Sosyal Medya

Kültür Sanat

Cafer Vayni: İbn-i Haldun bitmek bilmeyen bir deryadır

İbn-i Haldun’un fikirleri ve Mukaddime’si Bakırköy’de düzenlenecek “Semasında Tek Yıldız: İbn-i Haldun” paneliyle teşrih masasına yatırılıyor.



Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi Kültür Daire BaÅŸkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü tarafından düzenlenecek olan“Semasında Tek Yıldız: Ä°bn-i Haldun” paneline Bakırköy Ä°lçe Milli EÄŸitim Müdürlüğü, Bakırköy Anadolu Lisesi ve Türkiye Ä°lim Fikir ve Sanat Eserleri Meslek BirliÄŸi Ä°LESAM destek ve katkı saÄŸlıyor.

23 Åžubat PerÅŸembe günü saat 13:30’da Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan panelin açılış konuÅŸmasını Bakırköy Ä°lçe Milli EÄŸitim müdürü Emrullah Aydın Yapacak. Ä°lesam Ä°stanbul Åžube BaÅŸkanı Sosyolog Cafer Vayni’ninmoderatörlüğünü üstlendiÄŸi programda Prof. Dr. Kadir Canatan, Prof. Dr. Mahmut Arslan, Ä°lahiyatçı-Sosyolog Ä°rfan MüftüoÄŸlu ve Tarihçi Mehmet ErdoÄŸan Ä°bn-i Haldun’u efradını cami a’yarını mani bir ÅŸekilde anlatma gayretinde bulunacak.

CEMÄ°L MERİÇ: Ä°BN-Ä° HALDUN’UN DÜŞÜNCESÄ° BÄ°R MEDENÄ°YETÄ°N SON SÖZÃœDÃœR

Cemil Meriç’in, “Düşüncesi bir medeniyetin son sözüdür. Çöküş halinde bir dünyada muhatap bulamamıştır. DoÄŸu Rönesans’ı onunla biter. Asya karanlığa gömülür. MeÅŸale Asya’dan Avrupa’ya geçer” ÅŸeklinde tavsif ettiÄŸi Ä°bn-i Haldun, M. 1332 yılında Tunus’ta doÄŸmuÅŸ. Ä°bn-i Haldun, Endülüs’ün ve Kuzey Afrika’nın siyasi hayatına tesir eden Hadramut kökenli bir Arap aileye mensup. Döneminin meÅŸhur bilginlerinin ders halkalarına oturan Ä°bn-i Haldun, evvelemirde Kur’an-ı Kerim’i hıfzetmiÅŸ; Arap dili ve edebiyatı, fıkıh, akaid, kelam, hadis ve edebiyat okumuÅŸ. GeniÅŸ tetebbuatı ve yaptığı ilmi çalışmalarla kısa sürede akli, ilmi ve dini bilimlerde geniÅŸ malumat sahibi olarak; Kuzey Afrika, Gırnata, Mısır, Tunus ve Åžam gibi merkezlerde idari, ilmi ve siyasi alanda pek çok vazife almış.



Ä°bn-i Haldun’un yaÅŸadığı dönem Kuzey Afrika’da Berberi kabileleri arasındaki çatışmaların ÅŸiddetlendiÄŸi bir dönem. Mukaddime ve Dünya Tarihi’nin yazarı, Ä°bn-i Haldun 1406 yılında Kahire’de vefat etmiÅŸ. 

MUKADDİME, İSLÂM MEDENİYETİNİN EN ÖNEMLİ ESERLERİNDEN BİRİ

Müslüman-Arap medeniyetinin en büyük tarihçi ve toplum bilimcilerinden kabul edilen Ä°bn-i Haldun’un en önemli eseri şüphesiz Mukaddime’dir. Günümüzde Cezayir sınırlarında bulunan Beni Saleme Kalesi’nde kaleme alınan eser, Türkçe, Ä°ngilizce, Fransızca ve Portekizceye çevrilmiÅŸtir.

Panelin moderatörü, İlim Fikir ve Sanat Eserleri Meslek Birliği İLESAM İstanbul Şube Başkanı Sosyolog Cafer Vayni ile panel öncesini konuştuk.

Cafer Bey, söze, Ä°LESAM’la baÅŸlayalım isterseniz? Ä°LESAM Ä°stanbul Åžubesi’nin misyonu nelerdir?

Ä°LESAM Ä°stanbul Åžubesi’nin bilinen ve bilinmeyen iki misyonu vardır.Her ikisi de fikir ve sanat hayatımızın ve bu alanda eser üretenlerin güçlenmesine hizmet etmektir.

Bu misyona matuf neler yapıyorsunuz?

Önce bilinmeyenden bahsedeyim.

