Sosyal Medya

Güncel

Ardan ZENTÜRK: NATO için referandum... Orduyu da size yedirmeyiz, bilin...

NATO müttefiklerimizin (!) bu yaptıkları karşısında Türk-Rus ilişkisinin yakınlaşması hayatidir, bu, Türkiye’nin bir ittifaktan çıkıp diğerine yönelmesi değil, bağlantısız-dengeli politikaları üretmesi için önemlidir. Ama, müttefiklerin (!) bu tutumu devam ederse kanaatim şudur: Türkiye’nin NATO üyeliğinin devamı için bir referandum gerekir, bırakın, 15 Temmuz’u püskürten millet, buna da karar versin...



 “A Plan”larını biliyorduk, bilerek o büyük riske girdik. ErdoÄŸan, hükümet, Bahçeli ve TSK, Suriye üzerinden gelen “kışkırtma”nın muhtemel baÅŸarısızlık halinde omuzlara yükleyeceÄŸi ağır faturayı bilerek cumhuriyet tarihinin en anlamlı harekatının altına imza attılar.
 
Amaçları, 15 Temmuz’da “silkelediklerini” sandıkları ordunun, Fırat Kalkanı’nda bataÄŸa saplanması,  doÄŸacak kaos ortamında ise “yarım kalan darbelerinin” tamamlanmasıydı. “Ne iÅŸimiz var El Bab’da” lafının yüksek beklentili perde arkası budur. El Bab’a giren o Mehmetçik var ya, 15 Temmuz iÅŸgal giriÅŸimine atılmış ikinci tokattır!..
 
İki de bir Orgeneral Akar ile uğraşmalarının, daha dün içinden çıkmış bir cuntayı emir-komuta zinciri içinde alt etmiş orduyu siyasetin içine çekmeye çalışmalarının nedeni budur.Meşru siyasi otorite ile asker arasında fay hattı oluşturacak, doğacak kaos ortamında ise yeni bir hamlenin yolunu açacaklar, olmayacak, çünkü hedeflerini ve planlarını biliyoruz.
 
Bize “Fırat Kalkanı’nda 20 km. güneye kadar inebilirsin” diyenler, bugün El Bab’ın alınması karşısında “memnuniyet” bile belirtmedi, diÄŸer yandan, en kıdemli senatörleri, komutanları Kobani’de PKK ile güven tazelemenin peÅŸinde... PKK’ya, DEAÅž’a karşı ağır silahlar vereceklermiÅŸ, verin, nasıl olsa etkisiz hale getiririz, ama yarın, o silahlar sizin oradaki askerlerinize yöneldiÄŸinde sakın aÄŸlayarak gelip yeni Ä°ncirlik toplantıları yapmaya da kalkmayın...
 
Amerikalılar zeki değil...
 
Aşırı kurumsallaÅŸma, bireysel inisyatifi öldüren bir durumdur, zaman içinde kurumsal üst zekanın da ölümüne yol açar, ABD-Avrupa hattında yaÅŸadıklarımız, Batı’nın sırtını dayadığı mali ve teknolojik güce raÄŸmen bu tür bir sürece girdiÄŸini gösteriyor.
 
Amerikalıların bir terör örgütüne karşı diğer terör örgütünü kullanma stratejisinin kendilerine getirdiği ağır riski görememeleri bundan...
 
Ä°ki terör örgütünü çatışma alanında baÅŸbaÅŸa bırakırsanız, bu iki örgüt var oluÅŸlarının ana eksenini perde arkası mutabakata baÄŸlarlar. Mutabakat, tarafların birbirlerini hırpalıyormuÅŸ gibi gösterip asla varlıklarını sonlandırmamaları üzerinedir. Taraflardan biri, diÄŸerini ortadan kaldırdığında, kendi meÅŸruiyetinin de ortadan kalkacağını bilir,  Ã§izdikleri sınırlar içinde “mış gibi” davranarak oyunu sürdürürler.
 
Yani, PKK’ya Amerikan ordusunun tüm silahlarını verseniz, “hadi temizle ÅŸu DEAÅž’ı” deseniz de DEAÅž, öyle ya da böyle varlığını sürdürecektir, çünkü PKK DEAÅž’ı temizlemenin kendisi için iyi bir sonuç olmayacağını zaten bilmektedir. Åžii Hizbullah DEAÅž’a tek mermi sıkıyor mu, iÅŸi-gücü DEAÅž’la savaÅŸan ÖSO’yu arkadan hançerlemek, neden?
 
DEAÅž, Hizbullah veya PKK gibi “yeni nesil terör örgütlerini” temizleyecek tek unsur, devletlerin meÅŸru silahlı güçleridir, bakın, girdik Suriye’ye, temizleyerek devam ediyoruz, Ankara’da bir kiÅŸi, “Tamamını yok etmeyelim, varlıkları bizim iÅŸimize yarıyor” diye düşünüyor mu, hayır.
 
Kendi teröristlerinden vaz geçemiyorlar...
 
Amerikalılar, baÄŸlantısında Avrupalılar, kendi oluÅŸturdukları ve Türkiye’ye karşı kullandıkları iki terör örgütünden belli ki vaz geçemiyorlar: FETÖ ve PKK...
 
Bu iki örgütün, Türkiye’nin güneyden kuÅŸatılması, zaman içinde de iÅŸgal edilmesine dönük bir planın piyonları olduÄŸu ortaya çıktı.
 
Kim, FETÖ ile mücadeleyi sulandırmaya çalışıyorsa, kim, sözde özgürlükçü söylemlerle PKK’yı meÅŸrulaÅŸtırmaya uÄŸraşıyorsa bilin ki, emperyalist uÅŸağıdır!..
 
Karşılarında tabii ki, milleti ve “milli güçleri” bulacaklardır. Ordumuz, kendi karargahlarında tezgahlanmış bir emperyalist saldırıyı milletiyle omuz omuza püskürtmüş, aynı emperyaliste Fırat Kalkanı zaferleriyle de gereken cevabı vermiÅŸtir, sakın, ama sakın orasını-burasını kurcalamaya kalkmayın, karşınızda generallerden önce milleti görürsünüz, yedirmeyiz.
 
Türk-Rus ilişkisi hayatidir...
 
Tablo bellidir. ABD’nin Suriye’deki PKK ittifakı, FETÖ elebaşı hakkında ipe un sermesi, Avrupa’nın FETÖ kaçaklarını korumaya alıp, PKK’ya topraklarında çalışma alanı açması... Bütün bunlar ortadayken, emperyalist uÅŸaklarının iki de bir Moskova’dan yapılan sıradan bir açıklamayı köpürterek, “bakın Ruslar neler yapıyor” kampanyaları baÅŸlatmaları da asla tesadüf deÄŸildir, geçiniz...
 
NATO müttefiklerimizin (!) bu yaptıkları karşısında Türk-Rus iliÅŸkisinin yakınlaÅŸması hayatidir, bu, Türkiye’nin bir ittifaktan çıkıp diÄŸerine yönelmesi deÄŸil, baÄŸlantısız-dengeli politikaları üretmesi için önemlidir.
 
Ama, müttefiklerin (!) bu tutumu devam ederse kanaatim şudur:
 
Türkiye’nin NATO üyeliÄŸinin devamı için bir referandum gerekir, bırakın, 15 Temmuz’u püskürten millet, buna da karar versin...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.