YaÅŸam
Yapmacık Mabetler - Cafer Keklikçi
Follow @dusuncemektebi2
Bizi gezmeye götürsene diyor; diğeri soruyor, nereye; cevap AVM’ye! Gezmek ve AVM! Bir kere ifade baştan yanlış; alış veriş merkezi tamlaması sanki özel isimmiş gibi kısaltma yapılarak kullanılıyor. Bu durum sanıyorum Türkiye’den başka bir yerde yoktur! Üstelik kısaltma da bir kelimeye dönüşmüş durumda; aveme! Kelimeye dönüşmekle kalsa iyi başlı başına bir kavram karşılığı olarak kullanılıyor AVM. Kullanılan kavram tamamen kendi kültürümüze yabancı yaşam tarzını ifade ediyor. Hem AVM düşkünleri böyle kullanıyor hem de o dünyayı ülkemize sokanlar böyle olmasını istiyor. İki taraflı aşındırma ve bozma girişimi…
Bizi gezmeye götürsene diyor; diÄŸeri soruyor, nereye; cevap AVM’ye! Gezmek ve AVM! Bir kere ifade baÅŸtan yanlış; alış veriÅŸ merkezi tamlaması sanki özel isimmiÅŸ gibi kısaltma yapılarak kullanılıyor. Bu durum sanıyorum Türkiye’den baÅŸka bir yerde yoktur! Ãœstelik kısaltma da bir kelimeye dönüşmüş durumda; aveme! Kelimeye dönüşmekle kalsa iyi baÅŸlı başına bir kavram karşılığı olarak kullanılıyor AVM. Kullanılan kavram tamamen kendi kültürümüze yabancı yaÅŸam tarzını ifade ediyor. Hem AVM düşkünleri böyle kullanıyor hem de o dünyayı ülkemize sokanlar böyle olmasını istiyor. Ä°ki taraflı aşındırma ve bozma giriÅŸimi…
Modern insanın çaÄŸdaÅŸ mabedi olan AVM, Batı tipi çarşının ülkemiz gibi tüketim toplumu potansiyeline sahip ekonomik ve sosyal düzen açısından sömürülmeye müsait ülkelere sömürü düzeni aracı olarak sokulmuÅŸ bir tapınma sunağıdır. Sunak öyle egzotik sunuluyor ki insanlar oraya artık sadece alışveriÅŸe deÄŸil bir hayat tarzını icra etmeye gidiyor. Kendi hayatından olmadığını bildiÄŸi bir hayat tarzını sırf kendi hayatından olmadığı yönünün verdiÄŸi merakla yaÅŸamak istiyor. Bu istek öyle meraklı bir istek ki alış veriÅŸ merkezlerini piknik alanıymış gibi bir algılama yaratıyor kendi özgün kültüründen bihaber kitlelere. Ki bu algı zaten algının dayatıcısı tarafından bilerek oluÅŸturulmuÅŸ bir algıdır. Tekel zihniyetiyle çoklu çarşıyı tek kiÅŸinin tekli çıkarlarına hizmet ettirme varyasyonudur. Hep birlikte kazanma güdüsünü tröst mantığına tahvil ederek herkes kazanıyor simülasyonu oluÅŸturup tek kiÅŸinin kazancının sürekli bir ÅŸekilde artması saÄŸlanıyor. DiÄŸerleri ise biz de buradayız ezikliÄŸi içinde tröste hizmet etmekten baÅŸka bir ÅŸey yapmıyor. Bu durum fiyatlardaki aşırı farklılığın normalmiÅŸ gibi alımlanması sonucunu doÄŸuruyor. Ki normal olmadığını aslında herkes biliyor ama oralardaki yüksek fiyatların hayatlarındaki ezikliÄŸe denk gelmesi yani ezikliklerini oralardan gidermeleri herkesi rahatlatıyor. Rahatlama kendi özgün kültüründen uzaklaÅŸmış olmanın yabancılığıyla sınıf atlama mevkisine erdiÄŸi duygusuna kapılmasına neden oluyor. Oysa bilmiyor ki sınıf atlamıyor kendi kendini atlıyor. Çünkü kendi kendini atladığını bilse AVM’lerin taklitten baÅŸka bir ÅŸey olmadığını görür. Ki taklit de kötü taklittir. Peki, neyin taklidi?
Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu ekonomi düzeninde çarşılar, günümüz AVM’lerinin aslıdır. Kopyacı Batı, Osmanlı çarşısını alıp sanki kendi icadıymış gibi bize yutturmaya çalışıyor. Fakat Osmanlı çarşılarının ne ekonomi düzeni ne de ruhu vardır AVM’lerde. Osmanlı dönemindeki çarşılarda aşırı fiyat farklılığı olmadığı gibi Ä°slam ekonomi düzeni adaleti mevcuttur. Aynı ÅŸehirdeki çarşılarda aynı ürünlerde aynı fiyatlar vardır. Tröst mantığıyla deÄŸil Ä°slam’ın adalet anlayışıyla toplumda sosyal adalet saÄŸlanmıştır. AVM’lerle diÄŸer maÄŸazalardaki fiyat farklılığı olmadığı gibi çarşı olması hasebiyle fiyatlar diÄŸer maÄŸazalara göre daha düşüktür. Çünkü çarşılar insanların hayat bulduÄŸu geniÅŸ alanlar olduÄŸundan dolayı günün her saatinde genelde kalabalıktır. Ä°slam ekonomi düzeni fiyat adaletini saÄŸlamanın yanında sosyal adaleti de saÄŸlamıştır. Çünkü AVM’lerde olduÄŸu gibi kiralardaki yükseklikten dolayı ürünlerin fiyatları yüksek deÄŸil. Åžurada daha iyisi var diye bir ÅŸey yok çünkü mümkün olanın en iyisi her yerdedir. Kalite diye bir ÅŸey yok çünkü insan ihtiyacını karşılama mantığıyla ürün üretilmiÅŸtir. Marka diye uydurulan yalan rüzgârı yani reklâm ve spekülasyonla oluÅŸmuÅŸ bir bilinirlik düzeyi yok. Bilinen takvasıyla bilinmiÅŸtir. Osmanlı toplum yapısında Ä°slam hangi düzeyde yaÅŸanıyorsa yani kim Ä°slam’ı daha iyi yaşıyor ve yaÅŸatıyorsa o daha üstündür. Böyle bir anlayış her alanda yaÅŸandığı için ekonomideki çarşı düzeni de böyledir. Osmanlı çarşıları insanın daha da insanlaÅŸtığı mekânlardır. AVM’ler ise insanın insanlığını kaybedip her ÅŸeyi para olarak gördüğü yapmacık mabetlerdir.
Paranın mabetlerini kutsamak kimseye bir şey kazandırmaz!
Henüz yorum yapılmamış.