Kürsü
Selahaddin E. ÇAKIRGİL: Emperyalist tahakkümün, hukuk adına sürdürülmesi çabası..
Follow @dusuncemektebi2
Nicelerimiz şaşırıyoruz, Almanya’daki son örnekte olduğu gibi, Türkiye Hükûmeti‘nden bazı Bakan’lara bile önceden miting yapmaizin verip sonra onu ibtal etmelerindeki yozluğa.. Gerekçeleri ise genelde, miting alanı civarında, yeterli araba parkı olmadığı veyabelediye inzibatlarının kamu düzenini korumakta zorlanabileceği gibi komik şeyler.. Bazıları da, ‘Türkiye’deki iç siyasî tartışmaların kendi ülkemize taşınmasını istemiyoruz..‘ şeklinde, yine de nisbeten tutarlı sayılabilecek mazeretler söylüyorlardı.
Halbuki o Bakan’lar gidip, Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya, Danimarka, Ä°sviçre ve Ä°skandinav ülkelerinde sayıları milyonları bulan kendi vatandaÅŸlarına Türkiye’de yapmak istedikleri anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini anlatacak ve tabiatiyle‚ ‘EVET!‘ oyu isteyeceklerdi.
Şimdi, nicelerimiz de, o ülkelerin hukuku, ifade özgürlüklerini ve pek sevdikleridemokratik hakları çiğnedikleri gibi eleştiriler getiriyoruz.. Gerçekte ise, bu ülkeler kendi ölçülerine göre hareket ediyorlar.
***
Ama, ilginçtir; bu ülkeler, taraflarını gizlemeye gerek duymayacak kadar küstah da olabiliyorlar ve CHP ve onunla dirsek temasındaki PKK ve sair terörist odak ve örgütlerin ‘Hayır!‘ oyu için yapacakları mitinglere, gösterilere izin veriyorlar..
Bu bile herÅŸeyi izah etmiyor mu? Kezâ, ingiliz ve alman medyası baÅŸta olmak üzere, Batı dünyasının etkili sayılan yayın organlarının herbirisi, bu referandumdan‚ ‘Hayır‘ oyu çıkması için koro halinde uluslararası bir kampanya yürütüyorlar.
Ne kadar da çok düşünüyorlar bizi ve ne kadar da çok seviyorlar bizim hak ve özgürlüklerimizi!!.. (KK’nın lideri olduÄŸu CHP’nin içinden sadece Deniz Baykal’ın, bu oyunu görüp, izin verilen mitinglere gitmeyeceÄŸini açıklaması ve gezilerin ibtal etmesi, alkışı hak etmektedir..)
***
Mes’elenin özü, Batı kültür ve medeniyetinin kitlelerin beynini, iflah olmaz bir megalomania (kendisini diÄŸerlerinden üstün görme ) hastalığının üzerine inÅŸa etmeleri.. Evet, bu hastalık, o kültür ve medeniyetin baÄŸlısı olan insanların düşünce yapısının temel kodunu oluÅŸturuyor.
Batı dünyasına hâkim olan emperyalist mantık, Türkiye’yi de aralarında gördükleri 3. Dünya ülkelerindeki toplumları kendi baÅŸlarına, hele de anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi gibi herhangi bir temel düzenleme yapmaya ehil bile görmüyor. Çünkü, bu onların menfaatine dokunuyor. Hele de 1923- Lousanne AndlaÅŸması’ndan beri, neyin- nasıl yapılması gerektiÄŸini onlar telkın ve dikte ediyorlardı ve bu durum, devam da etmeliydi..
Ä°stiyorlar ki, tıpkı geçmiÅŸte olduÄŸu gibi, kendilerinin ‘gütme hakkı‘nı ellerinde tuttuklarını varsaydıkları ülkelerdeki durum hep öyle devam etsin.. O güdülen ülkelerin liderleri , hükûmet temsilcileri gelsinler, önlerinde el pençe- divan dursunlar, memur maaÅŸlarını bile ödeyemez duruma geldiklerini söyleyerek, rejimlerinin devamı için, yalvar-yakar olup krediler istesinler ve alsınlar..
Mısır’da halkın hür iradesiyle seçtiÄŸiMuhammed Mursî’yi iktidara geliÅŸinin henüz 11. ayında, Temmuz- 2013‘de kanlı bir askerî darbe ile devirip iktidara gelen General A. Fettah Sisî geçen hafta Almanya C. BaÅŸkanı Gauck ve BaÅŸbakanMerkel huzurunda ne kadar munis ve de demokrat (!) idi..
Onlar öyle liderler istiyorlar; kendi halkının başını dik tutan, ülkesini güçlendiren Erdoğan gibi liderleri değil..
Hatırlayalım ki, 1999-Büyük Marmara Depremi’nden sonra Dünya Bankası’ndan Deprem yaralarını sarmak adına alınan 550 milyon dolar kredininnerelere harcandığını araÅŸtırmak için o bankadan 2001 yılında bir heyet geldiÄŸinde, Ecevit Hükûmeti, ‘Dünya Bankası‘ndan deprem için alınan 550 milyon doların memur maaÅŸlarının ödenmesinde kullanıldığı‘nı açıklayarak, o açıklamanın DB temsilcilerince yapılması skandalının yolunu kesmiÅŸti.)
***
Åžimdi o günler geride kaldı.. Güçlenen ve dünyanın baÅŸka yerlerindeki mazlum ve mustaz‘af toplumlara da on yılı aÅŸkın zamandır yardım eli uzatan bir ErdoÄŸan Türkiyesi var..
Batı mentalitesi böylesi bir güçlenmeye göz yumamaz..
Henüz yorum yapılmamış.