Güncel
Merhamet ve Nefret - Ali Haydar Haksal
Follow @dusuncemektebi2
İnsanlar birbirlerinin kuyusunu kazıyor. Taraflar karşı taraftakileri haksız yere jurnalliyor. Eskiden bir deyim vardı: Nahak. Hak olmayan, haksızlık. Bugün ise ne yazık ki bu, tam anlamıyla insanlar arasında bir üslup olmuş.
Olumsuzlukları yazmaktan ve gerilimli ortamdan bunaldık. Asıl yapacaklarımızı yapamıyoruz. Bizim için çok zor bir durum. Bu kadar gerilimlilik, nefret yüklülük, can sıkıcılık bizi geriyor ister istemez. Ne denli sabırlı olunursa olunsun yaÅŸananlardan etkileniliyor. Biz de etkileniyoruz. Türkiye’yi dolaşıyoruz programlar gereÄŸi. Duyuyoruz, tanık oluyoruz kimi durumlara. Duyarlı olununca iste istemez etki altına alıyor olumsuzluklar.
İnsanlar birbirlerinin kuyusunu kazıyor. Taraflar karşı taraftakileri haksız yere jurnalliyor. Eskiden bir deyim vardı: Nahak. Hak olmayan, haksızlık. Bugün ise ne yazık ki bu, tam anlamıyla insanlar arasında bir üslup olmuş.
Dedikodu başını almış gidiyor. Bir yerde oturulmaya, bir araya gelinmeyegörsün. Çekiştirmeler, nefret dolu bakışlar ve suçlamalar günün temel sorunu. Jurnallemeler, ihbar etmeler artık sıradan bir durum. Tabiî bu, en tepeden itibaren başlıyor. Buna fırsat veriliyor, teşvik ediliyor ne yazık ki.
Bir siyasi ekranlarda görünüyor, bir hadis okuyor, Veda Hutbesi’nden örnek veriyor, onu izleyenlerden karşı taraftaki biri: “Vay kâfir vay!” diyebiliyor. Siyasal kamplaÅŸmaların keskinlikleri insanları en olmadık düşünüşlere sürüklüyor. Ä°manın ÅŸartları var. Bu düzlemde inananlar için elbette korku yoktur. Ä°nsanlar, ÅŸirk, yani Allah’a ortak koÅŸmadıkça, imanî esaslardan ayrılmadıkça küfürde olmaz. Günahkâr olunabilir, yanlış olunabilir ama böyle bir töhmette bulunulamaz. Ä°man ile küfür arasında belirgin hususlar bulunuyor.
Bu millet dinî konularda ve Müslüman’ca yaÅŸayamamaktan çok acı çekti. Çok da baskı gördü. Tarafların nefreti bir bakımdan da buradan geliyor. Bu, baÄŸlı bulunulan ideolojinin veya dayatmaların bir sonucuydu.
Müslüman olan, İslâmî duyarlığı bulunanların onlar gibi olma zorunluluğu yok. Çünkü İslâm özü itibariyle şefkat ve merhamet özlüdür. Bu temel bir hayat anlayışı. Yüzyıllardır bu medeniyet topraklarında yaşanan da budur. Merhamet ve sevgi bu milleti millet yaptı, büyüttü, kalıcı kıldı. Farklı din ve kültür mensubu insanları bir arada tuttu.
Tarafların nefreti çok yönlü. Biri diğerinden ayrı değil. Evet, gerçek şu ki, biz birbirimize aynayız. Birbirimizden farkımız yok. Zaten bunun için gerilim azalmıyor. Gerilimin gergin telleri üzerindeyiz. Birbirimize ok gibi saplanmaktan haz alıyoruz.
Düşman diye bellenenlere soluk aldırmamak, rızkını kesmek, bir bardak sudan bile esirgemek insanî olmaktan uzak kalmak nasıl bir duygu. Bu, ancak büyük bir nefretten ve düşmanlıktan kaynaklanıyor. Düşman edinmek, duyguları nefrete dönüştürmek kolay bir yol ve yöntem.
SavaÅŸların da bir hukuku var. En istenmeyen bir durumudur insanlığın. Yeryüzünde Habil ile Kabil’den beri süregelmektedir. Ä°nsanlık tarihi savaÅŸlarla sürüyor. Ä°nsanların savaÅŸ anındaki vuruÅŸmaları bile merhametlidir. Acı çektirmeden rakibini öldürmek bile bir hüner gerektirir. SavaÅŸ bu bir taraf ölecek, ölüyor da. Kaldı ki, yazımıza konu olan Müslümanlar ve siyasal çekiÅŸmeler, iktidar olma düşüncesi. Birileri dinî konularda daha duyarlı, kimileri de daha az. Bir kimseyi doÄŸrudan kâfir olarak itham etmek büyük bir vebal ve günah. Ve eÄŸer söz konusu kiÅŸi ÅŸirk koÅŸmuyorsa Müslüman’dır. Ama günahkâr olabilir.
Nefretli bakış, insanların yakınlaşmasını engeller. Asıl tehlike onların yakınlaşmasını engelleyen bakışlı kimselerin davranışlarıdır.
KiÅŸi fiili olarak kendisinin Müslüman olmadığını, Allah’ı inkâr ettiÄŸini söylemiyor ise ona küfür ithamında bulunmak çok daha tehlikeli ve hatta kendisi bu suçlamanın muhatabı olur. Sanırım kendimizi bir daha gözden geçirmeliyiz. Merhamet ve sevgi kapılarımızı açık tutmalıyız.
Henüz yorum yapılmamış.