Sosyal Medya

Kürsü

Zamanın Sarkacında / Sultan Alak

"Saatin kendisi mekân , yürüyüşü zaman , ayarı insandır. Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!"



Bizim zamanla bir problemimiz var. Zamanla problemimiz kendimizle olan problemimiz aslında. Aynaya beÅŸ dakikadan daha fazla bakamayan varlıklarız biz. BeÅŸ dakikadan fazla baksak delirmekten korkanlarız. Defalarca kez açıp "Selvi Boylum Al Yazmalım " filmini izleyip aynı sahnede yine aÄŸlayan insanlar da  bizleriz. Hiç alakasız bir yerde çalan bir Sezen Aksu ÅŸarkısında boÄŸazı düğümlenip aÄŸlamaya çekinen ler de bizleriz. AÄŸlamak için  karanlık, bomboÅŸ sokaÄŸa sapıp aynı ÅŸarkıya tekrar denk gelip, o sokaÄŸa defalarca kez  sapan da biziz. O sokakta aÄŸlayıp -kimse fark etmesin diye- başımızı eÄŸip saklanan da biziz. Biz ne zaman kimseden çekinmeden içimizi çeke çeke hıçkırarak aÄŸlayabileceÄŸiz?!.

Siz çocuk gibi küsmeyi  Ã¶zlemediniz mi?!.  Annenizin eteÄŸine yapışıp istemeyi, çekinmeden istemeyi, istediklerinizi aÄŸlayarak yaptırmayı özlemediniz  mi?!. Biz ne ara böyle korkak olduk! Sevmekten korkuyoruz. Seversek sevilmeyiz diye korkuyoruz. Seversek gider diye korkuyoruz. Åžairlerin ÅŸiirlerine hayretle bakıp "Ne yazmış be! " diyoruz. Biz yaÅŸamıyoruz. "Åžairler kadar cesur deÄŸiliz", yazık…

Tüm bunlar, "zamanla" oldu. Zamanla alıştık. Zamanla sevdik. Zamanla sustuk. Zamanla büyüdük. Büyüdükçe küçüldük.  Zamanla yalan söylemeyi öğrendik. Zamanla nefreti öğrendik. Zamanla rasyonel olduk. Öyle gerçekçi olduk ki bir ayna olup tüm çamuru herkese gösterdik. Ayıp kusur öğretmeyi unutarak, açık aradık. Bulduk. Gösterdik.

Kafamızda kırk tilki dolaÅŸtırmayı da zamanla öğrendik. Kırk tilkinin kırk kuyruÄŸunu birbirine deÄŸdirmemeyi de. Sonra birgün, tüm bu tilkilerin kuyrukları gelip boÄŸazımıza dolandı. Tuttuk zamanı suçladık. KeÅŸkeleri  zamanla meÅŸrulaÅŸtırdık. Zamanı tüm suçlara alet ettikten sonra, kılıf olarak da zamanı suçladık. Akrep ve yelkovana düşman  kesildik. Zaman aleyhimizde iÅŸledi artık. Biz ona hükmettiÄŸimizi  sanıyorduk. Kolumuzdaki saati avuçlarımızla kapatarak zamana hükmettiÄŸimizi sanarak kendimizi kandırdık. Oysa "tik tak" sesleri her an bizi çıldırtmaya devam etti. Zamanla kabullenmeyi öğrendik. Zamanla zamana sövecek gücümüz kalmadı. Bunu da kabullendik. Aynaya bakınca gözümüze çarpan beyazları, git gide kırışan  yüzümüzü de zamanla kabullendik. Hiç gelmeyecek ölümü de zamanla kavradık. Hep havada kalan sözler sarf ettik. AÄŸzımızdan çıkan yürekten  Ã§Ä±kmadı diye, kendimiz bile inanmayarak yolu bitirdik. Yol sadece bizim sandık. Yolda, bir biz varız sanarak gönlümüzce kurulduk. Biz zamanla kendimizi kaybettik. Bunun hâlâ farkında olmadan her sabah aynada suretimizi süslüyor, siretimizi çamura batırıyoruz. Bunu biz, bize zamanla yapıyoruz...

Sultan ALAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.