Sosyal Medya

Kürsü

Karargah Hürriyet - Ahmet Taşgetiren

15 Temmuz dolayısıyla darbelerin güncelliğini kaybetmediği, 20'nci yıldönümü dolayısıyla 28 Şubat'ın gündemde olduğu bir ortamda, Hürriyet gibi iyi sabıkası bulunmayan bir gazetede “Karargah rahatsız” diye bir manşet atmak, gün ortasında hırsızlık yapmak kadar aymazca bir iştir. Ve gazetenin yazı işleri o aymazlığı yapmıştır. Haber Hande Fırat imzası taşıyor. Hande Fırat imzalı bir haberden böyle bir aymazlık üretmek apayrı bir maharete sahip olmayı gerektirir.



Hande Fırat'ın, 15 Temmuz gecesi CumhurbaÅŸkanı'nı halk ile buluÅŸturarak, gazetecilikten öte milli bir misyon ifa ettiÄŸi bizzat Ak Parti dünyasında kabul edilen bir durumdur. Bu sebeple Hande Fırat'ın TSK'da darbe hazırlığı iması taşıyan “Rahatsızlık” haberine imza atacak birisi olmadığını sanırım basın dünyası ve sanırım, Sayın CumhurbaÅŸkanı ve BaÅŸbakan dahil “Devlet ricali” teslim edecektir.
 
Ayrıca haber, bir konu hariç, genelde Karargah'ın, medya ve siyaset ortamında Genelkurmay BaÅŸkanı'na yönelik iddialardan rahatsızlığını ortaya koymaktadır. “Akit'e baÅŸsaÄŸlığı, CumhurbaÅŸkanı ile yapılan ziyaretler, ABD'li generalin ayağına gitmek, Çuvalcı generalin madalya takması, Kardak gezisi, Darbeci DiÅŸli ile ortak villa iddiası...” gibi. Bunların hiçbirinde Karargah'ın mevcut yönetime karşı “rahatsızlığı”nı gösteren, dolayısıyla “Darbe eÄŸilimi” ile baÄŸlantılı bir muhteva yoktur. “Bir konu hariç” dedim. O da “Silahlı kuvvetlerde başörtüsü kararı” ile ilgilidir. Fırat'ın haberinde Karargah'ın o konu ile ilgili “Yapılan düzenlemede Karargah'ın görüşünün alınmadığı, Genelkurmay BaÅŸkanlığı'nın dahli olmadığı” bilgisini verdiÄŸi belirtiliyor. Bu ifade, bir itirazı, serzeniÅŸi, rahatsızlığı yansıtıyor mu, evet o hissediliyor.
 
Hükümetten konu ile ilgili iki değerlendirme geldi.
 
Birisi BaÅŸbakan'a aitti; “ManÅŸet atarak Hükümete ayar vermeye çalışıyorlar” dedi. Bu, Hürriyet'in manÅŸetinden rahatsızlığı yansıtıyordu.
 
Diğeri Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'a aitti. Şöyle söyledi:
 
"Son günlerde büyük bir üzüntüyle ve esefle TSK'yı siyasetin içine çekme gayretlerini görüyoruz. TSK'yı siyasetin içine çekme çabaları, beyhude çabalardır. Bu siyasetin muhatabı siyasettir. Siyasetin muhatabı TSK ve onun komuta kademesi değildir. Varsa eleştiriniz, Milli Savunma Bakanı olarak ben varım. Hükümet olarak da AK Parti hükümeti var. Başkomutan olarak da Sayın Cumhurbaşkanımız var. TSK, milli ve manevi değerlerimize sonuna kadar bağlıdır."
 
Bakan'ın sözleri daha çok Karargah'ın rahatsızlık duyduğu konuları önemsediği izlenimi veriyordu.
 
Hürriyet,kendisine yöneltilen suçlamalara “Hürriyet'e iftirada sınır tanımazlık” baÅŸlığı altında bir cevap verdi. Cevap, “Gazetemizin “Yedi EleÅŸtiriye Yedi Yanıt” baÅŸlığını taşıyan dünkü manÅŸet haberi” diye baÅŸlıyordu. Cevapta içerde yer alan “Karargah rahatsız” ifadesine yer verilmemiÅŸti. Anlaşıldığı kadarıyla o ifadenin problemli olduÄŸunu ve problemin çok da hazmedilir olmadığını onlar da görüyordu.
 
Bütün bunlardan sonra, belki üzerinde durulacak bir hususa iÅŸaret etmek gerekiyor. Åžu anda TSK'da dünlerdeki gibi “Karargah rahatsız” denildiÄŸinde “Genç subaylar rahatsız” manÅŸetlerinin atıldığı zamanlara benzer bir problem var mıdır? En azından “Karargah”ta var mıdır?
 
En azından “Karargah”ın, 15 Temmuz'dan sonra “Siyasi Ä°rade” ile uyum içinde hareket ettiÄŸi söylenebilir. Milli Savunma Bakanı'nın da sivil irade olarak, oldukça net sivil hamle yaptığı gözleniyor. 15 Temmuz'un sivil iradeye ciddi anlamda güç kazandırdığı da bir vakıa.
 
Ancak onun ötesinde ne var?
 
Eski Genelkurmay baÅŸkanı Ä°lker BaÅŸbuÄŸ'un farklı ortamlarda kamuoyuna yansıyan bazı rezervleri herhalde siyasi irade tarafından da not edilmiÅŸtir. Bunlar ne kadar TSK'nın ortak kanaatidir, ne kadar “Eski TSK anlayışı”nın uzantısıdır, üzerinde düşünülecektir.
 
Sonuçta TSK'nın güçlü olması, siyasi iradenin de vazgeçemeyeceği bir gerçekliktir. Bakan Işık da bunun altını çiziyor. Ordu siyasette olmayacak, güvenlikte kesinlikle olacak.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.