Sosyal Medya

Güncel

Erdoğan'ın eski yaveri Yazıcı konuştu: Suçsuzum diyemem...

Cumhurbaşkanı'na suikast girişiminde, suikast timine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otelin yerini söylediği iddia edilen Albay Ali Yazıcı ilk kez konuştu. Yazıcı, "Suçsuzum diyemem ama onlar suçsuz. 15 Temmuz'da yaptıklarımı mantıkla izah edemiyorum" dedi.



Muğla 2. Ağır ceza Mahkemesi'nde devam eden davada ifade veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski Başyaveri Kurmay Albay Ali Yazıcı, saat 00.30'da Çiğli Anajet Komutanlığı'na giderek Cumhurbaşkanı'nın kaldığı yerle ilgili bilgi verdiği yönündeki iddianamede yer alan bilgilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Yazıcı, "Öncelikle bu suçlama devam ediyor. Sanıklar benim onlara yardım ettiğimi söylemediler. Ben de onları doğruluyorum. Benden bilgi almadılar. 'Suçsuzum' diyemem ama onlar suçsuz. Onlara yardım etmedim. Darbe girişimi ile ilgili bilgiyi benden aldıkları doğru değildir" dedi.

Kısaca kendisinden bahsetmek istediğini belirten Yazıcı, "27 Temmuz 2015 tarihinde görevime başladım. 15 Temmuz'a kadar Cumhurbaşkanımızın resmi görevlerine katıldım. Özel programlarının hiçbirine katılmıyordum. Bu 15 Temmuz öncesinde de Cumhurbaşkanı iki gün ayrıldığında beni serbest bıraktı. Sonra bir hafta daha tatil için ayrılacaklarını ifade etti. Kendisinin müsaadesi ile bir hafta izne ayrıldım. Bu ilk kez oldu. Bir yıl içerisinde, aracımızda, helikopterde, uçakta beraberdik. Verdiği tüm emirleri yerine getirmeye çalıştım. Bayram nedeniyle kendisi ailesi ile ayrıldı. Ben de ailemin bulunduğu Tokat'ın Erbaa ilçesine gittim. Bayramın ardından 8-9 Temmuz'da göreve döndüm. Tatil için ayrılacağı tekrar belli olunca oğlumla beraber araçla Ankara'ya evime döndüm. Bir gece kalıp, oğlumla tekrar Tokat'a gittim. 14 Temmuz'a kadar ailemin yanında Erbaa'da kaldım. Perşembe sabah yola çıktık, ailemi orada bıraktım. Aynı gün öğleden sonra Ankara'ya gelip Muhafız Alayı'na gittim. Beni görünce, 'Niye döndün?' diyerek, şaşırdılar. Ben de 'Cumhurbaşkanımız tatil için ayrıldı ben de serbestim' dedim. Cumartesi Antalya'da Cumhurbaşkanımızın resmi programı vardı. Uluslararası bir futbol maçı vardı. O'na gideceklerdi" diye konuştu.

'MUHAFIZ ALAYI CUMHURBAÅžKANI'NIN ANTALYA PROGRAMINI BÄ°LÄ°YORDU'

Kurmay Albay Yazıcı, şöyle devam etti:"Cumhurbaşkanımızın, Marmaris'te Okluk Koyu'nda olabileceğini düşündüm. Kara yaverimi arayıp, arkadaşlar Cumhurbaşkanımızın nerede olduğu internette bile yazıyor nerede olduğunu öğrenelim' dedi. Bu arada Alay Komutanı bana, 'Nasıl bilmiyorsun?' diye sordu. Akşam eve geldim. Ertesi gün tıraş olmak için tekrar Muhafız Alayı'na gittim. Muhafız Alayı Komutanı, 15 Temmuz akşamı geniş kapsamlı tatbikat olacağını söyledi. O arada gelenler vardı ama darbe ile ilgili konuşma olmadı. Antalya'ya gidecektim. Uçak bileti yer ayırttım. Şoförle birlikte sonra lojmandan ayrıldım. Şoföre, nizamiyeye geldiğimizde 'Sen gelme' dedim. Üniformalarımı, eşyalarımı kontrol ettim. Muhafız Alayı'ndan çıkarken bir Yarbay geldi, yanıma. Tanımıyordum. Kendisini, 'Emin Yarbay' olarak tanıttı. Şu an burada yok kendisi. Benimle Antalya'ya gelmek istedi. Emin Yarbay (Emin Güven) ile birlikte Muhafız Alayı'nın nizamiyeden arabayla çıktık, sivildik. Kendisini ilk kez orada gördüm. Emin Yarbay'a uçakta yer bulamayınca, otomobilimle gitmeye karar verdim. Emin Yarbay ile yola çıktık. Bu arada Muhafız Alayı Cumhurbaşkanı'nın Antalya programını biliyordu."

'BAZI ŞEYLERİ KENDİME BİLE AÇIKLAYAMIYORUM'

Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ'un, "Hiç tanımadığınız birine nasıl güvendiniz arabaya aldınız? Telefonunuzu verdiniz?" diye sorması üzerine Yazıcı, "Ben bazı şeyleri kendime bile açıklayamıyorum. Sürekli bunları düşünüyorum, niye böyle yaptım. Bir şeyler yapılmış ortada yapanlar yok. Kendimi ikna edemediğim çok şeyler var. Mantıklı açıklayamadığım bölümler var. Buna herkes çok kızacaktır. Bana, farklı cezalar istenecektir. Ama ben kimseyi ikna edemedim. Sizi ikna etmeye çalışacağım" yanıtını verdi.

