Ekonomi
Ekonomik özgürlük - Hatice Karahan
Follow @dusuncemektebi2
Washington DC merkezli Heritage Foundation, 1995'ten bu yana her yıl bir global Ekonomik Özgürlük Endeksi (Index of Economic Freedom) yayınlayarak ülkeleri bu anlamda hizaya sokmakta... Nedir efendim ekonomik özgürlük derseniz; konsept, bireylerin ekonomik tercihlerinde istedikleri şekilde kendilerini yönetebilmesi ve ülkede emek, sermaye, mal ve hizmet akışının serbest olmasıyla temellendiriliyor. Söz konusu özgürlüğün derecesini ölçme fikri ise, meselenin refaha giden yolda kritik bir unsur olmasından ileri geliyor.
Peki, bu özgürlük nasıl ölçülüyor derseniz, Heritage endeksinde eşit ağırlık verilmiş 4 madde var: Hukukun üstünlüğü, kamunun büyüklüğü, yasal düzenlemede etkinlik ve piyasaların açıklığı. Bu her bir alt endeksin altında da, yine eşit önem atfedilmiş 3'er kategori var. Şöyle ki;
*Hukuk; mülkiyet hakları, devletin düzgünlüğü ve yargının etkinliğine,
*Devletin büyüklüğü; devlet harcamaları, vergi yükü ve mali sağlığa,
*Düzenlemede etkinlik; iş ortamı ve emeğin özgürlüğü ile parasal özgürlüklere,
*Açık piyasalar ise; ticaret ile yatırımların özgürlüğüne ve finansal özgürlüğe bakıyor.
ORTA SINIF BİR ÖZGÜRLÜK
Ekonomik Özgürlük Endeksi'nde 180 ülke var ve her biri için puanlama, en tutsak 0'dan en özgür 100'e uzanan bir aralıkta yapılıyor. 80 puan ve üzerini yakalayanlar basbayağı özgür ilan edilirken, 70'ten basamak alanlar büyük ölçüde özgür sayılıyor. 60'lardaysanız orta derece özgür, yok 60'ı tutturamadıysanız da, epey özgürlük yoksunundan ezik sınıfına kadar kademe kademe inebiliyorsunuz.
Buna göre dünyanın 2017 endeksinde geldiÄŸi ortalama 60,9 ile tarihi zirveye iÅŸaret ederken, küresel ekonominin averajda “orta seviye özgürlüğün” ucundan köşesinden yakaladığını görüyoruz.
Sıralamanın tepesinde hava atanlar, ilgili diğer endekslerden de aşina olduğumuz isimler: Hong Kong, Singapur, Yeni Zelanda, İsviçre ve Avustralya. İlk 10'daki ülkeler arasında, Estonya, BAE ve Şili de var mesela.
Öte yandan, böyle bir endeks olmasaydı da şıp diye bileceÄŸimiz dünyanın “en baskıcı” ekonomisi ise, sonunculuÄŸu kimseye kaptıramayan K. Kore… 100 üzerinden tek haneli skoruyla feci bir durum sergileyen K. Kore'ye, özgürlüğe uzanan o upuzun yolda Venezuela ve Küba son 3'te yer alarak eÅŸlik ediyor.
60. OLDUK
2017 endeksinde 49 ülke bugüne kadarki en iyi skorlarını almış durumda iken, bu grup içinde Türkiye de var. Nitekim en son 2013'te 64,9 ile kendi rekorunu kıran ve sonrasında 2016 endeksi itibariyle 62,1'e gerileyen skorumuzun, 65,2'ye tırmandığını gözlemliyoruz. Buna göre puanımız, dünya ortalamasının bir miktar üzerinde dururken, 180 ülke arasında bu yıl 60. oluyoruz. Geçen sene 79. sırada olduğumuza göre, belirgin bir yükseliş var.
Bununla birlikte, ait olduğumuz 68 puanlı Avrupa kapsamında ise ortalamanın biraz altında ve 44 bölge ülkesi arasında 29. sıradayız. Romanya, Bulgaristan, Polonya gibi pek çok ekonomi Türkiye'den yukarılarda gezinirken, bizden daha az özgür Avrupalı ekonomiler arasında da, İspanya'dan Fransa'ya, Portekiz'den İtalya'ya ülkeler saymak mümkün. En vahim bölgedaşlar ise, Ukrayna, Yunanistan ve Rusya...
NEDENİ NİÇİNİ
Ekonomimizin neden orta düzey bir özgürlüğe sahip olduğunu anlamak için ise, alt endekslere bakmak gerek.
Bu bağlamda kendi içimizde en iyi skorumuz, kamu kesimimizin özgürlüğe yakın seyreden boyutunda iken, burada durumu özellikle mali disiplinden kurtarıyoruz. 2 numaralı olumlu görünümü ise, yine 70 üzerinde not alan açık piyasa alt endeksimiz takip ediyor.
Bizi ortalara çeken kategorilerden biri ise, düzenlemeler… Bu kapsamda özellikle emek piyasasındaki sıkıntılar olumsuz etki yapmış görünüyor. En kötü olduÄŸumuz kategoriyi ise, nicedir konuÅŸmaktayız: Hukukun üstünlüğü… 51,5'lik zayıf skorla özgürlüğümüzü aÅŸağı çeken bu klasmanda, kurumlar ve yargı sisteminin acil tedavi beklediÄŸini bir kez daha hatırlıyoruz.
ZEMÄ°NE GÃœVEN SERMEK GEREK
Endeksin veri seti, farklı farklı yerlerden besleniyor ve ilgili tarihler mümkün olduğunca uyumlu tutulmaya çalışılıyor ancak söz konusu tüm hesapların kesim tarihi Haziran 2016 sonu. Dolayısıyla endeks, sonrasındaki gelişmeleri kapsamıyor. Bu noktada bizim de aklımıza, bu tarihin hemen akabinde yaşadıklarımız düşüyor.
O günlerden bugünlere şöyle bir uzandığımızda ise, toplumsal ve ekonomik olarak ciddi acılar tecrübe ettiğimiz malum. Dolayısıyla bu vesileyle, not düşmeden geçmemem gerek. Bin türlü musibetle boğuşmak şüphesiz zor iş ancak bir yandan da en temeldeki psikolojiyi tamir etmemiz şart. Ekonomik güven endekslerinde birtakım iyileşmeler görüyoruz mesela lakin kast ettiğim esaslı bir husus da, şu hassas zamanlarda, memleketin geleceğine ve kardeşliğine olan inancı kapsayıcı bir şekilde onarmayı içeriyor. Güzel bir gelecek, hukuk başta olmak üzere, kurumsal tamiratlardan geçiyor. Hem toplumdaki adalet ve düzeni hem de küresel arenadaki konumumuzu güçlendirmek için, en temelde buna dikkat etmemiz gerekiyor.
Konu manşetimize bağlayacak olursam da; madem hedefimiz ekonomimizi uçurmak, o halde onu ve tüm alt kümelerini mümkün olduğunca özgür, güvenli ve güvenilir kılmak gerekiyor.
Henüz yorum yapılmamış.