Hay hay…

Ä°LESAM 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre kurulan bir meslek birliÄŸidir. Bu anlamda Ä°LESAM eser sahiplerinin haklarını korur, alır ve üyesine verir.Eser sahiplerinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında ürettikleri Ä°lim ve Edebiyat Eserleri ile ilgili olarak yasal avukatıdır. Yasanın tanıdığı bu alanla ilgili üyelerinin her türü hakkını korur.Dava açar,suç duyurusunda bulunur.Dostane çözüm üretmeye çalışır.

Bunları biliyoruz… Bilinmeyene gelelim isterseniz…

Tabii ki. Bilinmeyen kısmını İLESAM olarak ifşa etmeyiz.Bunda da amaç üyelerimiz ile yayıncıları kamuoyu önünde karşı karşıya getirmemektir.Yani üyelerimizin yayıncılar tarafından kara listeye alınmasını önlemektir.

Bilinen kısmı kamuoyu da takip ediyor. Ä°stanbul’un, Türkiye’nin ve dünyanın kültür-fikir ve sanat hayatına faaliyetlerimizle destek veriyoruz. Bu çerçevede Çınaraltı Sohbetleri dizisi altında ÅŸu ana kadar 85 program, Merhum Mehmet Akif Ersoy’la ilgili 25 Program,Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi Kültürel Etkinlikleri kapsamında da ÅŸu ana kadar sekiz özel etkinlik gerçekleÅŸtirdik.Ayrıca BoÄŸaziçi ve Bodrum kitap fuarları gibi onlarca faaliyetin ya içerisinde bulunduk,ya da arka planda destekleyeni olduk.

Mehmet Akif Ersoy’dan da bahsetmiÅŸken geçenlerde gördüğüm bir rüyamı da anlatmak isterim.

Ä°LESAM, MERHUM AKÄ°F’Ä°N HEDEFLEDİĞİ Ä°NSAN VE TOPLUM KALÄ°TESÄ°NÄ° OLUÅžTURMAYI AMAÇLIYOR

Buyurunuz Cafer Bey.

Sanırım Mehmet Akif Ersoy’la yatıp-kalkmamızdan olsa gerek rüyamda Mehmet Akif merhumu vefat etmiÅŸ gördüm. Ben de cenazeye katılıyorum.GiriÅŸte her katılana torunu Selma Argon Hanım yepyeni,gıcırgıcır bir adet 20 TL veriyor.Biraz ilerde biz bu 20 liraları derviÅŸ kılıklı bir adama veriyoruz.Anlamsız bulduÄŸum bu davranışın nedenini sorduÄŸumda cenazede usulün bu ÅŸekilde olduÄŸunu söylediler.Oradan düz ayak ilerledim.Akif merhumun tabutunun bulunduÄŸu odanın kapısını açtım.10-12 metrekare kadar olan odanın kapısını açınca tam karşımda CumhurbaÅŸkanımız Tayyip Bey’i Akif’in tabutunu beklerken gördüm.Önünde uzun bir masa vardı ama Akif’in cenazesi masanın üzerinde deÄŸildi.Başımı hafif sola çevirdiÄŸimde Akif’in cenazesinin yine masa gibi uzun olan sporcu soyunma odalarında bulunan oturak üzerinde ve Tayyip Bey’in sağında bulunduÄŸunu gördüm.Son bir ay içerisinde Tayyip Bey’i üç defa rüyamda gördüğümden dolayı rüyalarımı Ãœmit Meriç Hocama anlattım.O da rüyayı; “Türkiye’nin içinde bulunduÄŸu yeni kurtuluÅŸ savaşında Mehmet Akif Ersoy’un ruhu ile Tayyip Bey’e destek verdiÄŸi” ÅŸeklinde yorumladı.

Özetlemek gerekirse İLESAM İstanbul Şubesi olarak Mehmet Akif Ersoy merhumun hedeflediği toplum ve insan kalitesini oluşturmanın esas amacımız olduğunu söyleyebiliriz.

Yaptığınız çalışmalar üyeleriniz ve kamuoyu nezdinde makes buluyor mu?

İstanbul Şubesi olarak faaliyetlerimiz kamuoyu tarafından ilgi ile takip ediliyor.Her faaliyetimizin katılımcı kitlesi önceki faaliyetlerimize katılanlardan yüzde yetmiş oranında farklı oluyor.Bu anlamda binlerce kişi faaliyetlerimize katılarak faydalanmıştır.Faaliyetlerimizi ilgililere tanıtım ve duyuru konusunda da sıkıntımız yok.Ancak katılamayanların soyut dünyasında faaliyetlerimizin çok daha etkili olduğunu gelen mesajlardan anlıyorum.

Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

Faaliyetlere olan ilgiyi harcanan emek ve özgün oluşlarına bağlıyorum.Bütün faaliyetlerimiz teknik olarak iyi hazırlanıyor. Konu olarak toplumsal ve bireysel fayda hedefleniyor.Konuşanların mutlaka alanlarını iyi bilen uzmanlardan olmaları sağlanıyor.Yine konu hakkında derinlemesine anlatımda bulunabilecek şahsiyetler tercih ediliyor.Katılımcı kitlesinin kimler ve aşağı yukarı kaç kişi olacağı dahil buraya kadar anlatılanlar planlama ve arkadaşlarımızla istişare aşamamız.

HÜR DÜŞÜNCEYİ ESAS ALIYORUZ

Uygulama aşamasında neler yapılıyor?

Faaliyetin uygulama aÅŸamasında ise hür düşünceyi esas alıyoruz.Tartışmalarımızı fikir ekseninde yapıyoruz.Dinleyicilere de soru ve söz hakkı tanıyoruz.Aramıza yeni katılan bazı müdavimlerimiz ilk defa söz aldıklarında usul bilmeden konuÅŸabiliyorlar.Biz o arkadaÅŸlarımızı da ne olursa olsun hatibin ve diÄŸer konuÅŸanların sözlerine saygılı olmamız gerektiÄŸi konusunda ikaz ediyoruz.Katıldıkları ikinci toplantıdan itibaren bu arkadaÅŸlarımız da “hür düşünce” usulümüzü kavrıyor ve faaliyetlerimize daha ilgili olabiliyor.Faaliyetlerimizde hiçbir biçimde ayrıştırıcı dil kullanmıyoruz.BaÅŸkalarını asla çekiÅŸtirmiyoruz.Devamlı pozitif söylem ve eylemlerde bulunuyoruz.Emek,ehliyet,özgünlük ve hür düşünce… Ä°lgiyi bu anlattıklarıma baÄŸlıyorum.


Ä°bn-i Haldun Paneli’ne gelecek olursak... Böyle bir paneli hangi mülahazalarla düzenliyorsunuz? Panelin amacına dair neler söylemek istersiniz?

Ä°bn-i Haldun Osmanlı devletini; 20. yüzyılda Batı’yı; günümüzde de tüm dünyayı etkileyen sosyal bilimcidir.1300’lü yıllarda yaÅŸayan Ä°bn-i Haldun’un tarih ve toplum anlayışına günümüz dünyası hâlâ ulaÅŸamamıştır. Ãœlkemizde de son yıllarda Ä°bn-i Haldun’a yoÄŸun ilgi vardır.Çok doÄŸru ve isabetli olan bu ilgi sonucunda adını taşıyan üniversite de kurularak ilgi taçlanmıştır.Biz de bu anlamda Ä°bn-i Haldun konusundaki çalışmalara katkı sunmak istiyoruz.

Panelde neleri tartışacaksınız? Gündeminizde neler var?

Ä°bn-i Haldun’un tarih, sosyoloji,devlet,siyaset,nüfus,ekonomi ve iklim gibi konulardaki görüşlerini tartışacağız ve bu görüşlerden günümüzde istifade edebileceÄŸimiz sonuçları çıkartacağız.Bu benim öngörüm.Ancak katılımcıların hür düşüncesi,farklı ve özgün açıklamaların da oluÅŸmasını saÄŸlayabiliyor.

Sizce Ä°bn-i Haldun’un öne çıkmış olan en önemli/mümeyyiz vasfı nedir?

Metodu çok saÄŸlam.Umran ve asabiyet gibi kavramları sosyoloji literatürüne katması, “coÄŸrafya kaderdir” demesi,iklim ve gıdaların insan tabiatına etkisi gibi onlarca konuyu ele alması Ä°bn-i Haldun’u öne çıkaran vasıflardır.

Ä°slam âlimi Ä°bn-i Haldun çok yönlü; multi-disipliner bir ÅŸahsiyet. Panelde merhum üstadın fikir ve eserlerini akademisyenler, eÄŸitimciler, sosyologlar, tarihçiler ve ilahiyatçılar ele alacak. Günümüzün ilmi atmosferinden Ä°bn-i Haldun benzeri âlimlerin neÅŸ’et edememesi nasıl telif edilebilir?

Kısaca özgün olmamalarına ve kendi kafalarıyla düşünmemelerine bağlıyorum.Günümüz aydınını Hilmi Ziya Ülken Şeytanla Konuşmalar kitabında;Cemil Meriç,Erol Güngör ve Nurettin Topçu gibi ustalar da eserlerinde benim söylediklerimi değişik şekillerde anlatarak tasvir etmektedirler.

