Sosyal Medya

Güncel

6 kere oldu! Artık Türkiye'nin tahammülü yok

Türkiye çift başlılık yüzünden 6 ekonomik kriz yaşadı. İşte çift başlılığın neden olduğu o krizler...



BaÅŸbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan KurtulmuÅŸ SETA Vakfı'nda düzenlenen “CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi: Etkin Yönetim, Güçlü Demokrasi” konulu özel oturumda, “CumhurbaÅŸkanlığı sistemine neden ihtiyaç duyuldu?” sorusunu gerekçeleriyle birlikte açıkladı.

Kurtulmuş'un konuşmasında öne çıkanlardan birisi de, geçmişte Başbakanlar ve Cumhurbaşkanları arasında yaşanan krizlerin ekonomik tetiklediği gerçeğiydi.

Gerçekten de, geçmiÅŸte ekonomide pek çok kriz yaÅŸamışız ve maalesef birçok siyasi kriz 
ekonomik krizleri beslemiş. Aynı şekilde, ekonomik krizler siyasi krizlere davetiye çıkarmış.

Peki geçmiÅŸte BaÅŸbakanlar ve CumhurbaÅŸkanları arasında ne oldu da ekonomik krizler yaÅŸandı? BaÅŸbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan KurtulmuÅŸ'un konuÅŸmasında öne çıkan krizleri kısaca hatırlamakta fayda var.

Şöyle ki;

1946 yılında CumhurbaÅŸkanı Ä°smet Ä°nönü ile BaÅŸbakan Recep Peker arasında atamalar ve ülkenin genel yönetim politikaları konusunda çıkan anlaÅŸmazlık, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk devalüasyonu ile sonuçlandı ve Türk Lirası Amerikan Doları karşısında yüzde 100'den fazla deÄŸer kaybına uÄŸradı.

CumhurbaÅŸkanı Fahri Korutürk ile BaÅŸbakan Süleyman Demirel arasında 1975 yılında Genelkurmay BaÅŸkanının atanması konusunda yaÅŸanan anlaÅŸmazlık ise, iki liderin de adaylarının emekli olmasıyla ve son aÅŸamada 1980 darbesini gerçekleÅŸtiren Kenan Evren'in Genelkurmay BaÅŸkanı olarak atanması ile sonuçlandı.

Darbeyi gerçekleştiren Evren'in, darbeyle birlikte ekonomide sebep olduğu tahribatın maliyetini yıllarca ödemek zorunda kaldık.

1992 yılında BaÅŸbakan Demirel'in CumhurbaÅŸkanı Özal'ı devirmek için yürüttüğü çalışmalar ve siyasi gerginlikler de büyük bir krize neden olmuÅŸtu, bu çatışmada olan ekonomiye oldu. Ekonomi büyük ölçüde olumsuz etkilendi ve ülkenin ekonomik göstergeleri krizlere açık hale geldi.

1994 yılında yine CumhurbaÅŸkanı Demirel ile BaÅŸbakan Tansu Çiller arasında güç müdahalesi büyük gerginliklere yol açtı ve neticesinde de ekonomik kriz meydana geldi. Bu kriz sonrası Türk Lirası dolar karşısında yüzde 100 oranında deÄŸer kaybetti ve bu dönemde oluÅŸan ekonomik ve siyasi krizler 2001 ekonomik krizinin de öncü tetikleyicileri oldu.

Hatta 1994 yılında meydana gelen bu kriz sonrası ekonomi o kadar kötüleÅŸti ki, yurtdışına eÄŸitim için gitme sürecinde olan benim de içinde bulunduÄŸum burslu öğrencilerin tasarruf tedbirleri nedeniyle yurtdışına gidiÅŸi bir yıl ertelendi. Tasarruf gerekçesiyle burslu öğrencilerinize burs ödeyemeyen bir ülke ekonomisinden bahsediyoruz. Ekonomi o kadar bu denli zayıflamıştı.

1996 yılında CumhurbaÅŸkanı Demirel'in Necmettin Erbakan'ınBaÅŸbakanlığını yaptığı Refah-Yol hükümetinin yönetimden uzaklaÅŸtırılmasında Ã¶nemli rolü olmuÅŸ ve sonrasında oluÅŸan kaotik ortam ve siyasi atmosferin kötüleÅŸmesi 2001 ekonomik krizine yol açtı.

Türkiye son olarak ise, 2001 yılında CumhurbaÅŸkanı Sezer'in Anayasa kitapçığını BaÅŸbakan Ecevit'e fırlatması üzerine cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıya kalmış, Türk Lirası yeniden devalüasyona uÄŸramış ve faizler bir gecede yüzde 7500'lere kadar çıkmıştı.

Bu kriz sonrasında birçok banka iflas etmiş, Türkiye IMF ile anlaşmaya mecbur kalmış ve yüksek miktarlarda borç almaya mahkûm olmuştu.

Üstelik siyasi görüş olarak Sezer ve Ecevit'in birbirine yakın olması bile bu krizin yaşanmasını engelleyememiştir.

Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca çıkan ekonomik krizlerin en büyük sebebinin sistemdeki çift-baÅŸlılık olduÄŸu açıkça görülüyor.

Söz konusu çift-baÅŸlılık durumunun zaman içinde oluÅŸturduÄŸu uyumsuzluklar, farklı bakış açıları ve hatta aynı görüşlere sahip olunmasına raÄŸmen BaÅŸbakan ve CumhurbaÅŸkanları arasında çıkan anlaÅŸmazlıklar Türkiye ekonomisini ciddi ölçüde olumsuz etkiledi, yüksek maliyetlere sebep oldu.

REFERANDUM KRİZLERİN SONLANDIRILMASI İÇİN BÜYÜK FIRSATTIR

Tam da bu sebeple, Türkiye'nin yaÅŸadığı bu kriz tablosundan ders çıkartması gerekiyor. Artık Türkiye'nin geçmiÅŸte CumhurbaÅŸkanları ve BaÅŸbakanlar arasında yaÅŸanan çatışma dolayısıyla ortaya çıkan ekonomik krizlerin tekrarına tahammülü yok ve açıkçası halk da buna mahkûm deÄŸildir.

Hem son yıllarda sahip olduğu kazanımların korunması hem de bu kazanımların artarak devam etmesi için, Türkiye'de kriz üretmeyen yeni bir sisteme ihtiyaç olduğu açık.

Bu nedenle, 16 Nisan referandumu kriz, müdahale, darbe ve koalisyon üretmeyen, yeni bir hükümet sistemi için önemli bir fırsattır.

Bilgileri Yeni Şafak yazarı Erdal Tanas Karagöl köşesinden paylaştı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.