Sosyal Medya

Güncel

Zamanın Dilini Kavramak ve Yön vermek - Ali Haydar Haksal

Muhafazakâr burjuvazi altın dönemini yaşıyor. Değerlerin onlar açısından bir önemi yok artık. İdeal insan tipi onlar adına kavga veren ve onların rahat bir ortamda varlıklı yaşamalarıdır. Kendilerini sofi bilenler de artık böyle bir tercihin içindedirler. Çıkar kanallarının kendilerinden kesileceği endişesi içindedirler. Bu kesimin bütün bürokratları yer ve konumlarını yitirecek korkusu nu yaşamak istemezler. Bunun için 28 Şubat paranoyasından alabildiğine yararlanıyorlar. Bunu insanların üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıyorlar. Sol iktidar yüzü görmüyor zaten, görse de uzun ömürlü olamıyor. Bunun bir korku aracı olarak kullanılması da zaten bir sorun.



Yeni bir zamanı yaşıyoruz. Günün ve dönemin karmaÅŸası insanları etkisine almış bir bulamaca dönüştürmüş. Dört bir yandan kuÅŸatma altında olan insanlık asıl deÄŸerlerini bulmada zorlanıyor. Yol seçiminde bir tercihi söz konusu olamıyor. Yolu olmayan bir hayat karmaÅŸası. Bu da insanı hayat yorgunu yapıyor. Seçeneksiz kalıyor. Müslüman’ın yol istikameti bellidir. DoÄŸruları, iyileri, güzelleri ortada. Bunun dışında yeni bir arayışta olmak anlamsızlık. Bir Müslüman’ın seküler bir hayat içinde kendisine tercihte bulunması asıl sorun ve seçeneksizlik. Ä°dealden vazgeçiÅŸ. Büyük hedef yolunu terk etmek.
 
Yanlış bir hayat tarzı içinde doÄŸru bulunmaz. Batı’nın kavramları içinde ise asla doÄŸru olana varılamaz ve eriÅŸilemez. Günün en temel sorunların başında ilahi olanın terki. Batı demokrasisinin belirlediÄŸi kurallar içinde bir yol arayışında olmak. 15 Temmuz’dan sonra Müslümanlar istikametlerini deÄŸiÅŸtirdiler. GeçmiÅŸte karşı bulundukları kavramları içselleÅŸtirdiler. Demokrasinin kuralları içinde hak olana ulaşılamaz. Hâkimiyet kavramının tanımı da artık bu oyunun kuralları içinde aranır oldu. Hak ve adalet, iyi ve doÄŸru, sevap ve günah, hayır ile ÅŸer bu oluÅŸ içinde aranır oldu. Allah’ın hükümlerinin bir tercihinden söz edilemez böylesi bir ortamda. Hâkimiyet halkın ise o zaman kitabın ve sünnetin tercihinden söz edilemez. Hak olan nedir, ne olacak?
 
Demokrasilerde kişilerin başarıları ve halkın tercihleri ister istemez söz konusu olacak.Yarın bir gün halkın tercihleri bir başka şekilde seyredebilir.
 
Asıl amaç Müslümanlar açısından ‘Kitab’ın hükümlerinin hayata hâkim kılınması olmalı. Olumsuzlukların azaltılması gerekir. Demokrasi kurallarının tercihinde en karşı oldukları kimseler yönetime gelebilir. Bu, sistemin yapısı gereÄŸi böyle.
 
Yolsuzlukların, adaletsizliklerin, haksızlıkların egemen olduğu bir ortamda tercihler ister istemez yön değiştirir. Çünkü mevcut sistem insanları kendine benzetiyor önünde sonunda.
 
Muhafazakâr burjuvazi altın dönemini yaşıyor. Değerlerin onlar açısından bir önemi yok artık. İdeal insan tipi onlar adına kavga veren ve onların rahat bir ortamda varlıklı yaşamalarıdır. Kendilerini sofi bilenler de artık böyle bir tercihin içindedirler. Çıkar kanallarının kendilerinden kesileceği
endişesi içindedirler. Bu kesimin bütün bürokratları yer ve konumlarını yitirecek korkusu nu yaşamak istemezler. Bunun için 28 Şubat paranoyasından alabildiğine yararlanıyorlar. Bunu insanların üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıyorlar. Sol iktidar yüzü görmüyor zaten, görse de uzun
ömürlü olamıyor. Bunun bir korku aracı olarak kullanılması da zaten bir sorun.
 
Zamanın hızlı arkan çarkında sahih Müslümanların bir bulamaca girmeleri gelecek açısından endişe verici.
 
Hâkimiyet halkın ise o zaman ne haktan ne adaletten söz edilebilir. Çünkü halkın tercihi dünyevi arzularıdır. Onların hırslarını, arzularını dizginleyen Ä°slâm’ın özü olan anlayışlardır. EÄŸer insanların bakışında rüşvet, torpil, hak etmediklerini elde etme tutkusu var ise o zaman halkın da önü
alınamaz.
 
Ãœstelik adaletsizlik ve hak dağılımındaki haksızlık, eÅŸitsizlik yaÅŸanıyor ve bu bir gerçek. Ä°nsanlar bu haklardan eÅŸit yararlanamıyorlar. Birileri çok yiyor, çok alıyor birileri ise hiçbir ÅŸey almıyor. EÄŸer Müslümanlar örnek olamayacak ise kim örnek olacak? EÄŸer Müslümanlar Ä°slâm’ın gereklerini
hakkıyla uygulamıyorlarsa Ä°slâm’ın özgünlükleri nasıl anlaşılacak? TebliÄŸin ve davetin en önemli göstergesi insanın kendisidir, varlığı ve duruÅŸudur, yaÅŸama biçimidir. Ä°nsanları nasıl baktığıdır. Nefret yüklü, bakışlı kimseler nasıl örneklik teÅŸkil edebilir ki? Nefret boÄŸuculuÄŸunu insanların
üzerine boca edenler nasıl hizmet edebilirler?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.