İbn-i Haldun, bugünün devlet, ilim, kültür, sanat ve meslek adamlarına neler söylüyor?

Ä°bn-i Haldun’a göre devlet kurmak sosyal hayatın bir icabı ve insanlar için tabi bir zarurettir. Ancak güzel ahlâk ve meziyetler devlet ve hâkimiyete, kötü ahlâk ve kılıklar ise devletin yıkılmasına sebep olur.

İbn-i Haldun devletlere de insanlar gibi ömür biçiyor.

DoÄŸrudur. Ä°bn-i Haldun’a göre ÅŸahıslar gibi devletlerin de ömürleri var. Bu ömür devlette üç batındır. Yani ortalama 120 yıl.

Devlet ilk kuruluş devresinde göçebelik devresindedir. Kurulduktan sonra refaha kavuşmak onu takip eder. Haller genişler, yerleşik hayat bolluk getirir. Bolluk iş bölümüne iş bölümü hünerlere yol açar, böylece göçebelikten yerleşikliğe doğru bir evrim yaşanır.

Mezkûr evrimi açabilir misiniz?

Bu evrim süresince devlet çeşitli devreler geçirir. Bu devrelere göre ahalinin ahlâk ve tabiatının değiştiği görülür. Bu devreler en genel anlamda beş grupta incelenebilir.
-Zafer ve maksatlara eriÅŸme sahip olma devresi.
-Hükümdarın kavmini boyunduruğu altına alarak otoriteyi kendine geçirdiği dönem.
-Devletin servet ve meyvelerinden faydalanmak, feragat ve rahatlık çağı.
-Kanaat ve başarıyla yaşama çağı.
-İsraf ve saçıp dağıtma çağı.

Ä°bn-i Haldun’a göre devlet-toplum iliÅŸkisine dair neler söylemek istersiniz?

Ä°bn-i Haldun’a göre devlet, kötü ve zalim olursa bu devlet uyruk için zararlıdır. Onları mahveder. Devletin iyiliÄŸi ÅŸefkat ve merhametli olmasıyladır. Baskı, ahalinin basiret ve ahlâklarını bozar. Devletin ilk çağında hükümdar otorite ve yetkileri kendi akraba ve topluluklarıyla paylaşır. Ä°kinci çaÄŸda hükümdar onları devlet iÅŸlerinden uzaklaÅŸtırır ve kendi neslinin dışındaki insanlarla çalışmak isterler. Devlete kapılanan bu yabancı insanlar gerektiÄŸinde hükümdar için canlılarını dahi verebilirler. Vezirlik gibi en büyük makamlar onlara verilir. Bu hal devletin tabiatının bozukluÄŸunu ve tedavisi kabil olamayan hastalığa tutulduÄŸunu gösterir.

Ä°BN-Ä° HALDUN BÄ°TMEK BÄ°LMEYEN BÄ°R DERYADIR

İbn-i Haldun, devlet ve ekonomi ilişkisine dair neler söylüyor?

Ä°bn-i Haldun’a göre devletin ilk kuruluÅŸ yıllarında tebaa üzerinde vergileri azdır. Fakat bu vergiler toplanırken çok mal ve para toplanır. Devlet yıkılma çağına geldiÄŸinde tebaaya ağır ve çok vergiler yükletilirse de, vergilerden az para ve mal elde edilir. Çünkü ilk kuran göçebeler olursa göçebe devletin ihtiyaçları az olur. YerleÅŸiklik, iÅŸ bölümü ve uzmanlaÅŸma artıkça ihtiyaç ve tüketim de artar.
Ä°bn-i Haldun’a göre hükümdar ve devletin ticaretle meÅŸgul olması tebaa için zararlıdır. Çünkü sermayenin devletin eline geçmesi tüccarları zorda bırakır. Devlet ricali, ekincilik ve ticaretle uÄŸraşırsa tebaa zor durumda kalır ve bu çok hatalıdır. Çünkü tebaanın mal ve servetleri birbirine denktir. Dolayısıyla ihtiyaçları da o nispette olur. Sultanın mal ve serveti ancak vergi ile çoÄŸalmalıdır.
Devlet ile hükümdar dünyanın en büyük pazarı durumundadır. Ücret ve aylıkları eksiltmek devletin gelirini eksiltir. Çünkü pazar daralır gelirin azalması, pazardaki alış-verişin azalmasına yol açar.
Ä°bn-i Haldun’un devlet, toplum ve ekonomi ilgili görüşleri kısaca bu ÅŸekildedir.Ä°bn-i Haldun bitmek bilmeyen bir membaadır.

İlginiz için teşekkür ederim Cafer Bey.
Ben teşekkür ediyorum.

Kaynak: Dünya Bülteni

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.