Atılanların ve açığa alınanların sayısı artmaya devam ediyor. Sayı arttıkça işin doğası gereği yapılan yanlışlıkların sayısı da artıyor. Buradaki sorun, itirazların inceleme süresinin de otomatik olarak artması. Örgüt mensupları için bu sorun önemli olmayabilir. Onları maddi ve manevi olarak destekleyen bir grup var. Peki, bu işlerle hiç alakası olmayanların durumu ne olacak? Ailelerinden ve çevrelerinden dışlanıp içlerine kapanıyorlar. Maddi ve manevi olarak her gün eriyorlar. Lütfen itirazları inceleyecek kurulların sayısını artırdığınız gibi, onlara itiraz edilecek bir üst kurul da meydana getirin. Örgütün tek amacı işin sulandırıldığı görüntüsü altında mağdur sayısını artırmak. Onların isteğinin tersini yapalım.
***
Mahkeme süreçleri baÅŸladı. Birçok yerde davalar aynı anda görülüyor.Bu davaların içinde er ve erbaÅŸlar, askeri öğrenciler ve profesyonel askerler bulunuyor. Tabi ki her davanın içeriÄŸi darbe giriÅŸimi olsa da yaÅŸanan süreçler birbirinden farklı. Bu nedenle de aynı pozisyondaki insanlar için farklı suçlamalar yapılabiliyor. Bu yazdıklarıma bir ekleme yapmak istiyorum. Dava içerisindeki er ve erbaÅŸların, askeri öğrencilerin durumuna farklı bir gözle bakmakta yarar görüyorum. Suçu, direkt darbe kalkışmasına katılanlar kapsamında olanlar hariç, baÅŸlangıç aÅŸamasında kalanlar için hızla karar vermekte yarar var. Bazı öğrencilerin hayatlarını darbe gecesinde hızla alınan kararlar kurtarabildi. Isparta’daki öğrencilerin hayatını otobüslerin kalkmasını engelleyen yetkililer kurtarabildi. Ama bazıları bu kadar ÅŸanslı olamadı. Olay yerlerine zorla götürüldüler. Ailelerin isteÄŸi, yaÅŸananlara bir de askeri öğrenci gözünden bakmamız.
Bu seyahatimde beni çok duygulandıran bir olay da yaÅŸadım. Gölbaşı’nda ÅŸehit edilen özel harekat polisinin eÅŸi ile kitap fuarında tanışma fırsatı buldum. Onun asaleti ve vakurluÄŸu hepimize örnek olmalı dedim.
***
Tanışmanın ardından konuÅŸmaya baÅŸladı ve önemli bir sorunu dile getirmek istediÄŸini söyledi. Anlatmaya baÅŸlayınca bir kez daha asaletinin farkına vardım. Kendimle ilgili bir konu paylaÅŸmayacağım dedi ve anlatmaya baÅŸladı: “O gece biz hepimiz eÅŸlerimizi kaybettik. Devlet saÄŸolsun bizleri hiç maÄŸdur etmedi, sahip çıktı. Ama kanuni zorunluluk nedeniyle bazı kiÅŸilere elini uzatamadı. O gece ÅŸehit olan arkadaÅŸlarımızın bir kısmı niÅŸanlı veya sözlüydü. Hatta nikahlarına birkaç gün kalan arkadaÅŸlarımız vardı. Tabi ki iÅŸin zorluÄŸunun farkındayız. Benim bu arkadaÅŸlar için bir önerim olacak. Geride kalanların büyük bir kısmı atama bekleyen öğretmen, onlara bir öncelik tanınamaz mı?”
Ben de sizlere soruyorum; sayıları onu geçmeyecek bu durum için bir şey yapılamaz mı? Sevdiklerini kaybeden bu evlatlarımız için bizler de bir şey yapamaz mıyız?
Çok gezince çok insanla tanışıyor ve onların hayatlarına da misafir oluyorsunuz. Bu esnada bazen duygulanıyor bazen de onların yaşadıkları karşısında kafanızı yerden kaldırmakta zorlanıyorsunuz. İşin mutlu oldum kısmı da bundan sonra başlıyor. Bir tane sorunun çözümünde yardımcı olabildiğinizde, hayat daha anlamlı oluyor.
Henüz yorum yapılmamış.