Güncel
Cuntacılar tarihin çöplüğüne gönderilirken o, üniversitesine 22 yıl sonra başörtüsüyle girdi
Cumhuriyet Üniversitesi’nde 1995 yılında düzenlenen mezuniyet töreninde başörtülü olduğu gerekçesiyle diploması verilmeyen Zöhre Uçar, 22 yıl sonra aynı üniversitede çiçeklerle karşılandı.
Cumhuriyet Ãœniversitesi’nde (CÃœ) 1995 yılında düzenlenen mezuniyet töreninde başörtülü olduÄŸu gerekçesiyle diploması verilmeyen hemÅŸirelik bölümü öğrencisi Zöhre Uçar, 22 yıl sonra aynı okulda bu kez çiçeklerle karşılandı.
CÜ Sağlık Hizmetleri Hemşirelik Meslek Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü birincisi Behiye Karadeniz ve Hülya Öztaş ile katıldıkları mezuniyet töreninde diplomaları verilmeyen başörtüsü mağduru 43 yaşındaki Uçar, üniversitesinde çiçeklerle karşılanmanın mutluluğunu yaşadı.
Başörtüleri nedeniyle aynı dönemde disiplin cezalarıyla okuldan atılan Hatice Topal ve Semanur Åžahin ile rektörlük binası giriÅŸinde karşılanan Zöhre Uçar, Rektör Prof. Dr. Alim Yıldız’ı makamında ziyaret etti.
Mezuniyet Günü Neler Yaşandı?
AA’da yer alan habere göre, Malatya EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesi’nde hemÅŸire olarak görev yapan Uçar, gazetecilere yaptığı açıklamada, o dönemde başörtülü olarak törene katılmamaları için her türlü engelin çıkarıldığını söyledi.
Amaçlarının sâdece başörtülü olarak yemin edip, diplomalarını almak olduğunu dile getiren Zöhre Uçar, mezuniyet günü yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
“Bunu engellediler. Biz de mezuniyet günü 3 arkadaşımızla törene katılmaya karar verdik. 9-10 kapalı arkadaÅŸtık, kala kala 3 kiÅŸi kaldık. DiÄŸer arkadaÅŸlarımızdan bazıları baÅŸlarını açtı, bazıları da törene katılmama kararı aldı. Bizi törene davet etmemiÅŸlerdi, provalara katılmamıştık. Biz yine de tören günü ‘Bize de yemin ettirirler.’ diye düşündük, çünkü bizim de hakkımızdı. ‘Gider yeminimizi eder, döneriz.’ diyorduk ama mâlesef böyle olmadı. Behiye arkadaşımız birinciydi. Birinci olmasına raÄŸmen kendisine törene katılamayacağı ve plaketin ikinciye verileceÄŸi söylenince biz tören alanına girdik. Behiye arkadaşımız mikrofonu aldı, birinci olmasına raÄŸmen törene katılmasına izin verilmediÄŸini, başörtüsünü çıkararak katılmasının istendiÄŸini söyleyince, sınıf arkadaÅŸlarımızdan biri aÄŸzını kapatarak ‘Senin konuÅŸmaya hakkın yok.’ diye müdahale etti. Tabî o müdahale sırasında ben de müdahale ettim. Keplerimiz yere atıldı. Daha sonra tören alanını terk ettiler. BaÅŸka bir yere gittiler ve orada törene devam ettiler. Biz yine o kapının arkasında kaldık, yine tören alanına alınmadık.”
Olaydan sonra büyük bir korku yaşadıklarını belirten Uçar, "Anne ve babalarımız olayı basından duydu. Olay, basına yansıyınca birkaç gün sonra bir hocamızın eşliğinde bizi bir odaya topladılar, kapalı arkadaşlara yemin ettirdiler. Böylelikle diplomamızı alıp mezun olabildik." dedi.
“Bizim İçin Devrim”
Mezun olduktan 1-1,5 yıl sonra önce Ãœmraniye’de özel bir dispanserde, daha sonra da kamuda göreve baÅŸladıklarını, esas sıkıntıları 28 Åžubat sürecinde yaÅŸadıklarını vurgulayan Zöhre Uçar,“28 Åžubat sürecine girdikten sonra sıkıntılar, gerçek acılar çekmeye baÅŸladık. Uyarı, kınama, maaÅŸtan kesme gibi çok sayıda ceza aldık. O dönemde baÅŸhekim olan Sedat SivaslıoÄŸlu bizi çok destekledi ama görevden alındı.” diye konuÅŸtu.
Bazen pes ettiklerini, mücadeleyi bıraktıklarını aktaran Uçar, “Ben içimden ‘Herhâlde başörtüsü takmayan insanlar çok mutludur.’ diyordum. O kadar psikolojimizi bozmuÅŸlardı. Bugüne geldiÄŸimizde ise bir devrim oldu. Müslüman bir ülkede müslüman olarak okuyup üniversitelere gidebilmemiz aslında normal ama bizim için devrimdi.” ifadelerini kullandı.
Henüz yorum yapılmamış.