Yazıcı, "Emin Yarbay ile karayolu ile Antalya'ya giderken saat 21.30'a gibi genel sekreterim aradı, 'Bir şeyler oluyor. Bilginiz var mı?' dedi. 'Yok, yoldayım' diye yanıt verdim. Daha sonra Cumhurbaşkanımızın danışmanı arayıp, 'Darbe oluyor, herhalde' dedi. Ben de 'Araştırayım' dedi. O anda Whatsapp Grubu'ndan da aynı darbe konuları gelince Hasan Doğan'ı (Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürü) aradım. Cumhurbaşkanımızın yanındaydı. Genelkurmay Başkanımızın emir subayı Levent Yarbay'ı aradım ulaşamadım. Aradığım diğer komutanlar, bana tatbikat olduğunu ama uçakların alçak uçuş yaptığını söylediler. Sonra Erkan Binbaşı'yı aradım, 'Siz Antalya'ya gelmeyin. Faaliyet olmaz artık' dedi. Ben o anda Marmaris'e Cumhurbaşkanımıza gitmem gerektiğini düşündüm. Ama Emin Yarbay'dan kurtulmam gerekiyordu. O anda beni Whatsapp Grubu'ndan çıkardılar. Marmaris'e gitsem ne olacağını düşündüm. Çünkü yanımda tanımadığım biri vardı. Marmaris yol ayrımından Emin Yarbay'ın talebi üzerine İzmir'e döndüm. Emin Yarbay, 'Çiğli'ye gidelim' dedi. Bunun da bir izahı yok. Anlamı yok. Çiğli'deki üsse araçla girdik" ifadelerini kullandı.

'3 SAAT BOYUNCA GÖZLERİM BAĞLIYDI'

Olay gecesi saat 22.00'de kendisini astsubayların arayıp, "Bu tatbikat değil" dediklerini belirten Kurmay Albay Yazıcı, şöyle devam etti: "O zaman, 'Siz dönün' dedim. Deniz Yarbay İstanbul'daydı. Çiğli'de televizyondan olayları takip ettim. Saat 02.30'a doğru misafirhaneye geçip, buradaki televizyonu açtım. Ondan önce Cumhurbaşkanımızın İstanbul'a hareket ettiğini öğrendim. Üs'ten çıkmak istedim. Ancak, nizamiye kapatılmıştı. Misafirhaneye döndüm. Saat 07.00'de 'Tekrar yola çıkarım' diye düşündüm. Saat 11.00'e doğru Üs'teki bir Yarbay ile birlikte nizamiyeden çıktım. Yarbay ile birlikte basın mensubu Göktaş ile görüştüm. 'Ankara'ya gidiyorum' dediğimde Göktaş, 'Hayır sen İstanbul'a gel' dedi. Kabul, ettim. İstanbul'a devam ettim. Yolda Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alpaslan aradı, 'Ankara'ya bekliyorduk seni' dedi. İstanbul'u aradım, 'Ankara'ya git' dediler. Ankara'ya geldim, eve gittim. O gece Külliye'ye giderek ne olduğuna bakmak istedim ama her yer kapalıydı. 17 Temmuz sabahı 07.30 da koruma arkadaşlar gelip beni aldılar. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gittik, orada sorgum oldu. Herhangi kötü bir muamele görmedim. Spor salonuna götürdüler. 3 saat boyunca gözlerim bağlıydı. Oradaki grupla üç gün orda kaldım. Sonra Sincan'a cezaevine götürdüler şimdide buradayım."

'BU İŞİN NERESİNDEYİM BEN DE BİLMİYORUM'

"Sorular varsa öyle devam edelim" diyen Yazıcı, mahkeme başkanı Baştoğ'un 'Siz devam edin' demesi üzerine ifadesine devam etti.

Yazıcı, "Olayı şöyle görüyorum, maddi unsur dediğimiz olaylar var. Bir de darbe olayı var. İnanın ikisinin de neresindeyim bilmiyorum. İşin içinden çıkamadım. Ama bu işin içinde olmadığımı düşünüyorum" dedi.

Mahkeme başkanının sorularını da yanıtlayan Yazıcı, "Çiğli'deki askeri havaalanına gitmedim. Orada hangi uçaklar var, neler var bilmiyorum. Tanımadığım Emin Yarbay'ın Çiğli'ye gidelim teklifini kabul etmem, hayatın olağan akışına uygun değil bunu biliyorum" dedi. Mahkeme başkanının yönelttiği, "Darbe gecesi boyunca Cumhurbaşkanı ile doğrudan temasa geçtiniz mi? Bir talebi var mıdır? diye sordunuz mu?" sorusuna ise Yazıcı, "Kendisi ile değil ama yanındakilerle görüştüm talebini ve ne yapacağımı sordum" diye yanıt verdi. Yazıcı, "Cumhurbaşkanı'nın Marmaris'te olduğunu CNN Türk'ten öğrendim ondan önce o konu ile ilgili konuşma olmadı. Akıncı Üssü'nden kimse ile o gece görüşmedim. 'İstanbul'a mı Ankara'ya mı gitsem' diye kafa karışıklığı yaşadım ama yanındaki başdanışmanından, koruma müdüründen, genel sekreterden bilgi aldım. Emin Yarbay, Cumhurbaşkanı'nın nerede kaldığını bana sordu ama ben bilgi vermedim. Kendisi internette okuduklarını bana söyledi. Askeri hareketlilik başladıktan sonra Emin Yarbay, 'Sen ne düşünüyorsun?' diye sordu. 'Belki bir grubun kalkışmasıdır" dedim.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.