
Sedat'ın öldürülmesinden sadece 14 yıl sonra, odak noktasında yine Kudüs'ün olduğu bir başka siyasi suikast daha gerçekleştirilecekti. Ancak bu defaki olay, kurbanın ve katilinin kimliği nedeniyle herkesi şaşkına çevirecekti.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.