EÄŸitim
Görücü usulü tercihin sonu - Turgay Polat
Follow @dusuncemektebi2
Bu hafta YGS var. Sonra LYS ve sonra tercih, peki sonuç? Çağımızın en önemli kavramı beyin gücüne dayalı bilgi toplumu olmak ve onun girişimciliğiyle yeni ekonomi yaratmak. Peki bunun için ne lazım; kaynakları doğru kullanarak doğru insan doğru eğitim ve yönlendirme yapmak. Bunun sonucu olarak da mutlu ve üreten girişimci nesil yetiştirmek. Peki yukarıdaki süreci bir düşünün ve dönüp ülkemizdeki tüm eğitimi değil sadece üniversite tercih dönemini düşünün.
Ben bu süreci ‘görücü usulü evliliÄŸe’ benzetiyorum. Düşünebiliyor musunuz, öğrenciler üniversiteleri görmüyor, üniversiteler öğrencileri tanımıyor. Bir kalın kitapçık var adına kılavuz diyoruz, orada üniversitelerin puanları yer alıyor. Bu puanlara göre bölümleri yukarıdan aÅŸağıya sıralıyoruz, buna da tercih etmek diyoruz. Bunun ne kadar saÄŸlıksız ve çaÄŸdışı olduÄŸunu bilmeyen yok. Zaten çoÄŸu zaman bunu öğrenciler deÄŸil onların yerine rehberlik uzmanları yapıyor. Bunun ne kadar sakat ve yanlış bir iÅŸ olduÄŸunun en güzel kanıtı da sonraki yıllarda ortaya çıkıyor. Ãœniversite mezunu iÅŸsizler, aldığı eÄŸitimi kullanamayanlar ve en önemlisi üretmek yerine istihdam edilme kaygısıyla gelen inanılmaz baskı.
***
Türkiye’de öğrenciler bu süreçte “ne okursam ne yapabilirim?” sorusu yerine “ne okursam iÅŸ bulur atanırım?” sorusunu soruyor. BoÅŸa deÄŸil tabii. ÖrneÄŸin bu yıl sınava giren 2 milyon adayın 600 bini üniversite öğrencisi, sizce bu tesadüf mü? Yoksa, yanlış bölümde ve üniversitede okuduklarını mı düşünüyorlar? Bence ikinci seçeneÄŸi doÄŸrulayan birçok imare var.
Size taban puanı yüksek veya ismi duyulmuÅŸ üniversitelerin ‘iyi’ olduÄŸu söyleniyor. Acaba bu doÄŸru mu? Ä°yi üniversite, iyi hoca, iyi bölüm diye bir ÅŸey var mı? Yoksa bunlar kocaman bir kandırmacadan mı ibaret? Sizlere tek öğüdüm, size aktarılmış kavramların anlamsız olduÄŸunu bilmenizi istemem olacaktır. Çünkü bu çaÄŸda en önemli ÅŸey ‘geleceÄŸin insanı’ olma becerisi kazanabilmenizdir.
Yazacaksınız bazı üniversiteleri sonra kazanacaksınız. Kazanmak neyse! Sonra dersler göreceksiniz hiçbir ÅŸey öğrenemeyeceksiniz. Çünkü kimse size gerçek dünyadan bahsetmeyecek. Sizi kampuse kapatıp fi tarihinden kalmış gerçek yaÅŸamla bağı olmayan bilgileri aktaracak. Hiçkimse yeni dünyayı ve çağın kavramlarını öğretmeyecek çünkü ya kendisi tanımıyor ya da korkuyor olacak. GittiÄŸiniz üniversitede yurtdışı imkânlar yoksa hele hele de öğretim dili Ä°ngilizce deÄŸilse zaten boÅŸuna okuyacaksınız. Çünkü okulu bitirdiÄŸinizde CV’nizde bunlar yoksa zaten sizi dikkate almayacaklar.
Liseyi boÅŸ geçirdiniz, adam boyu test çözdürdüler. Bu sırada dünyanın baÅŸka yerinde yaşıtlarınız kodlama, robotik, giriÅŸimcilik, sosyal sorumlulukla uÄŸraşıyordu. Siz en az 3-4 yıl geri kaldınız. Rekabet edebilmek için üniversitede bu farkı kapatmak zorundasınız. O yüzden size ÅŸimdiden üç tavsiye vereceÄŸim. Bir… Kesinlikle kampus üniversitelere gitmeyin, kentten kopmayın, hayatın içinde kalın. Ä°kincisi… Ä°ngilizce eÄŸitim alın. Üçüncüsü… En önemlisi üniversiteden yurtdışı eÄŸitim talep edin. Çünkü dünyayı görmezseniz kendinizi kandırırsınız. Yurtdışında kampuslar, deÄŸiÅŸimler, profesyonel eÄŸitimlerden bahsediyorum. Ä°ÅŸte bu üç ÅŸartı saÄŸlayan üniversiteye gittiÄŸinizde geleceÄŸin insanı olursunuz.
***
Çünkü geleceğin insanı, iletişim becerisi güçlü, girişimci, inovatif, yaratıcı, dil bilen ve dünya vatandaşı olmak zorunda. Siz siz olun puanı yüksek diye yanlış yere gitmeyin. Unutmayın sizden önce de yüzbinlerce hatta milyonlarca genç aynı yolu denedi sonuç hep başarısızlık oldu. Siz yeni bir yol deneyin.
Şimdi üniversiteleri araştırmaya başlayın. Üniversitelerle konuşmaya başlayın, eğitim pazarlığı yapın, taleplerde bulunun. Çünkü üniversite eğitimi kişiye özeldir. Talep edin, araştırın ve dünyada doğrusu neyse onu isteyin. Çünkü bu imkânı bir kere yakalayacaksınız.
Henüz yorum yapılmamış.